Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Gökbilimciler tarafından yapılan araştırmalar, Mars'ın yüzeyinde bir zamanlar yer aldığı düşünülen okyanuslar ve nehirlerin zamanla kuruduğuna işaret ederken, bunun sebeplerine ilişkin araştırmalar da devam ediyor.

Daha önce yapılan araştırmalar, Mars'taki su kaybının Güneş’ten gelen yüklü parçacıklardan koruyan küresel manyetik alanın kaybında ortaklaşıyordu. Ancak yeni bir araştırma, daha önce düşünülmemiş bir faktöre işaret etti.

Washington Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen araştırma, bunun sebebinin gezegenin boyutu olduğunu ortaya koydu. Proceedings of the National Academy of Sciences'da yayınlanan çalışmaya göre, Mars zaten su kütlesi taşıyacak ve koruyacak kadar büyük değil.

Araştırmanın yazarlarından ve Washington Üniversitesi Sanat ve Bilim bölümünden gezegen bilimleri Yardımcı Doçenti Kun Wang, “Mars'ın kaderine en başından belliydi” dedi.

Wang, "Kayalık gezegenlerin, yaşamı destekleyecek ve levha tektoniğini sürdürecek ölçüde suyu tutabilmesi için bir boyut eşiği var. Bu da Mars'ın boyunu aşıyor" diye konuştu.

Araştırma nasıl yapıldı?

Araştırmada Wang ve ekibi, Kızıl Gezegen'den geldiği tespit edilen ve yaşları 200 milyon ve 4 milyar yıl arasında değişen 20 meteoritte bulunan potasyum izotoplarını inceledi. Potasyum orta derecede uçucu bir elementtir, ancak bilim insanları onu su gibi daha uçucu elementler ve bileşikler için bir tür izleyici olarak kullandı.

Bunun sonucunda bir nesnenin boyutuyla potasyum izotopunun bolluğunun ilişkili olduğu keşfedildi.

Bu yaklaşımı kullanarak, araştırmacılar Mars'ın oluşumu sırasında Dünya'dan daha fazla potasyum ve diğer uçucuları kaybettiğini ancak bu uçucu maddelerin, Dünya ve Mars'tan çok daha küçük ve daha kuru olan Ay ve asteroid 4-Vesta'dan daha fazlasını koruduğunu belirledi.

Yaşam ve su için belirleyici faktör boyut

Araştırma sonucunda, "Bu çalışma, gezegenlerin yaşanabilir bir yüzey ortamı geliştirmek ve yeterli suya sahip olması için çok belirli bir boyut aralığında olması gerektiğini vurgulamaktadır" denildi.

Wang, "Boyut ve kütleye dayanarak, artık bir ötegezegenin yaşam için aday olup olmadığını bilebiliriz, çünkü uçucu cisim tutmak için birinci dereceden belirleyici faktör boyut" dedi.

Çalışmanın ortak yazarlarından İsviçre, Bern Üniversitesi'ndeki Uzay ve Yaşanabilirlik Merkezi'nden Klaus Mezger, "Bu sonuçlar, gökbilimcilere diğer güneş sistemlerinde yaşanabilir ötegezegenler aramalarında rehberlik edecek" ifadelerini kullandı.