Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Onların da bir yaşam döngüsü olduğunu ve bir iletişim tarzları olduğunu unutarak; havlamaları sinirimizi bozuyor, dışkıları rahatsız ediyor, istediğimizde sirk hayvanı gösterileri sergilememeleri, yemek kaplarının olmayışı (ki gönüllüler tarafından konulan mama ve su kapları ya belediye çalışanları ya da başka bir semt sakini tarafından görüntü kirliliği sebebiyle yok ediliyor.) ve yemeklerin yerde olması midemizi bulandırıyor… Şampuanla yıkanamadıkları için kokuları tiksindiriyor. Kendi evcil hayvanımızın özgürce her yer onlarınmış gibi gezebilmesini istiyoruz. Çünkü, sokak hayvanları biz istediğimiz kadar yaşayabilmeliler diye düşünüyoruz…

HAYIR!!...

Onların kendilerine özgü lisanları ve yaşam hakları var…

Onlarla yaşamayı öğrenmemiz gerekli…

Onlar istemedikçe niyetimiz sevgimizi göstermek dahi olsa , dokunmaktan kaçınmalıyız. Çünkü sizden önce kimin elini uzatıp tokat ya da tekme atarak dostumuza travma yarattığını bilemeyiz. 

Temas etmeden bile uzaktan söylediğiniz güzel sevgi sözlerini hissedip onlar da size sevgi ile tepki vereceklerdir. Ya da uzaktan da olsa negatif duygularınıza aynı tepkiyi yansıtacaktır.

Evcil hayvanlarımızı mümkün olduğu kadar uzak tutmalı, nasıl ki evcil hayvanımız kendi evine gelen başka bir canlıya reaksiyon göstermesini normal karşılıyorsak aynı normalliği sokaktaki canlara da göstererek yaşam alanlarına saygı gösterelim. Çünkü bilmeliyiz ki onların evi sokaklarımız. 

Onların yemek, su ve barınma ihtiyaçlarını karşılayalım. Çünkü onlarda acıkıyor susuyor sıcaklıyor ve üşüyorlar. 

Ve bilelim ki; 

Sokaktaki dostlarımız ses ve görüntü kirliliği değil, en az bizler kadar yaşamın bir parçası ve tüm yaşam haklarına sahipler.

Sevgi ve yaşam paylaştıkça güzeldir…

4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü Kutlu Olsun…