G.Saray Kulübü Başkan Yardımcısı Yiğit Şardan, bazı maçları tribünde izlediğini dile getirerek, “Bazen benim de dilimin ucuna geliyor 'yönetim istifa' diye bağırmak ama sonra aklıma yönetici olduğum geliyor” ifadesini kullandı.

Galatasaray Topluluğu İşbirliği Kurulu'nun (GSTİK) düzenlediği Galatasaray'da İletişim konulu forum, Galatasaray Üniversitesi'nde yapıldı.

Oturum başkanlığını eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in yaptığı toplantıya Kulüp Başkanı Adnan Polat'ın yanı sıra, eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Kulüp Başkan Yardımcısı Yiğit Şardan, GSTİK Genel Sekreteri Türker Aslan, Galatasaraylılar Derneği Başkanı Volkan Karsan, eski Kulüp İkinci Başkanı Doğan Hasol ve Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver katıldılar.
Kulüp olarak Galatasaray Topluluğu'nun dünyaya açılan yüzü olduklarını dile getiren Adnan Polat, “Kulüp, iletişim konusunda görevini yerine getirmesi gereken bir kurumdur. Şu anda eksiksiz yerine getirdiğini söylemek zor” dedi.

Dünyada spor kulüplerinin takip edilen, ortada gözüken yüzünün futbol olduğunu kaydeden Polat, şöyle konuştu: “Dünyada fenomen halindeki bu spor dalı, milyarlarca kişinin ilgi alanıdır. Bütün futbol dünyasının hacmi 100 milyar doları aşmış durumda. Futbol artık spor değil, büyük bir endüstri haline gelmiş durumda. Futbol spor olmanın ötesine geçip büyük bir endüstri haline geliyorsa, bunun gerekleri ve yapılması gerekenler o şekilde anlaşılmalı. Futbol her endüstri ile ilgili bir endüstridir. Her türlü sanayi ile ilişkisi olan bir konuma geldi. Futbolu izleyenler, aynı zamanda bu endüstrinin tüketicileri oldular. Biz de zaten bunu yaşıyoruz. Bizim bu endüstride yol alabilmemiz için, özellikle uluslararası boyuttaki rakiplerimizle rekabet edebilmek, dünyadaki pastadan daha büyük pay alabilmemiz için, olmazsa olmazların başında kurumsallaşma geliyor.”

“KULÜPLER FEODAL BİR YAPIYLA YÖNETİLİYOR”

Adnan Polat, kulüplerin bugün Türkiye'de feodal bir yapıyla yönetildiğini ileri sürerek, şunları kaydetti: “Galatasaray futbolu hiçbir kimsenin part-time çalışmasıyla yönetilecek kadar küçük değil. Tamamıyla profesyonel olmalı. Ayrıca kurumsal kültürün de oluşması lazım. Bu konuda arzu ettiğimiz hızla ilerleyemedik. Çarpık bir şirket yapılaşması vardı. O yapıdan kurtulmadan kurumsal yapıya dönüşemedik. Şu anda hiçbir mazeretimiz kalmadı. Kurumsal yapımız kurulmuş vaziyette. Bunu geliştirmek ve bir Galatasaray modeli yaratmamız lazım. Mali yapılanmayı da düzenlemek lazım. Kulübümüzün bir bütçe disiplini, bir nakit akış disiplini ve denetim disiplinine ulaşması lazım.”

“TEKSTİL İMALATÇISI DEĞİLİZ”

Kendilerinin bir tekstil imalatçısı olmadığını dile getiren başkan Polat, kulüp ürünlerinin, kulüp dışındaki profesyonel firmalar tarafından pazarlanması gerektiğini söyledi.

Adnan Polat, Türkiye'nin dünyada bilinen en büyük markası olduklarını kaydederek, “Artık ürünlerimizin pazarlanmasında, başkalarına belli haklar vermeliyiz. Nasıl cep telefonu hattı konusunda bu işin uzmanlarıyla çalışıyorsak, kulüp tekstil ürünlerinin satışı konusunda da bunu uygulamalıyız. Ben kulübün 150 dükkana sahip olması yerine, bu ürünleri başkasına ait 500 mağazayla satışı yapmayı tercih ederim. Böylece daha fazla gelir elde imkanının olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Bir kulübün endüstriyel boyuta geçmek için iletişimini geliştirmesinin gerektiğini vurgulayan Polat, “İletişimi de geliştirmek için kurumsallaşmayı tamamlamamız lazım. Buradaki hedef evrensel olmak zorunda” dedi.
Başkan Polat, artık yöneticiler olarak sadece kulübün vizyonunu belirlemelerinin gerektiğini kaydederek, “Diğer Avrupa kulüplerine bakıldığında çoğunluğun yöneticilerini kimse bilmiyor, başkanını dahi bilmiyor. Bizde de böyle olmalı” diyerek sözlerini tamamladı.

ŞARDAN: “GALATASARAY'DA İLETİŞİM MÜKEMMEL OLAMAZ”

Başkan Yardımcısı Yiğit Şardan da Galatasaray'da iletişimin mükemmel bir şekilde asla yönetilemeyeceğini savundu.

Şardan, bunun iki nedeninin olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Birincisi, Galatasaray'ın sahipsizliğidir. Bir şirket değildir, hissedarı yoktur. Bir dernektir. Kulüpte her 3 yılda bir iktidar savaşı oluyor. Bu da iletişimde sıkıntı yaratmaktadır. İkincisi ise Galatasaray Kulübü milyonlarca insanın tükettiği bir kurumdur. Galatasaray, balık sofralarına, plaj geyiklerine, stat muhabbetlerine yetecek bilgi üretememektedir. Açıkçası böyle bir bilgi yoktur. Böyle bilginin olmadığı yerde birileri dezenformasyonla bunları üretmektedir.”

Galatasaray'ın çok büyük marka değerinin olduğunu anlatan Şardan, “3 maç kaybederek, 3 sene şampiyon olamayarak marka değeri yerlere düşmez” dedi.
Şardan'ın, bazı maçları tribünde izlediğini dile getirerek, “Bazen benim de dilimin ucuna geliyor 'yönetim istifa' diye bağırmak ama sonra aklıma yönetici olduğum geliyor” ifadesini kullanması da dikkati çekti.
Fikri Sağlar ise konuşmasında, kurumlarda en önemli unsurun “güven” olduğunu vurgulayarak, Galatasaray'da da şu anda yaşanan sıkıntıların nedeninin bu olduğunu savundu.