Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''AB, Rusya ve Ukrayna ile bile vize görüşmelerine başlıyor, Türkiye ile başlamıyor. Bu Türkiye'nin değil AB'nin güvenilirliğini sarsan bir durum'' dedi.

Gül, Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fisher ile Hofburg Sarayı'nda gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Avusturya'yı 13 yıl sonra ilk kez bir Türk Cumhurbaşkanının ziyaret ettiğini belirten Gül, Fisher'in de 3 yıl önce Türkiye'ye geldiğini anımsattı. Fisher'in ziyaretiyle iki ülke ilişkilerinde yeni bir sayfa açıldığını dile getiren Gül, ''Şimdi bunların neticelerini görüyoruz. Bugün, özellikle ekonomik alanda geldiğimiz nokta çok etkileyici'' dedi.

İki ülke arasında 2,5 milyar dolar civarında dış ticaret hacmi bulunduğunu anlatan Gül, karşılıklı yatırımların ''kazan-kazan'' ilkesi çerçevesinde gerçekleştiğini söyledi. Türkiye'nin son yıllarda başarılı bir ekonomik performans sergilediğine dikkati çeken Gül, ''Ekonomimiz, Maastricht Kriterlerini karşılıyor. Her ne kadar AB üyesi değilsek de rakamlara bakınca başarılı olduğumuzu herkes görmektedir'' diye konuştu.

Görüşmelerde siyasi konuları da ele aldıklarını aktaran Gül, terörle mücadeleye çok önem verdiklerini vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, herhangi bir ayırım yapmadan bütün terörist örgütlerle mücadelenin çok önemli olduğunu kaydetti.

-''AB SÜRECİNE SİYASİ KONULAR DAHİL EDİLMESİN''-

Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin de görüşmenin gündem maddeleri arasında yer aldığını dile getiren Gül, Türkiye'nin Avusturya'nın dönem başkanlığında bir fasıl açıp kapattığını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin AB ile müzakere sürecine başlamasının oy birliğiyle kabul edildiğini anımsatarak, şöyle konuştu:

''Bu süreç, teknik bir süreçtir. Sürece siyasi konular dahil edilmemeli ama maalesef oyunun kuralları değiştirilerek çeşitli siyasi konular, bu sürece dahil ediliyor. Bu, kimsenin çıkarına değil. Neticede Türkiye, AB müktesebatını üstlenen bir ülke ve AB'nin bunu takip etmesi gerekir. Türkiye, AB müktesebatını başarıyla tamamlarsa AB komisyonu 'Türkiye hazır' diyecek ve Avrupa halkları, Türkiye'nin üyeliğine 'evet' ya da 'hayır' diyecek. Avusturya halkına şu çağrıda bulunmak isterim; Türkiye, AB üyesi olması durumunda mevcut pastayı büyütecek bir ülkedir. Türkiye, Avrupa'nın altıncı büyük ekonomisi. Pastayı büyüttükten sonra hissesini alacaktır. Bunun bilinmesini isterim. Önümüzün açık tutulması konusunda Avusturya'nın katkı sağlamasını rica ettim.

Vize konularıyla ilgili de düşüncelerimi paylaştım. Gümrük Birliğine üye olan bir ülkenin malları serbestçe dolaşırken o malları tanıtacak insanların fuarlarda mallarının başında duramaması tezat teşkil etmekte.''

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Avusturya'nın uzun geçmişe dayanan ilişkileri olduğunu dile getirerek, diplomatik ilişkilerin 15. yüzyılda kurulduğuna dikkati çekti. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk daimi büyükelçilerinden birini Viyana'da görevlendirdiğini anımsatan Gül, ilişkilerin günümüzde de güçlü bir şekilde devam ettiğini söyledi.

-SORULAR-

Açıklamalarının ardından soruları da yanıtlayan Gül, Avusturyalı bir gazetecinin Türk toplumunun entegrasyonu konusundaki sorusu üzerine, konuyu Fisher ile geniş bir şekilde konuştuklarını belirtti. Avusturya'da yaşayan 200 bine yakın Türk'ün yarısının Avusturya vatandaşı olduğunu ifade eden Gül, bunların arasında çok başarılı bilim adamları, sanatçılar ve sporcular bulunduğunu söyledi. ''Bu alanda bazı problemlerin olduğu da malum. Bunları saklamaya gerek yok'' diyen Gül, sorunları aşmak için el birliği içinde çalışılması gerektiğini kaydetti.

Türk vatandaşlarının, bulundukları ülkenin dilini en iyi şekilde konuşmasını isteyen Gül, bunun için okul öncesinde ve okul çağında imkanlar tanınması gerektiğini de ifade etti. Gül, ''Bu ülkenin dilini bilmeden yaşarsanız, ne kendinize ne ailenize ne de bulunduğunuz topluma katkınız olur'' dedi.

Avusturya'daki Türklerin, iki ülke arasında köprü vazifesi göreceğini ifade eden Gül, ''Eğer Avusturya Milli Takımı'nda oynayan Türk asıllı futbolcular varsa bu, entegrasyona çok güzel örnek'' diye konuştu.

Gül, insanların farklı kültürlerden ve dinlerden olabileceğini belirterek, ''Önemli olan demokrasinin evrensel ilkelerine bağlı olmak, insan haklarına saygılı olmak ve bulunulan ülkenin yasalarına sadakat göstermektir. Bu prensipler söz konusu olunca aşılamayacak sorun yoktur'' dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, vize konusundaki başka bir soru üzerine de Türkiye'nin vize konusunda haklı beklentileri olduğunu söyledi. Türkiye'nin 16 yıldır Gümrük Birliği içinde yer aldığına işaret eden Gül, şöyle devam etti:

''Bütün kapılarımızı Avrupa'nın bütün ülkelerine açmış vaziyetteyiz. AB'ye üye olmadan Gümrük Birliği içinde olan başka bir ülke yok. Öyle garip durumlar oluyor ki; diyelim ki Viyana'da bir fuar var, bu fuarda mallarınızı sergiliyorsunuz. Mallar geliyor ama vize almada zorluklar çıktığı için malların sahipleri gelemiyor. AB, Rusya ve Ukrayna ile bile vize görüşmelerine başlıyor, Türkiye ile başlamıyor. Bu, Türkiye'nin değil AB'nin güvenilirliğini sarsan bir durum. AB, bütün Balkan ülkelerine vize muafiyeti getiriyor, 16 yıl önce Gümrük Birliği Anlaşması yapan, gümrük duvarlarını sıfırlayan Türkiye, söz konusu olunca vize görüşmesine başlamıyor. Bütün AB ülkelerine ve yetkililerine bu konuyu düşünmelerini; adil ve dürüst kararların alınması gerektiğini söylüyorum. İş adamları, öğrenciler ve sanatçılara bile vize kolaylığı olmazsa burada adil bir durum söz konusu değil.''

Bu arada, basın toplantısı öncesinde Türkiye ile Avusturya arasında Gül ve Fisher'in huzurunda Karma Ekonomik Komisyon Protokolü imzalandı. Protokolü Türkiye adına Devlet Bakanı Faruk Çelik, Avusturya adına Ekonomi, Aile ve Gençlik Bakanı Reinhold Mitterlehner imzaladı.

Basın toplantısının ardından Gül ve Fisher, Hofburg Sarayı'nda baş başa öğle yemeği yedi.

A.A.