Türkiye'de 18 milyon öğrenci için Bilim Kurulu toplantısı sonrası 2020- 2021 Eğitim- Öğretim yılının başlamasına ilişkin 31 Ağustos tarihinde uzaktan eğitimle açılmasına, 21 Eylül'de ise yüz yüze eğitimin başlamasına karar verildi. Özel okullar ise 17 Ağustos itibarıyla uzaktan eğitim araçlarıyla eğitim faaliyetlerine başlayabilecek. Yüz yüze eğitimin başlaması durumunda öğrencilere, Milli Eğitim Bakanlığı'nca maske temin edilecek. Üniversiteler için ise eğitim- öğretim takvimlerinin 1 Ekim sonrasında başlayacak şekilde planlaması istendi. 

'DAHA AZ ÖĞRENCİ MODELİ OLABİLİR' 

Pandemi sürecinde zorlu bir süreç olan okulların açılması konusu ile ilgili büyük yaş grubundaki öğrencilerin maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyum sağlayabileceklerini dile getiren Prof. Dr. Yeşim Taşova, özellikle kreşe giden küçük çocuklar için bu durumun sıkıntı oluşturabilceğini kaydetti. Hastalığın riskinin bu çocuklarda daha düşük olmasıyla birlikte özellikle evde, riskli gruba ve büyüklerine taşımaları açısından risk olacağına dikkati çeken Taşova, daha az öğrenci modelinin faydalı olacağını belirterek, şöyle konuştu: 

"Her şey vaka artış hızımıza bağlı. Okulla ilgili karar, vaka artış hızı olduğu zaman zaten olayın rengi değişecek. Sadece okullar değil birçok alanda kısıtlamalara gitme söz konusu olabilir. Ek önlem olarak daha az çocuğun okullarda olması, sosyal mesafenin korunmasının yanı sıra aynı zamanda daha iyi yönetilebilir olmaları açısından önemli. Çünkü böyle de bir zorunluluk var, çalışma hayatı devam ediyor. Özellikle büyükşehirlerde aile büyükleri çalıştığı çocukların kreşlere verilmesi gerekiyor. Dolayısıyla daha az sayıda, kontrol edilebilir düzeyde alınması gerektiğini söyleyebilirim." 

'HER YAŞ GRUBUNA UYGUN COVID EĞİTİMİ

Bütün okullar için özellikle Covid-19'dan nasıl korunabileceği yöntemiyle ilgili her yaş grubuna özel eğitim verilmesinin son derece önemli olacağının altını çizen Prof. Dr. Taşova, "Özellikle kreş ve ilkokul grubu için gerçekten öğrenmeye açıklar. 3 yaş altında maskenin sürekli takılması gibi uyum sıkıntısı olabiliyor. Ama ağaç yaş iken eğilir. Eğitim için de en uygun zaman. Daha başka sağlık durumları için de geçerli, mutlaka yaş grubuna özel eğitimler verilebilir. Görseller kullanılabilir. Bilgisayardan ya da ekrandan seyrettirilebilir. Bu dönem içerisinde çevremizde baktığımızda 3- 4 yaşlarındaki çocuklara dışarı çıkalım denildiğinde 'yok, virüs var' şeklinde algılarının son derece açık olduğunu görüyoruz" diye konuştu. 

'VELİLER NELERE DİKKAT ETMELİ?'

Yüz yüze eğitim süreci başladığı takdirde velilerin de dikkat etmesi gereken kurallar olduğunu söyleyen Taşova, "Velilere tavsiyemiz; kendi ailelerinde veya kendileri ile ilgili Covid-19'a ait kuru öksürük, ateş, halsizlik koku ve tat almada sıkıntı gibi bulgular varsa o çocuğu okula getirmemeleri ve kendilerinin de bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekiyor. Kendisinde ya da çevresinde bu bulgulara sahip çocuk varsa bunu da mutlaka okula bildirmeleri gerekiyor. Okullarında her gün bu sorgulamayı velilerden istemeleri gerekiyor. Bunu hatırlatmalarında yarar var. Çocuklar okuldan eve döndüklerinde ise mümkün olduğunca riskli grup ve yaşlılarla bir araya gelmemesini, geliyor ise riskli kişi ya da yaşlının maske ile torunu ya da çocuğu ile bir arada olması, el hijyenine dikkat etmesi, odayı havalandırma en temel önlemler" dedi.