Gaste24’ten Deniz Demirdağ sosyolog, aile danışmanı, nefes terapisti ve aynı zamanda yazar Bircan Yıldırım ile kitapları hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdi. Bircan Yıldırım, “Hayatın faydalılık ve uzun süreli amaçlar üzerine kurulan hayallerle anlam kazandığını düşünüyorum.” diyor.

Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Bircan Yıldırım kimdir?

Aldığım eğitimlerden veya geçmiş deneyimlerimden burada bahsetmeyeyim isterseniz çünkü kitaplarımdan veya sosyal medya aracılığı ile ilgili yerlerden bu bilgilere ulaşabiliyorlar. Ben biraz daha farklı bir yönümden kendimi tanıtmaya çalışayım. Hayattaki en büyük keyfim insanların hayatlarında olan olumlu değişimleri izlemektir. Benim en büyük mutluluk kaynağım ve hayata tutunma noktam burası. Herkesin hak ettiği hayatı bir gün yaşayacağına dair ve buna hizmet eden tüm kayıtlara, bilgilere, araştırmalara ulaşmak en büyük keyfim. Günümün büyük bir çoğunluğu da bu yönde yapılan bilimsel araştırmaları incelemekle, üretmekle ve yazmakla geçiyor. Hayatın faydalılık ve uzun süreli amaçlar üzerine kurulan hayallerle anlam kazandığını düşünüyorum.

Yeter ki net ve kararlı olalım

Sizi kişisel gelişim alanında yazmaya yönelten ne oldu? Yazarlık hayali olan birisi miydiniz?

Kendi yaşadığım depresyon ve zor süreçlerden geçerken hissettiklerim beni bu alana sürükledi. Hayır, yazar olmayı hayal etmemiştim bu hayatın bana ilerleyen yaşlardaki en büyük bir sürprizi oldu. Kendinizi akışa bırakınca yol gerçekten kendiliğinden beliriyor. Yeter ki net ve kararlı olalım. Ama insanlarla birlikte olmak, insanları hayallerine ulaştıracak motivasyonu verebilmek, ikna ve destek sağlamak küçük yaşlarımdan beri beni en çok mutlu eden şeylerdi. İnsanlarla iletişim hâlinde olmayı birlikte daha güzel günleri hayal etmeyi hep sevdim. Bu süreç de benim yolumu en güzel insanlarla hayatımın anlamı olan değerli okurlarımla birleştirdi.

Kitaplarınızın oluşum süreci nasıl gelişiyor? Bir kitap ortaya çıkmadan önce hangi aşamalardan geçiyor, nasıl bir ön hazırlık süreci oluyor?

Kitaplarıma çok özen gösteriyorum. Çünkü onlar sadece ben yazarken benim kontrolümdeler. Yayınlandıktan sonra artık değerli okurlarıma aitler. Bu yüzden kendilerini gerçekten değerli özel hissetmeleri ve istedikleri hayatı yaşayabilmeleri için verebileceğim, paylaşabileceğim her şeyi bilimsel ve geniş çaplı araştırmalardan geçirerek uzun vadede yazıyorum. Bu yüzden çok sık kitap çıkartmıyorum. Okurlarımın harcadığı enerji, zaman, para benim için çok önemli. Buna kesinlikle değmeli.

Binlerce kişi kendisini çok daha iyi hissediyor ve hayalini yaşıyor

“Hayat Cesurlara Torpil Geçer” kitabınızla okurlarınıza ne anlatmak istediniz? Kitabı kaleme almaktaki amacınız neydi? Amacına ulaştı mı?

Amacım bireyin gücünü sadece Allah’tan alabilecek kadar cesur, güçlü, dik ve sabırlı olabilmesi ve hayalini yaşayabilmesi için bu kitabın vesile olabilmesiydi. Evet, amacına kesinlikle ulaştı. Şu anda 330. baskıda ve gerçekten binlerce kişi kendisini çok daha iyi hissediyor ve hayalini yaşıyor.

Kitabınızda, “Uçurumlar, dümeni kıracağın rotayı verir sana. İhtiyacın olan tek şey cesaret…” diyorsunuz. Peki, bu cesarete sahip olabilmek için ne yapmalıyız?

Başkalarından bir şey beklediğimiz sürece hep başkalarına bağlı yaşarız ve korku hayatımızı yönetir. Ama gücümüzü gerçekten sadece Allah’tan almayı öğrendiğimizde çok daha cesur olabilir ve sorumluluğumuzu elimize alarak ilerleyebiliriz.

Kitaplarınız çok satanlar listesinde yer alıyor. Böyle bir başarıya ulaşmasının bu kadar okunuyor olmanın sırrı, sebebi nedir?

Bir kitabın kaderi okurlarının zekâsına bağlıdır. Bu tamamen okurlarımın desteği ve başarısıdır. Kendilerine iyi gelen kitaplarımı cesurca her yerde paylaştılar ve çevrelerindekileri okumaya teşvik ettiler. Buradan tekrar hepsine binlerce kez teşekkür ederim. Bu günümüz insanın en zorlandığı noktadır. Ama benim okurlarım gerçekten çok farklılar ve özeller hep en zoru başarıyorlar!

Beyin duygu yüklenince daha kolay öğrenir

Kişisel gelişim kitaplarının okurken herkesi etkilediğini görüyoruz ama sürekliliği sağlamak zor gibi gözüküyor. Süreklilik için nasıl bir yol izlemeyi önerirsiniz okuyuculara?

Beyin tekrarla öğrenir ve duygu yükleyince daha kolay öğrenir. Duygu yükleyerek değiştirmek istedikleri noktalar üzerinde tekrar ederlerse çok daha kolay olacaktır. Ben hep bu yüzden kitaplarımda duygu yükleyerek daha kalıcı dönüşümler almaya çalışıyorum ve gerçekten çok da başarılı, güzel sonuçlar elde ediyorum.

Türkler kişisel gelişim konusunda sizce yeterli bilgiye sahip mi? Bu konu toplum tarafından anlaşılmış durumda mı yoksa hâlâ bilgi kirliliği söz konusu mu?

Bu konuda maalesef ki bilgi kirliliği çok fazla. Ancak kişisel gelişim çok dikkatli olunması gereken bir alan. Kişisel gelişim, çaresizlik duyguları ile baş etmeyi bilmeyen insanları kolayca ağına alıyor. Gerçekçi olmayan vaatlerde bulunuluyor. Zihin kirliliği çok tehlikeli ve önemli. İnsanların yeni bir şey çıkınca hemen koşturmaları, birisinde bulamadığı dermanı öbüründe bulmaya çalışması daha da gücünü kaybettiriyor. Yanılsamalara ve tükenmişlik duygularına itebiliyor. Hislerini dinlemeyi bilen kişi bu yanılgıya düşmez. Kendisine neyin iyi geleceğini çok iyi bilir. Dolayısıyla sabırlı, gerçekçi ve bilimsel bilginin peşinden gidilmeli. Çünkü ruh sağlığı her şeyin başı. İyileşeceğim derken kendisini kişisel gelişim ağında kaybedenlerin sayısı hiç de az değil.

Anda kalmalı ve anda yaşamayı öğrenmeliyiz

İnsanın huzursuzluğunun kaynağındaki hâkim duygu nedir? Ve bu huzursuzluğunu giderebilmesinin yolları nelerdir?

Bunun çok farklı nedenleri olabilir. Hayattan keyif alamamak, sıkılmak, varoluşsal bir gelişim, büyüme süreci, zorluklarla baş edememe, kendini gerçekleştirememe, geçmişin pişmanlıkları, geleceğin belirsizlikleri ile baş edememe, geleceğe dair hedefleri olmama gibi… Bunun için benim önerim kişilerin öncelikle anda kalmayı anda yaşamayı, şimdinin içinden çıkmamayı öğrenmeleridir. Nefeslerini tutarak şimdi ve buradayım diye gün içerisinde bilinçli olarak 7-8 kez tekrar edildiğinde hemen şimdinin içerisine geçiş yapılacaktır. Beyin bunu zamanla otomatik yapmaya başlayacak ve kişiler de anda yaşamaya başlayacaklardır.

İnsanın özündeki olumsuz düşüncelerden, duygulardan, edinilmiş kötü tecrübelerin bıraktığı izlerden arınmasının bir yolu var mıdır?

Yaşadığımız olayları silemeyiz ama yüklediğimiz duyguları yüzleşip kabul ettiğimizde ve onayladığımızda hayatımızdaki etkilerini otomatik azaltmış oluruz. Çünkü bastırdığımız duygular hayatımızı yönetir. Bu duygulara nötr kalmayı başardığımızda hayatımızda yeni bir sahne açılır.

Başarılı ve mutlu bir insan olmak için hayatı nasıl yaşamalı? İş hayatı ile özel hayat nasıl dengelenmeli?

İnsan sevdiği işi yaptığında otomatik dengeleniyor çünkü ikisi arasında keskin geçişler olmuyor. Kesinlikle sevdiğiniz işi yaptığınızda zaten zaman mekân kişi tanımıyorsunuz ve koşulsuzca üretiyorsunuz. Dolayısıyla bu yolda aynı amaca hizmet eden kişilerde en güzel armağan olarak sizlere geliyor.

İlahi düzende her şeyin zamanı bir oluşum süreci vardır

Günümüz insanının en yaygın ve ortak sorunu nedir? Ve buna nasıl bir çözüm getirilebilir?

Çabuk sıkılma, sabırsızlık, kısa yoldan bir şeyleri elde etmeye çalışma, hayatın her alanında görülen en belirgin sorunlardan. Bunun çözümü ise duygularımızı kontrol etmeyi öğrenmekten geçiyor. Duygularımızı kontrol edip akışa sürece güvenmemiz gerekiyor. İlahi düzende her şeyin zamanı bir oluşum süreci vardır. Bu oluşum sürecine güvenmeliyiz.



Toplumun içerisinde insanların birbiriyle iletişim kuramama ya da sürekli yanlış anlaşılma durumunun nedeni nedir sizce? Özellikle ebeveynler ve ilişkiler için?

Giderek empati yeteneğinin azalması bunun en büyük nedenlerinden. Toplumsal kaos süreçlerinde bilinçaltı hortlar ve kişi ayakta kalmak için bencilleşir. Bu süreçte de herkes hayatın kısa olabileceğini her an her şeyin başına gelebileceğini düşünüp bir an önce hayatını yaşamak için daha da bencilleşmeye başlar. Yetişkin bedenleri adeta 5-6 yaşlarında hazza odaklanmış çocuklar yönetiyor. İçimizdeki çocuğa ebeveynlik yapmayı öğretip süreci yönetmeyi kavramamız gerekiyor.

Okurlarımıza kişisel gelişim alanında okumaları için tavsiye edebileceğiniz kaynak kitaplar var mı?

Ben daha çok yabancı yazarların psikoloji felsefe sosyoloji mantık üzerine yazılmış kitaplarını seviyorum. Bunlardan Tarkovsky, Adler, Jung en vazgeçilmezlerim. Ve tabi ki daha buraya sığdıramayacağım kadar çok değerli özgün kişiler...

Kaynak: Gaste24