Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Sultan İltutmış 629 (1231) yılında Gevâliyâr üzerine sefere çıktığında Delhi’nin idaresini kızı Raziye Begüm’e bırakmış, sefer dönüşünde de o sırada oğulları bulunmasına rağmen onu veliaht tayin etmişti. Ancak İltutmış ölünce (633/1236) saray mensupları ve kumandanlar tarafından sultanın oğlu Rükneddin Fîrûz Şah tahta çıkarıldı. Fakat yeni sultanın işret meclislerine dalarak yönetimi annesi Şah Terken’e bırakması sonucunda çeşitli isyanlar ve huzursuzluk baş gösterdi. Şah Terken, Raziye Begüm üzerine yürüyünce Delhi halkı ayaklanarak sarayını kuşattı. Bu esnada isyanları bastırmak için Delhi dışında bulunan Rükneddin Fîrûz Şah olaylara müdahale edemedi. Ordunun bir kısmı başşehir Delhi’de Raziye Begüm’ü tahta çıkardı. Tutuklanarak Delhi’ye getirilen Fîrûz Şah çok geçmeden hapiste öldü.

Sultan yerine “melike” unvanını kullanan Raziye babası İltutmış devrinde yürürlükte olan kanun ve nizamları tekrar uygulamaya koydu ve adaleti tesis etti. Tahta geçtiği yıl karşılaştığı ilk hadise, Nûreddin (Nûr-i Türk) adlı bir Türk’ün liderliğindeki Karmatîler’in Delhi’de çıkardıkları kanlı isyandır (6 Receb 634 / 5 Mart 1237). Delhi’de pek çok kimseyi öldüren Karmatîler halkın yardımıyla bertaraf edildi. Raziye Begüm isyanın ardından, hükümdarlığına karşı çıkan babasının veziri Nizâmülmülk Muhammed Cüneydî ve ileri gelen devlet adamlarının muhalefetiyle karşılaştı. Delhi’de muhasara edilen Raziye Begüm’ün emriyle diğer bölgelerden kuvvetler geldiyse de bunlar isyancılara yenildi. Bu sırada Delhi’den çıkmayı başaran Raziye âsilerin bazı liderleriyle anlaştı ve kaçan diğer âsilerin elebaşıları yakalanarak öldürüldü. Daha sonra ülkede düzeni sağlayan ve önemli görevlere yeni tayinler yapan Raziye Begüm, İltutmış’ın ölümünün ardından Hindular’ın ele geçirdiği Ranthambhor’a Melik Kutbüddin Hüseyin’i gönderdi.

Devlet yönetiminde ve orduda gulâm kökenli Türk kumandanlarının nüfuzunu kırmak isteyen Raziye Begüm’ün Melik Cemâleddin Yâkūt el-Habeşî’yi mîrâhurluğa getirmesi Türk kumandanları tarafından hoş karşılanmadı. Raziye Begüm isyan eden Gevâliyâr üzerine bir ordu gönderdi (635/1238). Ertesi yıl Lahor Valisi Melik İzzeddin Kebîr Han Ayaz’a karşı sefere çıkan melike onu da itaat altına aldı. Ancak hemen ardından daha tehlikeli bir isyan baş gösterdi. Ayaklanan Teberhind Valisi İhtiyârüddin Altûniyye’ye (Altun-aba) emîr-i hâcib İhtiyârüddin Aytegin gibi başşehirde önemli görevlerde bulunan Türk kumandanları da destek verdi. Ramazan 637’de (Nisan 1240) tekrar sefere çıkmak zorunda kalan melikenin en sadık adamı Melik Cemâleddin Yâkūt el-Habeşî, Türk kumandanları tarafından öldürüldü. Çok geçmeden Raziye Begüm de yakalanarak Teberhind Kalesi’nde hapsedildi. Bu haber Delhi’ye ulaşınca İltutmış’ın oğullarından Muizzüddin Behram Şah sultan ilân edildi.

Teberhind hâkimi İhtiyârüddin Altûniyye kısa bir süre sonra Raziye ile evlendi. Ardından ikisi birlikte sultanlığı tekrar ele geçirmek için mücadeleye başladı ve çok sayıda asker topladı. Kendilerine, Delhi yönetimine karşı isyan eden Türk kumandanları Melik İzzeddin Muhammed Sâlârî ve Melik Karakuş da katıldı. Ancak Raziye Begüm’e bağlı kuvvetler Behram Şah’ın kuvvetlerine yenildi. Teberhind’e geri dönen Raziye birliklerini tekrar toplayarak Delhi üzerine yöneldi. Kaytahl’da iki ordu arasında yapılan savaşta Raziye ve kocası, kendilerine tâbi birliklerin bir kısmının karşı tarafa geçmesi yüzünden mağlûp oldu ve yakalanarak öldürüldü (25 Rebîülevvel 638 / 14 Ekim 1240). Adaletli ve dirayetli bir hükümdar olan Raziye Begüm hükümdarlığı boyunca daha çok kadın olması dolayısıyla çıkarılan isyanlarla uğraştı. Celâletüddin ve Radıyyetüddin lakaplarıyla para da bastıran Raziye Begüm, “Şîrîn-i Dihlevî” ve “Şîrîn-i Gûrî” mahlaslarıyla şiir yazmıştır.

TDVİA