Tiyatro asla 'sadece' oyunculuk sanatı değildir; oyuncu dediğin bir yerde yönetmenin sözcüsüdür ve dünyasını anlatmakla yükümlüdür...

Sezgi Mengi... Nerden hatırlıyorum diyenlere, Canım Ailem dizisi denebilir, Redd'in son klibi hatırlatılabilir, geçen sezonun en iyi oyunlarından (bu sezon da devam etmekte olan) Limonata'da oynadığı eklenebilir.

Bir de okuma tiyatrosu İran'dan Sesler'deki oyunlardan birine ses ve hayat verdiği de göz ardı edilmemelidir.

Marifetlerini parmaklarına sığdırmakta güçlük çeken oyuncu Sezgi Mengi ile Limonata oyunundan, oyunculuktan, tiyatrodan konuştuk.

Şu anda İkinci Kat'ta oynanan Limonata ile sahnede izliyoruz seni. Peki Sıfır Nokta İki ile tanışman, Limonata oyununa dahil olman nasıl oldu?

Öncelikle zaten Sıfır Nokta İki'nin oyunlarını takip ediyordum. Geçen yıl da Tilt oyununda oynuyordum. Murat Mahmut Yazıcıoğlu (Limonata'nın yönetmeni) ve Limonata'nın yazarı Sami Berat genel provaya geliyor ve Sami benim Limonata oyundaki Melih karakteri için uygun olduğumu düşünüyor, Murat'a söylüyor. Murat da benim Şahika Tekand'dan da arkadaşımdır aynı zamanda. Oyunun provasını aldık ve başladık.

Oyunda senin canlandırdığın karakter yani Melih, ailesine haber vermeden sevdiği kadının peşinden uzaklara gidiyor, terk ediyor. Sezgi, Melih'in yerinde olsa gider miydi?

Kesinlikle giderdi.

Peki oyunun sordurduğu sorulardan birine gelirsek 'Giden mi suçludur kalan mı?'

Suçlu demek doğru mudur çok emin değilim. Herhangi bir suç yok ortada, verilen kararlar ve sonuçları var...

Bizim jenerasyonumuzun yani 'giden' daha bireysel olan Y jenerasyonunun böyle olduğunu düşünüyor musun?

Evet çok daha bireyseliz, sonra bir şeylerin arkasından gidebilme cesaretine sahibiz ama bir yerde de birleşebiliyor beraber hareket edebiliyoruz. Van depremi bunun en güncel örneğiydi mesela. Anne babalarımızın sisteme ayak uydurmak için bazı şeyleri feda ettiklerini gördük ve belki de bunu deneyimlememek için kendi isteklerimizi öne aldık.

Peki en başa dönersek yolunun oyunculukla kesişmesi nasıl oldu?

Aslında lisede tiyatro koluna girmemle oldu. Çocukken de çok çok fazla film izlerdim. Parlement Sinema Kulübü jenerasyonundanım yani. Bu arada çocukken teyzeme hep dermişim ki: Ben öyle bir meslek yapayım ki her şeyi, tüm meslekleri yapayım. Şimdi gerçekten öyle bir meslek yapıyorum.

Onunla oynasam, çok büyük hayallerimden biri gerçekleşmiş olur dediğin kişi?

Beraber oynamak istediğim birçok oyuncuyla oynadım aslında, ama biraz abartırsam Kevin Spacey ile oynamayı çok isterdim hele 3. Richard'da izledikten sonra kesinlikle... Bir de Jessica Lange... Müthiş bir oyuncu...

Yurtdışında oyunculuk yapmak peki?

Aslında benim derdim sadece hikaye anlatmak ve bunu nerede yaptığınız önemli değil neyin hikayesini anlattığınız önemli; mesela şu an Türkiye'de oyuncuyum ama okuma tiyatrosu projesi İran'dan Sesler'de İran'lı bir çocuğun hikayesini anlatıyorum.

Tiyatroyla ilgili sürekli söylenen ................. 'yı klişe buluyorum dediğin bir şey var mı?

'Tiyatro oyunculuk sanatıdır'. Bir şekilde oyuncu orada sözcü ve yönetmenin dünyasını anlatıyor. Evet zanaat olarak, performans olarak oyuncu daha yoğun var olabilir ama söylediği söz yönetmenin sözü. O yüzden tiyatro sadece oyunculuk sanatı değildir.

Çalışmayı isteyeceğin yönetmenler desem?

Tiyatroda Berkun Oya ile çalışmak isterim. Sinemada da Fatih Akın'la, Zeki Demirkubuz'la ve Çağan Irmak'la çalışmak isterim.

Sinema ve tiyatronun hayatında durduğu yer nedir?

Film izlemeyi çok seviyorum. Sürekli genişleyen bir arşivim var. Farklı yaşamlar, farklı ifadeler, farklı cümleler duymayı-görmeyi seviyorum. Tiyatroda da aynı durum söz konusu tabii. Ama mesleki dezenformasyondan ötürü bazen çok keyif alamayabiliyorum. İyi olduğuna kesin inandığım oyunlara gitmeyi tercih edebiliyorum. 'Emek verildiği' argümanı süredursun; çok iyi bir oyuna da çok kötü oyuna da emek veriliyor. Bu bir kriter olmamalı

Şu an için başka bir oyun projesi var mı?

Şu anda hem okul, hem oyun hem de dizi projesi olduğundan şu an için görünürde yeni bir oyun yok.

Okuyup da canlandırmak istediğin bir karakter var mı?

Oyuncu için karanlık tarafı olan roller hep ilgi çeker. Benim şansıma- tiyatro adına konuşuyorum- karanlık yanlarını açığa çıkarabileceğim karakterler geldi. Ya da o rollere çalışırken bunu keşefedebilecek alanlım oldu... O manada tiyatro adına çok şanslı olduğumu düşünüyorum.

Limonata dışındaki projelerden bahsedersek?

Mahsun Kırmızıgül'ün çektiği 'Hayat Devam Ediyor' dizisinde oynuyorum. Bir Doğu hikayesi ve ben de Doğulu bir çocuğu oynuyorum. İlk defa böyle bir rol gelince içinde olmak istedim. Fikret Kuşkan, Rozet Hubeş gibi isimler var kadroda. Benim için çok farklı bir deneyim oluyor, ilk defa Doğulu bir çocuğu oynuyorum. Oldukça dramatik bir öykünün içindeyim ve oldukça yabancısı olduğum bir dünya var hikayede... Yaşı küçük bir gelin hikayesi... Televizyonda da böyle bir hikaye ilk defa anlatılıyor... Sonra radyo Tiyatrosu projesi (sahne okumaları da yapılan) İran'dan Sesler var.