BİZ BAŞARIYA MAHKÛMUZ

“Zorlu bir mücadeleyi geride bıraktık. Asıl görev, asıl mücadele şimdi başlıyor. Bir ülke nasıl hukukun üstünlüğünü esas alarak adaletle yönetiliyorsa aynı kuralları, belediye başkanlarımız da kendi beldelerinde uygulamak zorundadır. Adaletle yöneteceğiz. Bunu seçim bildirgemizde 12 madde halinde taahhüt ettik. Bildirge bir partinin siyasal namusudur. Sırtlandığımız yük çok daha ağırdır. Verdiğimiz taahhütler önemlidir. 'Yapmak zorundayız'ın da ötesinde bizler başarıya mahkûmuz. Öyle örnekler vermeliyiz ki belde halkı, 'İşte bir belde böyle yönetilir' diyebilmelidir. Ve o anlayış bizi Türkiye yönetimine taşıyacaktır. Vaatlerimizi gerçekleştirerek o güveni perçinleyeceğiz. Bir daha seçimlere gireceksiniz daha yüksek oy alacaksınız. Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlara bakınca kaygılanan milyonlar varken, siz beldenize hakkı, hukuku ve adaleti getirdiğinizde kaygıyı kaldıracaksınız.

Bizlerin devri sabık yaratmak gibi bir düşüncesi asla olmamalı. 'Kin, intikam alacağım, hesabını soracağım', bunlar yok bizim kitabımızda. Bu şu anlama gelmemeli, 'Efendim yolsuzluk var ama genel başkan söyledi biz bunu görmeyelim.' Hayır. Yolsuzluk varsa onun üzerine gideceksiniz ama kim gidecek? O işin uzmanı gidecek. Koltuğa oturduktan sonra önünüze belki yüzlerce, binlerce ihbar dilekçesi gelecektir. Bunların yüzde 90'ı da imzasız olacaktır. İmzasız bütün dilekçeleri alıp hiç bakmadan çöp sepetine atacaksınız. Bu tür işlerle uğraşmayacaksınız.

POZİTİF AYRIMCILIK VURGUSU

3.5 milyon kişi İstanbul'un belediye meclis toplantısını izliyor. Olağanüstü bir şey. Belediye başkanının getirdiği proje, halkın yararına ve rakip partiler tarafından bunun çıkarılması engelleniyorsa açık toplantıda halk onu görmeli. Belediye meclislerinden karar alın. Dini ve milli bayramlarda belediye otobüsleri bedava olsun. Engellilere, kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık yapmaya hepinizin çalışması lazım. Kreşler, yüzme havuzları, spor salonları, kütüphaneler çok önemli. Bir yoksulluk envanteri oluşturacaksınız. Bunu oluşturmamızın temel nedeni sağ elin verdiğini sol el görmeyecek.”

'YSK YASALARA UYMAK ZORUNDADIR'

“SEÇİMLERDEN bu yana bir aydan fazla geçti” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Bütün seçimler sonuçlandı, İstanbul seçimleri sonuçlanmadı. Ne için? İtirazlar yapıldı YSK kararını verdi. İstanbul'a gelince bir türlü karar çıkmıyor? YSK da 'her gelen şikâyeti dinleyeceğim' diyor. İyi de bu şikâyetler bitmezse ne olacak? İstanbul seçimleri bir demokrasi tercihi noktasına gelmiştir. Ya demokrasiden yana ya demokrasi dışı bir uygulama olacak. İstanbul'da bir şeyler oldu ve sandıkta oldu, Ekrem İmamoğlu kazandı ve sandıkta kazandı. YSK üyelerine çağrıda bulunuyorum: Yasalara ve benzer olaylar karşısında verdiği kararlara uymak zorundadır. YSK seçimde kaybedenlerin devletin gücünü kullanarak ürettikleri yasadışı delilleri ellerinin tersiyle itmek zorundadır. YSK, iktidar sahiplerinin kurdukları baskılara boyun eğmemek zorundadır. YSK, 'Demokrasi değil, seçimsiz bir Türkiye istiyoruz' talebini reddetmek zorundadır. YSK üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunmalıdır. İktidar sahiplerinin demokrasiye karşı kurduğu kumpası YSK'nın reddetmesi gerekiyor. İstanbul seçimleri bütün dünyada konuşuluyor. Ülkede demokrasi var mı, yok mu, hukuk var mı, yok mu, daha da önemlisi Türkiye'de gerçek anlamda hâkimler var mı, yok mu, bunu göreceğiz. Böyle bir konuşmayı bu süreçte yaptığım için de son derece üzgünüm. Seçim yapılmış, vatandaş gitmiş oyunu kullanmış. Aşağıdan sayıyorsun Ekrem İmamoğlu, yukarıdan sayıyorsun Ekrem İmamoğlu. Karar yok. Neye bakıyorsun? Adalet talep ediyoruz, adalet istiyoruz. Bu ülkede adalet dağıtan hakimlerin olduğuna inanmak istiyoruz.”