Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Müjdeli haber hem fotokapan görüntüleri hem de makalesiyle birlikte geçen günlerde geldi. Şırnak ve Cudi Dağı’na yakın bir vadiden gelen fotokapan görüntüleri ve ardından çalışmanın bilimsel ayağını yürüten Prof. Dr. Ahmet Karataş, Dr. Şafak Bulut ve Dr. Burak Akbaba tarafından ‘Zoology in the Middle East’de yayımlanan makale şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde efsanevi canlı parsın (Panthera pardus) halen Anadolu’da yaşadığını kanıtladı.

Parsın bulunma hikâyesini anlatan Prof. Dr. Ahmet Karataş, keşfin yıllar aldığını ve birçok kişinin katkısıyla yapılan bir çalışmanın ürünü olduğunu söylüyor. Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin envanterinin çıkarılması amacıyla DKMP’nin (Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü) ‘Nuh’un Gemisi’ veritabanı projesi kapsamında, Ekoiz firması yükleniciliğinde çalışmanın yürütüldüğünü belirten Karataş şunları söylüyor: “Pars için önce çok detaylı bir kayıt haritası hazırladım. 1800’lü yıllardan beri ne kadar pars kaydı varsa haritaya işledim. Bu haritaya göre pars Ege, Akdeniz ve Toroslar’ı takip ederek İran sınırından Ağrı ve Kars’a kadar dağılıyor. Türkiye - Irak sınır bölgesinde küçük bir pars popülasyonunun hayatta kalmış olabileceğini, Cudi Dağı’nın Türkiye, Irak ve İran arasında hareket eden parslar için bir koridor görevi görebileceğini fark ettik. Olabileceği alanlarda çalışma başlattık. Sonuç, 150 fotokapanı kurduğumuz Şırnak ve Cudi Dağı civarındaki bir vadiden geldi. Böylece bu topraklardaki varlığı Çatalhöyük’e kadar uzanan pars ilk kez benekleri ve hatlarıyla canlı olarak doğada görüntülenmiş oldu.” “Fotoğrafları görünce şaşırdınız mı?” soruma “Ben bir biliminsanıyım. Aradığımız canlıyı görünce şaşırmadım ama çok sevindim” diyor ve ekliyor: “Asıl iş şimdi başlıyor.”

Türkiye’nin etrafında pars kayıtlarının İran ve Azerbaycan, Nahçıvan taraflarından geldiğini, Anadolu parsıyla bu bölgelerde görülen parsların alttür olarak kabul edildiğini anlatan Karataş, “Gördüğümüz canlının Anadolu parsı olduğunu söylemek için çok erken. Daha fazla araştırma yapılmalı. Ama biyoçeşitlilik dünyasında şöyle bir kural var. Eğer üç ülkede görülen de alttür olarak kabul edilecekse ilk kaydı olanla anılır o canlı. Yani biz eğer parsımızla ilgili yeterli çalışmayı yapıp ‘Bu Anadolu’ya özgü bir alttürdür’ dersek bizdeki kayıtlar 1800’lere kadar uzandığı için diğer ülkelerdeki parslar da bilimsel olarak Anadolu parsı olarak tanımlanacak. Ancak buna henüz çok var” diyor.

ASIL SINAV YAŞATMAK

Artık bundan sonra önemli olanın parsı yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak olduğunun altını çizen Prof. Dr. Karataş, şunları söylüyor: “Tüm canlı yaşamı gibi pars için de en büyük problem habitat kaybı. Her şeyden önce parsın yaşadığı ve yaşama ihtimalinin olduğu alanları iyi korumalı, oraların doğallığına zarar vermekten kaçınmalıyız. Biz parsı korursak o da yaşadığı coğrafyayı korumuş olacak. İkinci en büyük sorunumuzsa bu canlıya gördüğü yerde ateş eden insanlar. Ayrıca sadece parsı değil onun avı olan dağkeçisi, tavşan gibi canlıları da korumamız gerekiyor. Bu bizim asıl sınavımız olacak.”

Prof. Dr. Ahmet Karataş ve ekibi parsı görüntülemek için 150 fotokapan kurdu.

KISA KISA...

GÜNDE 241 KAMYON PLASTİK GELİYOR




Sağımız solumuz, sularımız plastik atıkla dolu ama Avrupa’dan plastik atık alma liderliğini de bırakmıyoruz. Greenpeace Akdeniz’in geçen günlerde yaptığı açıklamaya göre Türkiye, 2020’de de Avrupa’dan en çok plastik atık alan ülke oldu. Ülkemizde dönüşümü yapılan bu atıklar yerine kendi atıklarımızı dönüştürülebilir hale getirmiyoruz. Açıklamaya göre son 16 yılda Avrupa’dan gelen plastik atıklar 196 kat arttı.

TÜRKİYE’DE İLK KEZ GÖRÜLDÜ



Anavatanı Arap Yarımadası olan ve Türkiye’de daha önce kaydı bulunmayan Arabistan toygarı, Hatay’da kuş gözlemcisi Emin Yoğurtçuoğlu tarafından görüntülendi. Samandağ’daki Milleyha Sulak Alanı’nda görüntülenen kuşun Suriye üzerindeki çöl fırtınası yüzünden Türkiye’ye sürüklendiği düşünülüyor.