Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında hayatını kaybeden 108 vatandaşımızın ölümünden sorumlu tutularak, bu suçlamayla ilgili dosyaları ayrılan sözde Yurtta Sulh Konseyi'nde olduğu belirtilen 20 ismin yargılanmasına başladı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk celsesinde Sedat Peker tartışmaları yaşandı.

Duruşmanın başlangıcında Mahkeme Başkanı, Genelkurmay Çatı Davasından ayrılan bu dosyada 150 müşteki, 108 maktul ve 20 sanık bulunduğu, tefrik sebebinin, farklı mahkemelerde devam eden davalarının sonucunu beklenmesi olduğu açıklamasını yaptı.

SEDAT PEKER İDDİALARI DOSYAYA KAZANDIRILSIN ÇIKIŞI

Savuma için ilk söz verilen Bilal Akyüz, öncelikle gerçek yaralı ve maktul listesinin tespit edilmesi gerektiğini, çünkü Aile, İçişleri ve Sağlık Bakanlıklarının sayılarının farklı olduğunu söyledi. Maktul sayısı bilinmezken, peşinen cezalandırıldıklarını belirten Akyüz, Sedat Peker'in iddialarını hatırlatarak, "15 Temmuz'la ilgili biz tüm rütbeliler için vurun emri verildiğini söyledi. Bu videonun dosyaya kazandırılmasını talep ediyorum." dedi.

Akyüz, maktullerin 15-16 Temmuz"da olay yerinde bulunup bulunmadığını tespit için HTS ve baz kayıtlarının getirtilmesini, ayrıca Emniyetin, vatandaşlara silah dağıtma emrini kimin verdiğinin tespit edilmesini istedi.

Sanıklardan Cemil Turhan da dosyada maktullerle ilgili hiç bir bilgi ve belge olmadığını, şehit sayısının da abartıldığını bildirince Mahkeme Başkanı, "Onun için asıl mahkemelerin kararını bekliyoruz ya" karşılığını verdi.

"SİZE AVUKAT ATARIZ"

Bunun üzerine şu diyaloglar yaşandı:

Turhan: Yani siz Yargıtay onar, diğer mahkeme de hüküm verirse, ben de ceza verir, geçerim diyorsunuz. Birbirimizi kandırmayalım. Sizin muhakeme edecek bir şeyiniz yok, teknik bir işlem yapıyorsunuz. Ama ben savunma yapmak istiyorum, onun için bilgi belgeler getirtilsin. Peşinen cezalandırıldım. Maktullerle ilgili davalar bozulduğunda, 'darbeden değil trafik kazasında öldü' denirse, benim haberim nasıl olacak, bana verilen ceza nasıl düşecek?

Başkan: Avukatlarınızla tartışın, takip edin.

Turhan: Avukatım yok.

Başkan: Size avukat atarız, takip etmiyorsa da suç duyurusunda bulunuruz.

Turhan: Maktullerle ilgili hiç bir savunma yapamadan cezalandırıldık.

Başkan: Yüzlerce celse yapılmış, siz de savunma yapmışsınız.

Turhan: Yapmadık. Herhangi bir şehidin durumunu konuşmadık ki. Peki siz niye hüküm kuramıyorsunuz?

Başkan: Mahkeme bazı eksiklikler tespit etmiş, onu tamamlamaya çalışıyoruz.

“SEDAT PEKER DİYE BİR MAFYA LİDERİ ÇIKIYOR…”

Sanıklardan Fırat Alakuş da maktuller hakkında savunma yapmadan hüküm verildiğini anlatıp, "Savcı biliyor, ama emir kulu" deyince, Mahkeme Başkanı, "Birbirimize karşı saygılı olalım" uyarısında bulundu. Alakuş, Sedat Peker'in iddialarını dillendirirken de şöyle konuştu:

"Sedat Peker diye bir mafya lideri çıkıyor, hakim, savcılarla ilgili bir yığın şey söylüyor, rüşvet falan. Adalet Bakanı konuşmuyor, kimse üzerine düşeni yapmıyor."

Mahkeme Başkanı, "Bizim davamızda biz üzerimize düşeni yaparız” karşılığını verirken, Alakuş, "Ben sanığım, benden swap alınmadı. Olmayan swaptan nasıl hüküm kuruldu bilmiyorum." diye konuştu.

“BİZİ ÇÖMEZ HAKİMLER YARGILADI”

Sanıklardan Hakan Evrim'in beyanı sırasında ise şu tartışma ve diyaloglar yaşandı:

Evrim: Biz bu dosyayla ilgili savunma yapmadık. Çünkü hiç bir belge yoktu.

Başkan: Gönderdik.

Evrim: Hayır yoktu. Adli Tıp raporları, HTS'ler, olay yeri inceleme, swap, balistik raporları yoktu.

Başkan: Eksiklikleri avukatlarınızı tartışın, tamamlarız.

Evrim: Savcı burada, bu dosyayla ilgili bir cümle geçti mi? Umurunda değildi ki, gidip olay yeri incelemesi bile yapmadı. Bizi çömez hakimler yargıladı.

Başkan: Oğuz Dik (17. Ağır Ceza Mahkemesi'nin önceki başkanı, Yargıtay Üyesi) gayet kıdemli biriydi.

Evrim: Ben ondan daha fazla ağır ceza tecrübesine sahibim.

Başkan: Erzincan'da ACM Başkanı değil miydi?

Evrim: Hayır, değildi.

Başkan: Dava konusu olmayan şeyleri konuşmayalım.

"SİZ Mİ BİZİ YARGILAYACAKSINIZ"

Evrim: Şahidimiz savcı. Dinlemiyor görünüyor, ama dinliyor. Bu davalar yeniden görülecek. Sedat Peker, SADAT'ın ekibi, onları azmettirenler burada olacak. Her taraf müsilaj, her şey taştı. Acizane uyarıyorum, adaletten şaşmayın.

Başkan: O zaman şu, bu eksik demediniz mi? Yarın öbür gün orada oturacaksınız falan, bunun davayla ne ilgisi var? Yarın, öbür gün siz mi bizi yargılayacaksınız?

“DİLEKÇE VERİN, İHTİYAÇSA GETİRİRİZ. SİZ BENDEN SEDAT PEKER BİLMEM NEYİ İSTİYORSUNUZ”

Evrim: Öncekiler bilgi, belge koymadan hüküm verdi. Aynısını yapmayın diyorum. Haksız mıyım?

Başkan: Ne eksikse, avukatlarınızla tartışın, temin eder, dosyaya koyarız.

Evrim: Allah aşkına benim dilekçe mi vermem gerekiyor? Sizin koymanız gerekmiyor mu? Yanınızdaki hakim bilgisayardan baksın, adli tıp raporları var mı?

Başkan: Adli Tıp raporu nasıl olmaz ya!.. 5 yıl geçmiş aradan. Ne siz ne avukatlarınız zahmet edip, sormamış. Dilekçe verin, ihtiyaçsa getiririz. Siz benden Sedat Peker bilmem neyi istiyorsunuz. Ne ilgisi var?

“HANIMI SÖYLÜYOR, 'FAİLİ MEÇHUL' DİYOR”

Evrim: Erol Olçok, sniperla öldürülmüş. Bu TSK envanterinde yok.

Başkan: Kim sıkmış onu, görüşünüz ne?

Evrim: Hanımı söylüyor, 'faili meçhul' diyor. Oğuz Dik, SEGBİS kayıtlarında işine gelmeyenleri sildirdi. Siz beyanlarımızı aynen geçirin. Ben Kuran-ı Kerim'i bilmiyordum, öğrendim. Bu tarafta kayıtlarla oynansa da öbür tarafta oynanamıyor.