Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "Teknofest montu giymek ister misiniz?” dediğimizde, “Elbette” dedi. Ama giyince canı sıkıldı. 'Herkesin kolunda Türk bayrağı var, bende yok' dedi. Bayrağın diğer kolda olduğunu gösterdiğimizde çok mutlu oldu. Gülümsedi, “Şimdi tamam” dedi.
Gençlerimizin ilham kaynağı" ifadelerini kullandı.

 

AZİZ SANCAR GENÇLERLE BULUŞTU

TEKNOFEST için Türkiye’ye gelen Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar, Gebze’deki TÜBİTAK Fen Lisesi’nde gençlerin sorularını yanıtladı. İşte Sancar'ın sorulara verdiği yanıtlar...

“Nobel'e nasıl başvurdunuz?”

“Başvurmak diye bir şey yok. Kendinizi Nobel'e aday gösteremezsiniz. Nobel, Kimya Komitesi Başkanı bizim onurumuza Yemek verdiği zaman bana dedi ki: ‘Ben uluslararası toplantılara gidemiyorum, herkes etrafıma toplanıp beni etkilemeye çalışıyor.’ Nobel kendi propagandanızı yapmakla kazanılmaz. Beni kim aday gösterdi bilmiyorum. En büyük gaye Nobel değildir, kitaptır. 100 sene sonra benim buluşlarımı sizin gibi Türk çocukları okuyacaklar ve 'Bunu bir Türk yaptı' diyecekler. Benim gayem oydu. Ben Nobel düşünmüyordum.”

“Emeklerinizin karşılığını aldınız mı, amacınıza ulaştınız mı?”

"5 yıl gece-gündüz çalıştık. İnsanda DNA nasıl onarılıyor bunu bulmak istiyorduk. Eğer önemli bir konu üzerinde çalışıyorsanız biliniz ki o konu üzerinde çalışan 5 kişi daha vardır. Eğer Japonya'dan biri bunu bizden bir ay önce bulsaydı, bizim 5 yılımız heba olurdu. Bilim yapmak kolay değil. Ben, bunu merak için yapıyordum; insanlar nasıl onarılıyor? Çünkü bakterilerdeki proteinler insanlarda yok. Ama insanlarda da onarıldığını biliyordum ve bunu çözmek istedim. Sayısız uykusuz gecelerimiz oldu."

"BEN ÇOK MİLLİYETÇİYİM"

“En iyi olmak, başarmak için ne gerekiyor?”

“Bazen yenilir, bazen yeneriz. Her şeyi ben başaracağım diye bir şey yok. Fatih'in meşhur bir sözü vardır. ‘İstanbul, ya ben seni alacağım ya sen beni alacaksın.’ İnatçı olacaksın ve istekli olacaksın ve bütün enerjini ona vereceksiniz. Bu fedakârlık ister, ailede zor durumlar yaratabilir. Siz gece yarılarına kadar çalışabilirsiniz hanım evde bekliyor. Denge kurmak gerek. Eğer istekliyseniz 'Ben yapacağım’ dersiniz, yaparsınız. Büyük işler yapmış çok bilim adamı pek mutlu değiller aslında. İkide bir söylemek istemiyorum ama ben çok milliyetçiyim. Bu benim için büyük bir motivasyondur. Ne kadar strese girsem, onun tesellisi var.”

 

"ANNE BABASI OKUMA YAZMA BİLMEYEN BİR ÇOCUĞUN NOBEL ALMASI ATATÜRK SAYESİNDE OLDU"

“Nobel'i Anıtkabir'e hediye etmeye nasıl karar verdiniz?”

“Söyleyeceğim ama kimse alkışlamayacak, oldu mu? İlginç bir şey, Nobel'i ben aldım. Onun heyecanı, kargaşası vardı. Eşim Amerikalı, ona söyledim; ‘Ben bunu Anıtkabir'e koyacağım.’ ‘Tabii başka ne yapacaksın?’ dedi. O Amerikalı kadın. Çünkü ona Atatürk'ü anlatmıştım. Atatürk'ü birçok Türk'ten daha çok takdir ediyordu. Ben de hayret ettim. 'Yok, biz saklayalım' demedi. Ben Atatürk'ün sayesinde oraya vardım. Çünkü Mardin'in Savur ilçesinde annesi babası okuma-yazma bilmeyen bir çocuğun eğitim görüp Nobel alması Atatürk sayesinde oldu.”