Kayseri Ticaret Odası Olağan Meclis Toplantısı'na katılan Çelik, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'deki ilk yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakasının 11 Mart'ta İstanbul'da bir hastada görüldüğünü anımsattı.

Sağlık Bakanlığının aldığı tedbirlerle Kovid-19'un yayılma hızının kontrol altına alındığını ancak bireysel sorumsuzluklar nedeniyle virüsün birçok kişiye bulaşabildiğini belirten Çelik, testi pozitif çıkan kişinin bir mahalledeki nişan törenine katılması sonrası virüsün yayılmasını örnek gösterdi.

 
Çelik, cenazeye gidip virüs bulaşan insan sayısının da fazla olduğunu vurguladı.

Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı bir çalışmada, Kayseri'de Kovid-19 virüsü tespit edilenlerin nüfusun binde 8'i olduğu bilgisini veren Çelik, bunun kentin iyi korunduğunu gösterdiğini belirtti.

Salgına ilişkin Dünya Sağlık Örgütü'nün geç refleks verdiğini belirten Çelik, tıp bilimini yönlendiren bazı ilaç firmalarının açıklamalarına da temkinli olduklarını kaydetti.

Kovid-19 salgınında sadece yaşlıların değil, genç yaşta ölümlerin de görüldüğüne işaret eden Çelik, özellikle kalp, diyabet hastalığı ve aşırı kilolu kişilerin risk altında olduğunu vurguladı.

"Sürü bağışıklığı çok riskli"

Salgının bundan sonraki seyrine ilişkin tecrübelerini de paylaşan Prof. Dr. İlhami Çelik, şöyle konuştu:

"Pandeminin bitmesiyle ilgili önümüzde kanıta dair herhangi bir şey yok. Bu devam edecek gözüküyor. Benim öngörüm, bunun yazın azalacağı şeklindeydi. 'Azaldı mı?' Bana göre, evet. Karantina tedbirlerine devam edilseydi belki de şu anda vakalar sıfırlanmıştı. Ancak, toplum dinamik bir toplum. Sizin yaşamak için çalışmanız ve üretmeniz gerekiyor. O yüzden bu durumu sonsuza kadar devam ettiremezsiniz."

Çelik, sokağa çıkma kısıtlaması uzun süre devam eden yaşlı kişilerde başka sağlık sorunlarının da çıkabildiğine değinerek, "Çok riskli bir olay. Sizin sürü bağışıklığı demeniz için yüzde 50 ile 70'inin enfekte olması ve bunların yüzde 5'inin ölmesi gerekiyor. Bu Türkiye için 3-5 milyon arası bir rakam olması gerekiyor. Biz bir kişinin canı için uğraşıyoruz." ifadelerini kullandı.

 
Türkiye'nin sosyal devlet anlayışı gereği koronavirüs testini ücretsiz yaptığını vurgulayan Çelik, "Amerika'da ise her şey özel sigorta ve para ile yapılıyor. Orada paranız kadar yaşıyorsunuz." dedi.

Virüsün ölümcül etkisinin azaldığına dair bazı açıklamalar yapıldığını belirten Çelik, bunun gerçeği yansıtmadığını, aşı çalışmalarının hız kazandığını aktardı.

"Aşı 2022 yılını bulur"

Çelik, "Aşı için öngörülen süre 2022 gibi duruyor. Biz tabii inşallah o dönemlere kalmayız. Kendimizi şöyle alıştırmıştık, yaz gelince biz de bitecek modundaydık açıkçası. Ancak Allah'a şükür şu anda çok ciddi vakalarımız yok. Böyle anormal gereksiz bir korku sendromuna da yol açmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Çünkü insan cesur olursa güçlü olur. Bu bağışıklık sistemi için de böyledir." diye konuştu.