Koronavirüs (Covid-19) salgını ile birlikte temiz ve kaliteli hava ihtiyacı tüm dünyada gündem maddelerinin ilk sırasında yer alıyor. Salgın kapsamında özellikle büyükşehirlerde nüfusun büyük bölümünün evde kalması ve trafiğe çıkan araç sayısının azalması, araçların yaydığı partikül madde ile azotdioksit kirliliğini önemli oranda azaltarak hava kalitesinin iyileşmesini sağladı.



Mart ve Nisan aylarında özellikle büyükşehirlerde partikül madde ve azot dioksit kirliliğindeki azalma, İstanbul Teknik Üniversitesi Uydu Haberleşme ve Uzaktan Algılama Merkezi (UHUZAM), Avrupa Birliği’nin Hava Kalitesi Gözlem Programının (CAMS-Copernicus Atmosphere Monitoring Service) ve Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) sağladığı haritalarda görüldü.



Geçtiğimiz yıl Şehirlerde Hava Kalitesinin İyileştirilmesi ve Kamuoyu Farkındalığının Artırılması (CityAir) projesini hayata geçiren T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 31 ilin temiz hava eylem planlarını yenilerken bireysel farkındalığın artırılmasına yönelik çalışmalara da hız verdi.

Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen projenin ilk yılında, Kahramanmaraş, Sinop ve İzmir’de yerel yönetimler ve konuyla ilgili paydaşların katılımıyla çalıştaylar düzenleyen Bakanlık, ilgili illerin hava kalitesine ilişkin mevcut durumu ve gelecekteki planlamalarını masaya yatırdı. Proje kapsamında ayrıca çocuklara, hamilelere, yaşlılara ve risk altında olanlara yönelik broşürler hazırlandı.

Eylül 2019’da Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında Türkiye’nin en fazla bisiklet kullanılan ili olan Konya’da geniş kapsamlı bir etkinlik düzenleyen Bakanlık, vatandaşları uzak mesafeler için toplu taşıma araçlarını kullanma, yakın mesafelerde ise yürüme ve bisiklete binme konusunda yönlendirmeyi amaçlıyor.

Türkiye’de başlıca evsel ısınma, ulaşım ve sanayi kaynaklı kirleticilerin olumsuz olarak etkilediği hava kalitesinin, hem insan sağlığına hem de ekonomilere önemli oranda zarar verdiğini kaydeden CityAir Projesi uzmanlarından İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü, İklim ve Deniz Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Ünal, çıkarılacak eylem planlarının uygulamaya konması ve bireysel farkındalığın artmasının sağlayacağı faydaya dikkat çekti. 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında projenin bir yılını değerlendiren Ünal, insanlarda hava kirliliğinin tek sebebinin sanayi tesisleri olduğuna dair yanlış bir algının mevcut olduğunu vurguladı. Ünal, şöyle devam etti:



"Koronavirüs döneminde araçların trafikten çekilmesi ile birlikte hava kalitesinde yaşanan iyileşme, soluduğumuz hava üzerindeki bireysel sorumluluğumuzu da net bir şekilde ortaya koydu. İki ay gibi kısa bir zaman diliminde bile özellikle taşıtlardan yayılan partikül madde kaynaklı hava kirliliğinin yüzde 32 azaldığını gördük. Bu nedenle 31 ilde hava kalitesine esas teşkil eden envanter ve modelleme çalışmalarımızı sürdürürken, soluduğumuz hava üzerindeki bireysel sorumluluğa yönelik kamuoyu farkındalığı oluşturuyoruz."

"HAVA KİRLİLİĞİ KÜRESEL BİR KONU"

City Air projesi kapsamında üç yılın sonunda artan farkındalık ve etkin mücadele ile uzun vadede, hava kirliliğine ilişkin bilgi sahibi olma oranının önemli ölçüde artmasını hedeflediklerini kaydeden Ünal, “Düzenlenen çalıştaylarda yerel yönetimlerin ve konuyla ilgili tüm paydaşların konuyu vatandaşlarımıza nasıl anlatmaları gerektiğini aktardık. Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanan, ‘2019’da dünyanın karşılaştığı en önemli sorunlar’ listesinde hava kirliliği de yer alıyor. Hava kalitesinin iyi olması, koronavirüsle mücadelede etkin bir koruyucu olarak saflarımızı güçlendiriyor” şeklinde konuştu.

City Air Projesi hakkında

Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen CityAir Projesi, Türkiye’de 31 ilin hava kalitesinin korunması ve kamuoyu farkındalığı sağlanması amacıyla yürütülüyor. Bu amaçla düzenlenen eğitim ve iş birliği faaliyetleri, hava kalitesi çalıştayları ve saha ziyaretleri yerel personelin eğitiminde de büyük önem taşıyor.



Proje kapsamında, hava kalitesi yönetimine ilişkin konuların; karar vericiler, belediyeler, çocuklar, kadınlar ve toplumun farklı seviyelerinde anlaşılması ve bu konuda farkındalığın artırılması için çalışmalar yapılıyor.

Projede; Aydın, Denizli, İzmir, Manisa, Muğla, Uşak, Adana, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Mersin, Osmaniye, Amasya, Çorum, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Sivas, Tokat, Afyon, Aksaray, Antalya, Burdur, Isparta, Karaman, Kayseri, Konya, Nevşehir ve Niğde illeri yer alıyor.

Projeden beklenenler:

• Hava Emisyon Yönetim Sistemi (HEY) içinde envanter sistemi kapasitesinin “hava kalitesi” modellemeleri, GIS (Coğrafi Bilgi Sistemi) ve diğer tüm “Bilişim Teknolojileri” araçları ile geliştirilmesi.
• Temiz Hava Bölgeleri dağılımına göre Güney İç Anadolu, Ege, Orta Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi’nde yer alan 31 ilin Temiz Hava Eylem Planlarının güncellenmesi.
• Şehir ölçeğinde emisyon azaltma stratejilerinin geliştirilmesi ve toplumdaki farkındalığı artırarak hava kalitesini yükseltmeye yardımcı olacak yol haritasının oluşturulması.

Kamuoyunu bilinçlendirmek için atılan adımlar:

• Hava kalitesi konusunda kamuoyundaki farkındalık düzeyinin belirlenmesi için anket çalışmaları yapılıyor.
• Hava kalitesi yönetimi üzerine çalıştaylar düzenleniyor. Emisyon envanteri eğitimleri gerçekleştiriliyor. Hava kalitesi değerlendirmesi ve modellemesi eğitimleri veriliyor.
• Çocuklar ve yaşlılar gibi seçili hedef gruplara ve hamileler, hastalar gibi risk gruplarına yönelik özgün bilgilendirici içerikler geliştiriliyor; bu içeriklere yönelik broşürler basılıyor ve dağıtılıyor.
• Genç kuşağa yönelik sosyal medya buluşmaları gerçekleştiriliyor. TV ve radyo spotları hazırlanarak hava kalitesinin geniş kitleler tarafından anlaşılmasını sağlayacak paylaşımlar gerçekleştiriliyor.
• Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile işbirliği içerisinde çalışılıyor.
• Kamuya açık alanlarda, okullarda, il ve ilçe belediyelerinde hava kalitesinin korunmasına yönelik çalışmalar sürdürülüyor. Özellikle ilköğretim ve ortaöğretim seviyelerine göre eğlenceli ve öğretici aktarımların sağlanmasıyla akılda kalıcı faaliyetler planlanıyor.