İthaki Yayınları'nın "İthaki Modern" serisi kapmasında yer alan kitabın Türkçe çevirisi ise Duygu Akın'a ait.

Sütçü, "Kutuplaşmış bir toplumdaki gündelik terörün, her şeye sirayet eden siyasetin, asla bertaraf olamayacakların romanı" olarak tanımlanıyor. Kitap, Man Booker'ın yanı sıra 2019’da Ulusal Kitap Eleştirmenleri Ödülü ve Orwell Politik Kurgu Ödülü’ne değer görüldü.

Yazım hayatı durma noktasındaydı




Sütçü 2018 yılında Man Booker Ödülü’ne layık görüldüğünde Anna Burns'ün yazım hayatı, bel ağrıları nedeniyle durma noktasındaydı, küçük bir okur kitlesi vardı ve güç bela geçiniyordu. Önceki iki romanında da Kuzey İrlanda sorununu işleyen, hayatı bu çatışmaların etkisinde geçen Burns, "Sütçü"de de yine aynı atmosfere davet ediyor okurunu.

Kitabın ana karakteri, 18 yaşındaki ‘ortanca kız kardeş’… En sevdiği şey ise; yürüyerek kitap okumak… Ve derken bir gün bir söylenti hayatını değiştirir: “ ‘Diğer taraftan’ ve ‘retçi’lerden bir sütçüyle sevgiliymiş!  Oysa bütün bunlar bir yalandan ibaret. Ortanca kız kardeşin başka bir sevgilisi var. Sınırların sert çizgilerle çekildiği bu yerde dikkat çekmek tehlikeli. Özellikle de bekâr genç kadınlar için. Her yerde seni dinliyor, gözlüyor olabilirler ve sınırı aşmak için tek kelime yeterli.”

Man Booker Ödülü Jürisi’nin, “Anna Burns’ün Sütçü’de kullandığı dil inanılmaz. İlk sayfasından itibaren, kelimeleriyle, bizi kendi dünyasının gündelik dehşetine çekiyor” dediği kitap hakkında The Washington Post ise, “Sütçü, terörizmle, cinsel tacizle, uzlaşmanın imkânsızmış gibi geldiği kör edici ayrımlarla, günümüzün kaygılarıyla yüklü… Bu coğrafyanın yoğun baskısı, komedi ile dehşeti birbirine öyle kaynaştırmış ki ortaya yepyeni bir alaşım çıkmış sanki” yorumunu yapıyor.