Bir hıçkırık sesi duyuldu. Şehit annesinin hıçkırıklarıydı. Baba daha metindi ya da öyle görünmeye çalışıyordu. İçinde kopan fırtınaları bastırarak, eşini sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama ne mümkün. Anneden sadece hıçkırıklar ve bir de yüreğinin derinliklerinden kopan haliyle, 'yavrum' sesi duyuluyordu. Şehit ve gazilerimiz için düzenlenen devlet övünç madalyası töreni için Çankaya Köşkü'ndeydik.
Şimdiye kadar birçok etkinliği izlediğim salonda ilk kez böyle bir törene tanıklık ettim. Acılı eşler, babasını kaybetmiş şehit çocukları, yüreği evlat acısıyla kavrulmuş anne babalar. Ve hayatlarının baharında sakat kalmış, gazi olmuş gençler…

Cumhurbaşkanı “Acılarınız acılarımız” dedi törende. “Devletimiz sizi garip ve yalnız bırakmayacaktır” dedi. Genellikle şehit anneleri ya da çocukları çıktı plaket almaya. Şehit babaları da ağladı çıktıkları kürsüde. Hem de gözyaşlarını gizlemeden. Yüzbaşı Tekin Işık'ın babası plaketini almak için çıktığında daha fazla acıya dayanamadı yüreği. Bayılıp, oraya yıkıldı. Yardımı için ilk el uzatan Cumhurbaşkanı Gül oldu. Anne ise arka sıralardaydı. Ağıtlar yakarak ağladı. “Yavrum, yiğidim” dediğini işittik.

Bazıları kürsüye bile çıkacak dermanı bulamadı bacaklarında. Oraya yığılıp kaldı. Cumhurbaşkanı aşağıya indi, ağlayan şehit annesinin acısını paylaşmak için boynuna sarıldı. Törenin sonuna doğru bir annenin, “Kuzum” diye yükselen sesi duyuldu. Kınalı kuzuların yüreği yanık anneleri hıçkıra hıçkıra ağladılar, ağlattılar. Tören bitiminde Cumhurbaşkanı hepsiyle tek tek ilgilendi, “Biz sizi üzmek istemedik, sahiplendik” deme gereği duydu.

Cumhurbaşkanı'nın yanına yaklaştık. “Onları sahiplenmemiz lazım. Başımızın üstünde yerleri olduğunu göstermemiz lazım” dedi. Gül, “Herkes şehidi, gaziyi el üstünde tutmalı mahallesinde, köyünde” derken bir meslektaşımız, annelerinin kucağındaki şehit çocuklarını göstererek, “Bebekler de var” dedi. Duygulandı Cumhurbaşkanı. Bebeklere baktı ve “Yenilerinin eklenmemesi için terörle mücadele devam etmeli. Yeni bir şehit, yeni bir gazi görmek istemiyoruz” diye devam etti./yeni şafak