Kırca, "Son dönemlerde kapımızın her çalışında, onu bu haliyle alıp götürecekler diye hepimiz korku içindeydik. Özellikle büyük kızım geceleri bu yüzden uyuyamıyordu" dedi. PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan"ın açıklamaları üzerine iyice hedef olduklarını, eşinin ruh halinin bozulduğunu savunan Meriç Kırca, şunları söyledi:

Düştüğünü sandım

Avukat Yurdakan Yıldız telefon etti. Onunla konuşurken, "Teröristler bile gazilerden, şehitlerden kıymetli oldu. Teröristin açıklamalarına itibar ediliyor ve bu yüzden yargılanıyoruz. Bunlar çok ağrıma gidiyor" dedi. Eşim, bu konuda hukuki süreç başlatacağını söylemiş. Kahvaltısını yapmıştı. Odasına giderken biraz geç uyanacağını söyledi. Mutfağı toplarken odadan bir ses duydum. Düşüp kafasını duvara vurmuş sandım. Silahı gördüğümde her şey bitmişti.

Hayata hiç küsmedi

Eşim, 10 yıldır tekerlekli sandalyeye bağlıydı. Buna rağmen hiç hayata küsmedi. Hakkındaki koruma kararı da tekerlekli sandalyeye mahkûm olmasından değil, yaptığı görevler nedeniyleydi. Güneydoğu"da görev yaptığı dönemde de her asker ailesi gibi Abdülkerim de bizi ikinci plana atmıştı. Askeri makamlar da bizi hiç yalnız bırakmadı.

Çocuklarım katil sanacak

Aygan"ın açıklamaları 4 yıl önce yayımlandığında, bana "Bu hainin anlattıkları karşısında kızlarım babalarını katil sanacak diye üzülüyorum. Bilesiniz ki ben bir katil değilim. TSK"yı yıpratmak için bu açıklamalar yapılıyor" dedi. Son dönemde kendisiyle ilgili yayınlar giderek artmaya başladı. Hakkında devam eden mahkemeler, verilen kararlar da yıprattı. "Teröristlerin öldürdüklerini bile Silahlı Kuvvetler"e yıkmaya çalışıyorlar. Hükümet de buna sessiz kalıyor, bazı yayın organları da hainlerin söylediklerine inanıyor. Mücadele yapanları suçlu konumuna sokuyorlar" diye isyan ediyordu.

Bir gün beni de alırlar

Ergenekon operasyonları devam ederken, gözaltına alınanlar arasında tanıdığı subaylar da vardı. Bize, "Bir gün biri kapımızı çalıp beni de götürürlerse şaşırmayın. Bu kadar yayından sonra bu da başıma gelebilir" dedi. Gerçekten son dönemlerde onun da, benim de, kızlarımın da en büyük korkusu Ergenekon oldu. Kapının her çalışında büyük bir tedirginlik yaşıyor, acaba "Abdülkerim"i almaya mı geldiler?" diye kapıyı korkarak açıyorduk. Özellikle büyük kızım çok etkilenmiş, "babamı bu haliyle alıp götürecekler" kuşkusu yüzünden geceleri uyuyamıyordu.

Hálá uğraşıyorlar

Eşim göreviyle ilgili konuşmazdı. Hiçbir zaman kendini ön plana çıkartmadı. Eğer ön plana çıkmak gibi bir düşüncesi olsaydı oturduğu yerden çok şeyler yazardı. Hakkındaki yayınlarla suçlu duruma düşmesi onu çok etkiledi. Canımız gitmesine rağmen hálá onunla uğraşıyor, iftiralara devam ediyorlar.

Hürriyet