AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Memur-Sen Genel Merkezinde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesiyle ortaklaşa düzenlenen "Aile Kongresi"nde konuştu.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump tarafından duyurulan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile İsrail ilişkilerinin tamamen normalleşmesini öngören anlaşmaya ilişkin Kurtulmuş, "Birleşik Arap Emirliklerinin açıktan 'Filistin davasını satması' işlevini telin ettiğimizi, beğenmediğimizi, bunu protesto ettiğimizi açıkta ifade etmek istiyorum." değerlendirmesinde bulundu.

İslam coğrafyasında İsrail devleti oluşturulmadan önce sarih ihanetlerin oynandığını çok iyi bildiklerini vurgulayan Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:

"Dün nasıl sarih ihanetlerle İsrail'e burada bir yurt edinme imkanı verildiyse bugün maalesef daha açık ve daha net birtakım ihanetlerle İsrail'in Filistin toprakları içerisinde hem işgali meşrulaştırılmak hem de bundan sonraki ilhak hareketlerinin önü açılmak isteniyor.

Her ne kadar geçici olarak İsrail'in ilhak planının rafa kaldırıldığı söylense de aklı başında Ortadoğu'da siyaset yapan herkes bilir ki İsrail'in gündeminden ilhak ve daha geniş bir toprak kazanma arzusu hiçbir zaman rafa kalkmayacaktır. Bu açık ihanetin Araplara, Filistin halkına Müslümanlara karşı yapılmış açık bir ihanet olduğunu ifade etmek boynumuzun borcudur. Bunu tanımadığımızı, yanlış bir yaklaşım olduğunu öncelikle bu anlaşmayı imzalayanların kendi halklarının da buna tamamen karşı olduğunu ifade etmek isterim. Ne yaparlarsa yapsınlar eninde sonunda hak galip gelecek, eninde sonunda Filistin davası, Filistinli kardeşlerimizin istediği şekilde inşallah zaferle sonuçlanacaktır."

Dünyanın en önemli toplumsal varlıklarından ailenin, korunması, geliştirilmesi ve ileriye götürülmesi bakımından fikirlerin müzakeresinin önemli olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, modern ve post modern dönemlerde bunun çok daha yakından bilindiğini söyledi. 

Kurtulmuş, ailenin bütün toplumların ortak özelliklerinden biri olduğunu belirterek, "İnsanoğlunun yaradılıştan bu yana bu yapısı, bir kadın ve bir erkekten oluşan aile yuvası aslında toplumların kök hücresidir. Tıpta nasıl kök hücreden bozulmuş olan hücreleri yeniden yenilemek mümkündür. Biz aileyi sağlam tutabilirsek, kök hücre olan aileyi sağlam tutabilir, koruyabilir, iyileştirebilirsek diğer toplumsal hastalıkları da onararak şu fani toplumun içerisinde canlı tutmuş olabiliriz." dedi. 

Ailenin aynı zamanda ilk insandan günümüze bütün insanların ilk mektebi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Her birimiz için öyledir. Hayata ve dünyaya ilişkin hangi temel meseleleri öğrendiysek her birimiz bunları ağırlıklı olarak aile çevremizden öğrendik. Sevgi, saygı, dayanışmayı, yardımlaşmayı, merhameti, yoksulu gözetmeyi ve bir arada yaşayabilme kültürünü ilk mektebimiz olan aileden öğrendik. Bu ilk mektebin çatısını çok sağlam bir şekilde kurmak ve devam ettirmek mecburiyetindeyiz." diye konuştu.

Geniş ailenin iyice küçüldüğü bir süreçten geçildiğine işaret eden Kurtulmuş, geleneksel Türk aile yapısının korunması ve geliştirilmesi üzerinde çalışması gerektiğini, nesillerin mahvedilmesine izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. 

Türkiye ve dünyanın herhangi bir yerinde ailenin kadın ve çocuktan bağımsız ele alınamayacağına işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Kadın haklarını sonuna kadar savunmak, kadına karşı şiddete sonuna kadar karşı çıkmak, kadına karşı şiddet gösteren birisini değil, bir adam, bir insan bile olmadığı bilinciyle kadına karşı şiddetin bütün yollarını kapatmak mecburiyetindeyiz. Kadına karşı şiddet, bizim toplumumuzun geniş kesimlerinin nefretle yaklaştığı maalesef bazı kendini bilmezlerin ise bir şekilde bunun içinde yer aldığı bir hastalıktır. Kadına karşı şiddetin, Türk toplumunun bir özelliğiymiş gibi gösterilmesini şiddetle kınadığımı ifade etmek istiyorum. Kadına karşı şiddet bir insanlık suçudur."

Kurtulmuş, aile değerlerini korurken kadın haklarını da sonuna kadar savunacaklarını kaydetti.

Kaynak: AA