Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Özgür Selvi: Kötülüğün yakasına
neşe çiçeği taktım


◊ Filmin hikayesi nedir?
- Modern, güçlü bir kadın olan Aslıhan’la, bir baltaya sap olamamış lümpen Serdar, bir cinayeti aydınlatmak için evli numarası yapmak zorunda kalırlar. İkisinin de dedektiflikle ilgili bir fikirleri olmadığı halde büyük bir özgüvenle girdikleri macerada başlarına olmadık işler gelir.
◊ Nerede çekildi?
- Akçakoca’da çektik. Akçakoca’nın misafirperver, sinemayı seven insanları çalışırken ellerinden gelen desteği verdiler. Özellikle Belediye Başkanı Okan Yanmaz ve eşi Nursen Yanmaz müthiş sanatsever, vizyonları geniş, değerli insanlar. Destekleri ve inançları çok şık ve zarifti.
◊ Çekimler nasıl geçti?
- Film setleri genel olarak zorlu çalışma alanlarıdır. Ekibin aşağı yukarı aynı filmi kafasında canlandırması gerekir. Bu da ahlaki ve kültürel donanımları birbirlerinden farklı insanlar için bazen çok zorlayıcı olabilir. Üzerine bir de pandemi eklenince büyük güç gerektiren, zorlu bir sınava dönüştü. Sonucunda en başarılı şekilde engelleri aşmayı başardığımızda gördüm ki iyi bir film yapmak için ihtiyacımız olan tek şey, bir grup delice tutkulu sinemacıymış!
BEN EN ÇOK
KOMEDİ İZLERİM
◊ Neden komedi?
- Komedi benim en çok izlediğim tür. Hayatlarımızı baskı altına alan mantık dışı sosyal kalıpların mizahını üretemezsek sonumuz akıl hastanesi olur. Bütün dünyayı saran küresel pandemik bir felaketin ve onun insani çöküntüsünün karanlığında inatla filizlenmeyi başarmış bir neşe çiçeğidir benim için ‘Çılgın Ortak’. Bu sebeplerden komedi filmi yazmaya ve yapmaya devam edeceğim.
◊ Siz nasıl filmlere gülersiniz?
- David Zucker, Jerry Zucker, Jim Abrahams ekibinin filmlerini defalarca sıkılmadan izlerim. Her türlü polisiye komediyi izlerim. Dizi olarak da ‘Shameless’ ve ‘Fleabag’ ilk aklıma gelenler.
◊ Yerli komedide nelere gülersiniz?
- Ertem Eğilmez’in senaryo matematiği, kurduğu dünyalar, insanı ve toplumu yorumlama biçimiyle klasikleşmiş sineması çok sağlam bir kök. Çok uzun zamandır komedi sineması kahve sohbetinin ötesine geçemiyor. Bir grup erkek kendi aralarında espri yapıp gülüyorlar. Buradan çıkmanın bir yolu olmalı.
◊ Çıkış yolu nedir sizce?
- Ben kendi adıma lümpenliğin toplumsal hayatı bütünüyle işgal eden baskısını mizaha dönüştürerek direndim. Yaptığım film bir lümpenlik parodisidir. Sanat her hâlükârda yaşamı savunmaktır. Kötülüğün yakasına inatçı bir neşe çiçeği taktım!


Nur Erkul: Seyirciyi güldürmek ağlatmaktan zor
◊ Filminiz hayırlı olsun, neler söyleyeceksiniz?
- Çok keyif alarak çektiğimiz bir film oldu, bunun da seyirciye güzel bir şekilde yansıyacağını düşünüyorum. Yönetmen, senarist ve yapımcımızın Özgür Selvi olup, işin tek elden çıkması işimizi daha güçlü kıldı.
◊ Filmdeki karakterinizden bahsedebilir misiniz?
- Yurt dışında okumuş fakat Türkiye’ye, mesleği dışında dedektiflik yapmak için gelen ve bu yüzden babasının desteğinden mahrum kalmış Aslıhan. Bir iş görüşmesinde yolları Serdar’la kesişip, bir anda dedektifçilik oynamaya başlıyorlar. Akıllı zeki bir kadın, bazen Serdar’ın kolpacılığına anlam veremeden olayların akışında kendini bulan ama bütün karmaşık olayların içinde sonuca ulaşabilen bir karakter.
ARGOSUZ DA
KOMEDİ OLUR
◊ Pandeminin en yoğun olduğu dönemde çektiniz filmi. Nasıl önlemler aldınız? Zorladı mı sizi?
- Çekimler başlamadan önce testlerimiz, kontrollerimiz yapıldı. Verilen aralardan sonra tekrar testlerimiz yapıldı. Yemekler ona göre tek tek paketlenmiş bir şekilde geldi. Çekimler Akçakoca’da kendi içimizde yapıldı, aynı komün hayatını hep beraber otelde de kalarak geçirdik. Dışarıdan gelenlere ve testlerine dikkat edildi. Büyük bir tedirginlik yaşamadım.
◊ Filmde argo yok, küfür yok. Bunlar olmadan çekilebildiğini bu filmde görüyoruz, siz neler söyleyeceksiniz?
- Sadece şimdiye kadar böyle seçim yapılmamış olabilir, fakat Özgür Hocamız argo olmadan da seyirciyi güldürebilmeyi başarmış birkaç kişiden biri diye düşünüyorum.
◊ Komedi filminde oynamak kolay mı zor mu sizce?
- Hem kolay hem zor. Seyirciyi güldürmek, ağlatmaktan daha zordur çünkü. Ama ben çok seviyorum komedi oynamayı, orada olmak bana büyük haz veriyor ve tamamen işin işinde olabilmemi sağlıyor. Normalde içsel olarak haraketli atraksiyonlu ve her an her şeyi yapabilme potansiyelini içimde barındırıyorum, o yüzden de komedi oynamayı çok seviyorum.
◊ Film Akçakoca’da geçiyor, nasıldı orası, bize neler söylemek istersiniz?
- Çok sevdim, çok güzel... Batı Karadeniz olduğundan sadece havası dengesiz ama halk olaya, havaya, duruma hakim, çok dikkatimi çekmişti bu durum. Denizi güzel, tatlı bir sahil kasabası. Beni mutlu etmişti, kendi halinde, kendine yeten kasabaları çok severim.