İşte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün açıklamalarının önemli satırbaşları:

"BU GÖRÜNTÜLERİ TASVİP ETMİYORUM"

Görüntüler hoş görüntüler değil. Tasvip etmiyorum. Bunlar provokatif görüntülerdir. Bir yandan kan dursun diye uğraşılırken, bunun değerini anlamayıp, bu tip gösterilerde bulunmayı tasvip etmek mümkün değildir. bu bakımdan da herkesin şöyle bir kendine gelmesini ve yapılan bu büyük işler karşısında ölçüsüz davranışlardan kaçınmasın tavsiye ediyorum. Bir sürü acılar çekilirken bu acılar bitsin, dağılımdaki dengeler bitsin diye uğraşırken, iyi niyetini gösterirken, bunlar oluyor.

BAYKAL: "TERÖRİSTLER KAHRAMAN OLDU"

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, parti binasında yaptığı basın açıklamasında ''Teröristler kahraman haline dönüştü'' dedi.

"HUKUK SİSTEMİMİZDE KIRILMA"

Hakimlerin mahkemelerin, savcılarla birlikte sanıkların ayağına taşınmasının bir başka örneği yoktur. Bu tabi amaca ulaşmak için hangi bedellerin ödeneceği konusunda fevkalade aydınlatıcıdır. Türkiye'nin temel hukuk sistemini yok saymayı içine sindirerek bu konuda iktidarın projeyi uygulamakta olduğunu görüyoruz.

Hukuk sistemimizdeki bu kırılma çok tartışılacaktır. Adalet Bakanı'nın ve hükümetin bundan sıyrılması mümkün değildir. 138. maddenin içeriği ortadan kaldırılmıştır. Bir adliyenin sanıkların ayağına taşınması, sanıkların helikopterle uçurularak bunların ayağına götürülmesi açık bir müdahaleyi ortaya koymaktadır. Siyaset hayatımız hukuk hayatımız ağır bir darbe yemiştir. Terörist örgütün bir hukuk ihlali içinde olmadığı, şu anda ortaya çıkan tabloyla görülmüştür. PKK'lı olmanın bir suç olmadığı, PKK'lı olunabileceği, hukuk sistemimizin PKK'lı olmayı engelleyici bir yanı olmadığı bu tabloyla görülmüştür.

"HUKUK NEZDİNDE PKK AKLANMIŞTIR"

Gelenler pişmanlık için gelmiyorlar, terör örgütünü temsil için geldik diyorlar, mektup getirdik diyorlar, örgütün parçasıyız diyorlar, onlara hiçbir şey yapılmıyor. Örgütün üyesi olmak ve örgütü reddetmemek, Ceza Kanunumuzun 221. maddesine nasıl sığdırılıyor. Bunun anlamı PKK'nın artık bu uygulamaya bakacak olursak, bir suç örgütü olarak anlaşılmadığıdır.

Eğer terör örgütü suçsa, temsilcileri olarak buraya gelenlerin suçlu olmasından normal bir şey yoktur. Şimdi orada suç tespit edilmediğine göre ortaya çıkan manzara PKK örgütüne üye olmak suç olmaktan çıkmıştır. Hukuk nezdinde PKK bu operasyonla aklanmıştır. Bu bir acı tablodur. Bu tabi çok tartışılması gereken bir tablo ortaya koyuyor.

Bu dönüşüm şaşırtıcı bir dönüşüm değildir, planlanmış olan bir dönüşümdür. Buraya gelenler çok gösterişli bir biçimde, binlerce insanın selamladığı karşıladığı kucakladığı bir buluşma içinde Türkiye'ye girmişlerdir. Bu merasimler, bu sevinç gösterileri, öyle anlaşılıyor ki bazı çevreleri rahatsız etmiştir. Şimdi itidal tavsiye etmişlerdir.

"TERÖRİSTLER KAHRAMAN OLMUŞTUR"

25 yıl sonra Türkiye'de böyle karşılanmanın, o mücadeleyi vermeleri açısından sevinç doğurucu bir yanının olmayacağını mı düşünüyorsunuz? Bunun bir mutluluk vesilesi olmamasını nasıl düşünüyorsunuz? O mücadeleyi vermiş örgüt, kahraman gibi karşılanarak, hakimler ayağına getirilerek, serbest bir şekilde topluma dönüyor olmalarının, bu mücadelenin yanında 25 yıllık terör mücadelesini verenleri, bir zafer duygusu yaşamadan nasıl yansıtmaları mümkün olabilirdi? O nedenle kimse o sevinç gösterilerini yapanları suçlamasın. Onlar kendileri açısından hak ettikleri düşündükleri bir bayramı yaşamaktadırlar. Önemli olan o sevincin onlara yaşatılmış olmasıdır. O zafer duygusunun verilebilmiş olmasıdır. Siz onlara o zafer duygusunu vereceksiniz ama sevinmeyin diyeceksiniz. Tabi terör örgütünün kuryesi olan kişiler Türkiye sınırları içinde on binlerce insan tarafından selamlanıyorlar. Sanki İstanbul'un milli mücadele sırasında işgaline son veren beyaz at üstünde Refet Paşa'nın İstanbul'a girişi gibi, PKK'lılar lüks cipleriyle sınıra gelip, otobüslerde insanları selamlayarak Türkiye'ye zafer gösterisi yapıyorlar.

Başbakan bunu sevinç tablosu diyor ama bu utanç tablosudur. Teröristlerin kahraman haline dönüştükleri bir manzaradır. Bu iktidarın, bu süreci getirdiği aşamada ortaya çıkan tablodur. Teröristler kahraman olmuşlardır.

Evlatlarını şehit vermiş olan analar babalar, evlatlarının mücadele ettiği teröristlerin şimdi kahraman haline dönüşmelerini büyük bir acıyla izlemektedirler. Dün bir şehit anasının söylediklerini unutmamız mümkün değildir.

25 YILLIK MÜCADELE NEDEN VERİLDİ?

Şehit anası diyor ki, "Keşke ben çocuğumu PKK'ya gönderseydim de bugün şehit olacağına bir kahraman gibi Türkiye'ye dönseydi, gelip benim elimi öpseydi". Olay sadece terör örgütü üyelerinin kahraman oluşu değildir, olay Türkiye'nin 25 yıllık terör mücadelesinin sorgulanması olayıdır. Niçin bu mücadele verilmiştir? Bunun anlamı nedir? Bu mücadelenin 25. yılında eğer böyle bir tablo ortaya çıkacaksa, bu mücadeleyi vermiş olanların ne konumda olduğu sorgulanmalıdır. Bakınız Türkiye çok büyük acılar çekti. Dağdan insanların Kandil'den inip sınıra gelmeleri, aynı gün devlet teşkilatının oraya gelişi bu planın icabıdır. Bu planın aslında hükümetin planı olduğuna, İçişleri Bakanı bizim inanmamızı istiyor.

Bu planın müşterek oluşturulmuş bir plan oluşu açıktır. Bununa arkasında uluslar arası bir proje vardır. ABD'de hazırlanmış olan o proje doğrultusunda bu eylem planı, bu üçlü arasında müzakere edilmiş ve sahneye konulmuştur. Peki bu eylem planının içinde, PKK'lıların PKK'lı olarak, örgüt temsilcisi olarak, şanla şerefle Türkiye'ye gelmeleri vardır, o şekilde kabul edilmeleri, serbest bırakılmaları vardır. Hukukun icabı olarak değil, projenin gereği olarak. Onlar arasında müzakere edilmiş olarak. PKK'lıların PKK'lı olarak Türkiye'ye gelmeleri ve ceza kanunumuzun hâkimlerimizin onları serbest bırakılmaları ön görülmüştür. Buraya kimlikleriyle gelmişler. Bizim adliyemiz onları suç olarak kabul etmemiş, bu suç değil demiş. Hukuk sistemimiz çökmüş. Siz terör örgütü üyesini, kurye olarak gelmiş insanı suçlu saymazsanız, terör örgütünün sempatizanını nasıl suçlu olarak kabul edersiniz?

Toplumun değer yargıları, toplumumuzun temel siyasi ahlaki ilkeleri derinden sarsılmıştır. O proje nedir? O proje buraya gelen PKK'lıların Diyarbakır Valisi'ne teslim ettikleri projedir. O proje çok açık bir biçimde bizim anayasal düzenimizin değiştirilmesini, ulusal bütünlüğümüzün ortadan kaldırılmasını, etnik bir parçalanmanın gerçekleştirilmesini ve devletin bizzat kendi olanaklarıyla bu parçalanmaya katkı verecek şekilde eğitim politikasını değiştirmesini ve yeni Kürdistan coğrafyasının artık kabul edilmesini ön görmektedir. Bu mesaj Türkiye'ye taşınmış ve devlet temsilcileri tarafından alınmıştır. Geldiğimiz aşamada şu ana kadar yaşananlar Türkiye'yi derinden sarsmıştır. Ulusal kimliğimizi tahrip etmiştir ve terör örgütünü meşrulaştırmıştır. Kürt kökenli, terörle hiçbir ilgisi olmayan, bu devletin parçası olarak yaşamaktan mutluluk duyan milyonlarca insanın önüne, devlet kendi eliyle bu terör örgütünü, sizin muhatabınız bu diye koymuştur./sabah