Vücudunda şarapnel yaraları. Kulağında ise kalıcı hasar. Ama tüm bunlar, onun asıl yaşadığı acının dışında bir hiç...

O TANKTAN SAĞ ÇIKTI AMA…

Habertürk'ten Arzu Kaya'nın haberine göre, Emre Aslan, 23 yaşında sözleşmeli er olmaya hak kazandı. Komando oldu. Ataması Van Erciş'e yapıldı. Bir sene boyunca vatani görevini yerine getirdi. Ölümü dahi göze göze aldı. Ardından harekat başladı. Fırat Kalkanı Harekatı. Bir tanka bindi. O tanka terör örgütü DEAŞ saldırı gerçekleştirdi. O tanktan sağ çıkmayı başardı ama hayatına eksik devam etti.

GAZİLİK BAŞVURUSU KABUL EDİLMEDİ

Aslan’ın yaşadığı acı derindi. Ölümü ensesinde hissetmişti. Kilis'te, Van'da, Bitlis'te Muş'ta. Bir çok hastanede tedavi gördü. Günlerce, hatta aylarca kendine gelemedi.

Geldiğinde ise kulağında derin bir sessizlik. İşitme kaybı yaşamıştı. Yaşadığı kaybın ardından bir teselli olacaktı belki. Bu yüzden gazilik için başvuruda bulundu. Ama SGK'dan gelen cevapla şoke oldu. Gazilik başvurusu kabul edilmedi.

MAHKEMENİN KAPISINI ÇALDI

Emre Aslan vücudundaki yaraları kabullendi ancak kabullenemediği tek bir şey var o da vatanı uğruna tüm bu yaşadıklarına rağmen gazi sayılmaması. İşte tam da bu yüzden yıllardır hukuk mücadelesi veriyor. SGK'nın kararının ardından mahkemenin kapısı çalındı. Gazi sayılmaması kararına dair dava açıldı.



HAYATI DEĞİŞTİ

O saldırıdan sonra hayatı komple değişen Aslan, şimdi bir işe dahi başvuramıyor. Dahası, hayatını ailesine bağımlı yaşıyor. Emre'nin şimdi tek isteği, hakkı olanı almak...

“YARIM HAYAT YAŞIYORUM”

Yaşadığı süreci, acılarını ve daha fazlasını ise HABERTÜRK’e anlattı. “Yarım hayat yaşamaya devam ediyorum şuanda. Sapasağlam biriyken bir anda duymamaya başladım. Gazilik nasip oldu yalnız SGK'nın tutumu çok üzücü” dedi.



“KAN REVAN, HER YER KAN REVAN”

Fırat Kalkanı Harekatı’nda DEAŞ'ın saldırısına uğradıklarını söyleyen Aslan, o an yaşadıklarını ise şu cümlelerle anlattı. “Aracımıza güdümlü füze saldırısı oldu. Biz canımızı vermek için gitmiştik. Bazı arkadaşlarımız şehit oldu. Ben de dahil bazı arkadaşlarımız yaralandı. Olay çok acı verici. Ne olduğunu anlamadık. Her yeri toz duman kaplamıştı. Barut kokusundan dayanamadık hepimiz bir yerlere savrulduk. Biri bir yere düştü, biri bayıldı başka bir yere düştü. Kan, revan. Her yer kan revan oldu”

“DOĞANIN SESİNİ DUYMAMAYA BAŞLADIM”

O andan sonra hala ‘o anı’ yaşayan Aslan, “İnsanların sesini veya doğanın sesini duymamaya başladım. Rüyalarımda görüyorum olayları, yaşıyorum. Uyuyamıyorum. Psikolojim de bozuldu. Şehit olayları veya yaralanma olayları haberlerde
duyduğum zaman aynı şeyi tekrar yaşıyormuşum gibi aynı hissi yaşıyorum” dedi.

PATLAMADAN DOLAYI DEĞİL DEDİ”

SGK’nın neden kendisini gazi saymadığını da anlatan Aslan, “SGK bu hastalığın, yani duyma kaybının patlamadan dolayı olmadığını, başka bir şeyden olduğunu iddia etti” diye konuştu.

“EVDE HAPİS HAYATI YAŞIYORUM”

Bir işe dahi giremediğini söyleyen Emre Aslan, “Bir fabrikaya girdiğinizi düşünün kulak duymuyor. Yani bir makinanın başında olduğunuzu düşünün. Elinizi bir yere atarsanız alarm sesi falan olsa duymazsınız. Araba seslerini yada korna sesini duymam. Araba bana çarpar şüphesiyle, korkusuyla dışarı çıkamıyorum. Evde hapis hayatı yaşıyorum. SGK'dan ve devlet erkanından haklarımın bana verilmesini talep ediyorum” dedi.
 
“KARARI DÜZELTMELERİNİ BEKLİYORUZ”

Hukuki süreçle ilgili konuşan avukatı Şeref Şahin ise, “Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan verilen talihsiz karar ile Emre’nin işitme kaybının, askerliğe elverişsizlik teşkil eden duyu kaybının çatışmadan kaynaklanmadığına karar verilmiştir. Hukuksuz ve yersiz bir karardır. Yetkililerin Emre’ye müşahhas olan bu hatalı kararı düzeltmelerini bekliyoruz” şeklinde değerlendirmede bulundu.