Demirtaş, "Şu anda AKP"nin yaklaşımı dışında, provokasyon geliştirecek, gerilim yaratacak hiçbir durum yoktur. Şu anki gerilimin tek kaynağı hükümettir" iddiasında bulundu.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve yardımcısı Gültan Kışanak, Diyarbakır"da partileri tarafından oluşturulan "Siyaset Akademisi"nin 7"inci devresinde mezun olanlara verilen sertifika törenine katıldı. BDP il binasında düzenlenen törende konuşan Demirtaş, partilerinin Türkiye"deki en demokratik siyaset anlayışına sahip olduğunu söyledi. BDP dışında hiçbir anlayışın Türkiye"ye demokrasi vaat etmediğini savunan Demirtaş, "Bugün AKP kendi hegemonyasını kurmaya çalışırken, kendi otoriter anlayışını egemen kılmaya çalışırken, demokrasi vaat etmiyor. Buna karşı sözde mücadele eden ana muhalefet partisi başta olmak üzere, diğer muhalefet partileri de, AKP"ye karşı bir demokratik alternatif oluşturtmuyorlar. Dolayısıyla biz bunların tamamını aynı cephede kabul edip, özlü esaslı bir demokratik halk mücadelesini, demokratik siyaseti oturtmaya çalışıyoruz" dedi.

ATİLLA KIYAT"IN İFADESİ: HÜKÜMET SUÇA ORTAK OLMASIN

Demirtaş, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Şırnak"ta 1990"lı yıllarda işlenen cinayetlerin sorumlusu olarak Diyarbakır"da yargılanan emekli Albay Cemal Temizöz davasında tanık olarak dinlenen emekli Koramiral Attila Kıyat"ın ifadesini değerlendiren Demirtaş, "Bölgede işlenen faili meçhullerin bir devlet politikası olduğu gerçeği gün gibi ortadır. Bunu emekli generaller söylese de söylemese de bu böyledir. Fakat bu ülkede generallik düzeyine yükselmiş, emekli olmuş bir şahsın ifadeleri doğrultusunda, artık hükümetin de bazı adımlar atması gerekiyor. Yani devlette devamlılık esassa, geçmiş dönemde işlenen faili meçhullerin ortaya çıkarılmasından da şu anki hükümet sorumludur. Bunları gerçekleştirmiyorsa, üzerine gitmiyorsa, "Temizöz davası açıldı daha ne yapalım" diyip, binlerce faili meçhul cinayetin üstünü örteceklerse, bu suça ortak olurlar" diye konuştu.

"YEŞİL ERGENEKON İÇİN ÇETELERLE UZLAŞTILAR"

Devletin arkasında olmadığı, desteklemediği "bir cinayet şebekesi"nin, 10 yıl boyunca kesintisiz bir şekilde onlarca faili meçhul cinayeti işleyemeyeceğini ileri süren Demirtaş, şöyle dedi:

"Bunu anlamamak için siyasi kahin olmaya gerek yok. Ama sayın Başbakan bütün bu faili meçhul cinayetleri kendi siyasi rantı için kullanıyor. Referandum meydanlarında, seçim meydanlarında "Biz anaların acısını anlıyoruz. Faili meçhullerin acısını anlıyoruz" diyecek, ama ortaya çıkan toplu mezarlarla ilgili hakikatleri araştırma komisyonu ve komisyonların kurulması konusunda Meclis"te destek vermeyecek. Bu siyaseten iki yüzlülüktür. Acılar üzerinden siyasi rant elde etme girişimidir. AKP bunu çok iyi yapıyor. Bu konuda sayın Başbakan olmak üzere, AKP"li yöneticileri, hükümeti sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Arif Doğan ve Atilla Kıyat"ın açıklamaları ortada, niye bunlarla ilgili siyasi girişimlerde bulunulmuyor. Bu faili meçhul cinayetlerden çok mu memnunlar kendileri. AKP bunlardan çok mu mutlu, ya çıksın bunu açıklasın ya da gereğini yapsın. Bölgede yüzlerce çetenin olduğu, halen görevde olduğu, halen devlet kademelerinde etkili yetkili görevlerde bulunduklarını da biliyoruz. Bütün bu çeteler ortaya çıkarılmazsa, kimse derin devletle hesaplaştı demez, diyemez. Ama görünen o ki, AKP bir yere kadar derin devletle hesaplaşma mantığını yürüttü. Bir yerden sonra kendi yeşil Ergenekonunu yaratma adına, bu çevrelerle uzlaşma gerçekleştirdi. Bizim görebildiğimiz budur"

"ANADİL KONUSUNDA HASSASIZ"

Kürt Dil Hareketi"nin 21 Şubat"taki okul boykotuyla ilgilide konuşan Demirtaş, anadil konusunda hassasiyetleri olduğunu söyledi. Ana dilin her yerde savunulması gerektiği yönünde çağrıda bulunan Demirtaş, "Sadece Kürtçe için değil, bütün anadiller için geçerlidir. 21 Şubat vesilesiyle anadilini korumak isteyen, savunmak isteyen, baskıları dile getirmek için herkesle ilgili biz hassasiyet gösteriyoruz. BDP olarak böyle bir örgütlenme içinde değiliz. Ama biz insanların bu tür demokratik taleplerini elbette ki saygıyla karşılarız. Bu bir sivil itaatsizliktir" dedi.

KILIÇDAROĞLU"NUN VAN ZİYARETİNİ CİDDİYE ALMIYORUZ

Bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu"nun Van ziyaretine ilişkin değerlendirilmesi sorulması üzerine Demirtaş, "Bizim açımızdan çok değerlendirmeye değecek bir durum değildir. Bir partinin siyasi çalışmasıdır. Barış ve Demokrasi Partisi olarak bizim bu konudaki çözüm önerilerimiz, görüşlerimiz ortadadır. Çok ciddiye aldığımızı söyleyemeyiz" cevabını verdi.

"PROVOKASYONU AKP YAPIYOR"

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçim öncesi bölge illerinde provokasyon yaratılacağı yönündeki haberlere de tepki gösterdi. Bir gazetecinin "Ortamı gerçekten kim geriyor?" sorusunu Demirtaş şöyle cevapladı:

"Şimdi AKP"nin yayın organları, AKP"ye yakın organları bunu yapıyor daha çok. Ortada bir ateşkes süreci var. Bu ateşkesin nasıl gerçekleştiği kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Böyle devletin bilgisi dahilinde olmayan bir süreç değildir bu. İmralı"da yapılan görüşmeler var. Bunun üzerinden gelişen bir ateşkes var. Şimdi somut gelişmelerin beklendiği bir dönemde, hükümet Kürt sorununda somut adım atma, söyleme ve bunun gereklerini yerine getirmek yerine habire saldırgan bir üslupla, tutuklama furyalarıyla, gözaltılar ile sürece yaklaşıyorsa demek ki hükümetin kafasında bir çözüm projesi yok. Bunu örtbas edebilmek için ortamı germek istiyor. Biz bunu anlıyoruz. Şu anda AKP"nin yaklaşımı dışında, provokasyon geliştirecek, gerilim yaratacak hiçbir durum yoktur. Şu anki gerilimin tek kaynağı hükümettir"

"ORTADA BİR KAOS PLANI VARSA AKP GENEL MERKEZİNDE OLUŞTURULDU"

Hükümetin oluşmuş siyasi atmosferi, Kürt sorununu çözmek için kullanmadığını, siyasi ve seçim çalışmaları için kullandığı iddiasında bulunan Demirtaş, şöyle dedi:

"Bunun için neler yapıyor. Yapılan yürüyüşlere çok sert müdahaleler gerçekleştiriliyor. Ortadoğu"da meydanlara inen insanlara yönelik şiddeti eleştiriyor. Halka saygı duyuyor. Ama Diyarbakır"da kadınlar saçlarından sürükleniyor. Çocuklar coplanıyor. Hiç gösteriye katılmayanlar polisin işkencesine maruz kalıyor. Buradaki insanlara düşman gözüyle bakılıyor. Sanki düşmana saldırır gibi hükümetin kolluk güçleri saldırı gerçekleştiriyor. Bu emri veren Başbakan. Gerilim çıkıyorsa buradan çıkıyor. Eğer bir provokasyonsa, hükümetin bu tutumu provokasyon yaratıyor. Hiç kimse böyle olgunlaşmış bir siyasi zemini Kürt sorunun çözümü için gelişmiş bu zemini kendi çıkarına lehine kullanamaz. Bu büyük bir haksızlıktır ve iki yüzlülüktür. Her şeyden önce Başbakan"ın ortaya koyduğu tutum ahlaki değildir. Yani bu ateşkesler kolay mı gerçekleşiyor? Sayın Başbakan bu ortamın nasıl sağlandığını aşağı yukarı bilmiyor mu? Hükümet "biz bu sorunu çözeceğiz. Anaların gözyaşını dindireceğiz" dememiş gibi, bu ülkede Kürt sorunu yokmuş gibi çıkıp kürsülerden bize hakaret yağdırıyor. Biz kendisinden çözüm beklerken, somut projeler beklerken, kendisi ha bire hakaretler, tehditler yağdırıyor. Somut olarak bugüne kadar hangi adımı attı sayın Başbakan? Ne söyledi de, biz karşı çıktık. Provokasyon işte bunun kendisidir. Hükümet adım atmayacağı, atamayacağını, adım atmaya niyeti olmadığını söylemiyor. Bunun yerine gerilim yaratarak, kaos planı gibi kendi medyası üzerinden bir yaygara koparıyor. Ortada bir kaos planı varsa bu AKP"nin genel merkezinde oluşturulmuştur. Ben buna inanıyorum, başka bir kaos planı yoktur. Gerilim hükümetin kandırma politikasından kaynaklıdır. Bunun sorumlusu sayın Başbakan"ın kendisidir. Bunu örtmek içinde herkesi, etrafını suçluyor. Dünyanın en demokratı kendisiymiş gibi bir hava yaratmaya çalışıyor. Halkımızın bu iki yüzlülüğünü yakından görüyor diye düşünüyorum."