Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Miraç Kandili mesajında, 16 Haziran 2012 Cumartesi gününü Pazar gününe bağlayan gece, Miraç kandilin idrak edileceğini hatırlattı. Görmez, "İsra ve Miraç, Sevgili Peygamberimizin (SAV) insanlığı İslam'a davet sürecinin en zor yıllarında bir gece Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksâ'ya, oradan da zaman ve mekânın sahibi Yüce Mevla'nın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semaya yaptığı pek çok ilahî hikmet ve bereketi içinde barındıran manevi bir yolculuktur. Bu kutlu yolculuk, İsrâ suresinin ilk ayetlerinde şöyle dile getirilmektedir: "Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir." diye konuştu.

Miracın, her şeyden önce yükselme yollarının yegâne sahibinin Yüce Allah olduğunun bilincine varabilmek olduğunu kaydeden Görmez, "Miraç, bir yükseliştir. Fiziğin metafiziğe, bedenin ruha, ruhun sahibine, kulun Allah'a yükselişidir. Beşerîlikten insanlığa yükseliştir. Müslümanlar bu yükselişi tıpkı Resûl-i Ekrem (SAV) gibi ancak O'nun razı olacağı bir hayatı yaşayarak gerçekleştirirler. Miraç, sadık ve samimi bir iman, ibadet ve taat, ihlas ve takva, güzel huy ve ahlâk, hayır ve hasenat, hak ve hakikat, doğruluk ve dürüstlük, adalet ve sevgi, merhamet ve şefkat, dostluk ve kardeşlik, sabır ve sebat, fedakârlık ve cömertlik, yardımlaşma ve dayanışma gibi fazilet ve erdemler ile yükselmektir." ifadelerini kullandı.

Miracın insanın kendi kalbine ve iç dünyasına doğru da yapması gereken bir yolculuk olduğunu kaydeden Görmez, "Yeryüzünün iki manevî merkezinde, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa'da Resûl-i Ekrem'le gerçekleşen bu mübarek yolculuk bugün bizim için manevî merkez olan gönül dünyamızda da gerçekleşmelidir." dedi.

"DİNDARLIĞIMIZI GÖZDEN GEÇİRİRİZ"

Görmez şöyle devam etti: "Her yıl gelen miraçla önce inancımızı, sonra bağlılığımızı, samimiyetimizi, amellerimizi yenileriz. Riyaya, kibre, samimiyetsizliğe, ikiyüzlülüğe karşı dindarlığımızı gözden geçiririz. Her yıl gelen miraçla aile bağlarımızı, anne ve babamızla, yavrularımızla ilişkilerimizi, komşularımızla olan bağlarımızı yenileriz. Miraç, malımızı-mülkümüzü, paramızı-pulumuzu, servetimizi, maddî gücümüzü ruhumuzun yükselişi yolunda gözden geçirmemizi sağlar. Sevgililer Sevgilisiyle, Dostlar Dostuyla aramıza giren engelleri silkeleme imkânı verir bize. Bilindiği gibi Peygamber Efendimiz (SAV), miraçtan üç büyük hediye ile dönmüştür: Birincisi gözümün nuru, müminlerin miracı dediği namaz; ikincisi Bakara suresinin son iki ayeti; üçüncüsü de istikametini imana çeviren herkesin, sonunda cennete gireceği müjdesidir. Üç hediye aslında İslâm'ın gayesini sembolize etmektedir.

Namaz ile günde beş kez Rabbinin huzurunda durarak bireysel yükselişini yakalayan mümin, miraç müjdesi ayetlerle sorumluluğunun sınırlarını ve ufuklarını görür. Ayrıca resuller arasında bir fark olmadığını, bir fark gözetilmediğini, tevhit elçilerinin ortak misyonunu evrensel ve ideal bir hedef olarak önüne koyar. Toplumsal barışın tarihsel kökeni bu ayetle âdeta abideleşir. Ve mümin, iman istikametinde olduğu sürece cenneti kazanacağını bilir. Böylece imanın evrenselliği, yüceliği, kuşatıcılığı, ebedîliği bir müjde olarak, bir hediye olarak sunulur."

Sevgili Peygamberimizin miracından ilham alarak bireyin, toplumun ve topyekûn bütün insanlığın yükselişi üzerinde yeniden düşünmek gerektiğini belirten Görmez, "Modern zamanlarda insanlığın içine düştüğü manevî sorunların üstesinden gelinmesinde, aşağıların aşağısına yuvarlanmış insanlığı Sevgili Peygamberimizin (SAV) yüksek değerlere nasıl kavuşturduğunu bilmeye; getirdiği değerlerin insanlığın süflî bir hayattan ulvî bir hayata yükselişi için nasıl bir miraç vazifesi gördüğünü anlamaya ihtiyaç vardır." şeklinde konuştu.

İslam aleminin Miraç Kandilini tebrik eden Görmez, "Bu gecenin milletimizin, İslâm dünyasının ve tüm insanlığın yüksek değerlerle miracına; huzur ve mutluluğuna; özellikle yakın coğrafyamızdaki Müslüman kardeşlerimizin içinden geçmekte olduğu zorlu süreçten bir an evvel kurtularak hem maddî hem de manevî açıdan yeniden yükselmesine vesile olmasını Yüce Mevla'dan niyaz ediyorum." dedi.