Hopa davasında tahliye edilen öğrenciler, CHP’li Şafak Pavey’e tutukluluk süreci ve tahliye sonrasında yaşadıklarını anlattı. Ozan Gündoğdu, tahliye olmasına karşın baskıların hâlâ sürdüğünü belirterek, “Okula her girişimde sivil polisler arkamdan ‘içeri giriyor’ anonsu yapıyor” dedi. Gündoğdu, doktorun itirazına rağmen yaralıyken hastanede gözaltına alındığını kaydederek, “Tedavimize gözaltındayken polisler devam etti, işkence gördük” diye konuştu. Uğur Tuna, cezaevinde kendilerine nüfus cüzdanlarının yerine üzerinde ‘yatış sebebi terör’ yazılı kimlikler verildiğini söyledi.

Halkevleri Derneği’nin Ankara’daki merkezinde Hopa davası sanıklarıyla ve aileleriyle buluşan Pavey, 31 Mayıs’taki olaylardan ilk duruşmaya kadarki süreçle ilgili bilgi aldı. Pavey, Türkiye’den Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvuruların her geçen yıl arttığına dikkat çekerek, “Çok yavaş işleyen bir mekanizma söz konusu. Bu davayla birlikte hukuksuzluk gerçeği iyice ortaya çıkmış oldu. 6.5 ayın hesabını size kimse veremez. Tek seçenek uluslararası hukuk gibi gözüküyor” diye konuştu.

31 Mayıs’taki olaylardan sonra kaldırıldığı hastanede gözaltına alınan Ozan Gündoğdu, “Başımdan yaralı olduğum ve doktorum müşahade altında tutulmam gerektiğini belirtmesine rağmen gözaltına alındım” dedi. Gündoğdu, Pavey’in “Tedaviniz nasıl devam etti” sorusu üzerine, “Tedavimize gözaltındayken polisler devam etti. Emniyetin önünde otobüslerde saatlerce işkence gördük. Kameraların olmadığı gözaltı arabası işkencehane oldu. Okula her girişimde sivil polisler arkamdan ‘İçeri giriyor’ diye anons geçiyor. Biz bu duruma alışıyoruz ama arkadaşlarımız peşinde polis gezen biriyle dolaşmaktan ürküyorlar” dedi

‘Terör’ kimliğimiz oldu

6.5 ay tutuklu kalan gençlerin ortak sıkıntılarından biri de tutukluluk şartlarıydı. Hüküm giymemelerine karşın F tipi cezaevine gönderilenler, psikolojik durumlarının bozulduğunu aktardı. Gençler, sürgün yerlerinde tutuklu kaldıklarını, hücrelerin ısınmasını bile kendi imkânlarıyla sağladıklarını aktardı. Cezaevinde nüfus cüzdanlarının elinden alınarak kendilerine yeni kimlikler verildiğini aktaran Uğur Tuna, “Üzerinde fotoğrafımız, adımız ve yatış sebebimiz olarak ‘terör’ yazan kimlikler verdiler. Terör kimliğimiz oldu” değerlendirmesinde bulundu. Doruk Yıldırım ise iddianamenin yanlışlarla dolu olduğunu belirtti. Yıldırım, “İddianamede 3 Haziran’da gözaltına alındığım yazılı. Oysa ki evimin arandığından bile sonradan haberim oldu. 17 Haziran’da ifade vermek için kendim gittim. ‘Kaçma şüphesi’ gerekçesiyle tutuklandım” diye konuştu.

Okullar keyfi uygulamalarla kayıt yenilemedi

Kesinleşmiş bir hüküm olmamasına karşın, iddianamenin daha onaylanmadan okullara gönderildiğini belirten Çağdaş Ersoy, “ODTÜ Mühendislik Fakültesi Yönetim Kurulu keyfi bir şekilde kaydımı yenilemedi. ‘Kendisi burada değil, kaydını çıkınca yapsın’ demişler. Tahliye olduktan sonra gittim, bu sefer de ‘süresi geçti’ dediler. Kaybımı nasıl telafi edeceklerini sordum, bana ‘pardon’ dediler” diye konuştu.

CUMHURİYET