İkinci Balyoz davası kapsamında haklarında yakalama kararı çıkarılan beş general, karara itiraz etti. Korgeneral Turgut Atman, Tümgeneral Beyazıt Karataş, Tümgeneral Nedim Güngör Kurubaş, Tuğgeneral Mustafa Erhan Pamuk ve Tuğgeneral Mehmet Eldem’in avukatı Ali Fahir Kayacan davaya bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede, ele geçirildiği öne sürülen dijital verilerde önemli hatalar olduğunu belirterek, delillerin ‘soyut’ olduğunu savundu. 

Eskişehir’de emekli Albay Hakan Büyük’ün evinde ele geçirildiği belirtilen belgeler üzerine Orgeneral Bilgin Balanlı, Tümgeneral İsmail Taş, Albay Ahmet Erdem, Albay Ahmet Zeki Üçok, Albay Ahmet Dikmen, Albay Mehmet Erkorkmaz, Albay Halit Nejat Akgüner, Bülent Günçal, emekli Albay Hakan Büyük, Albay Onur Uluocak, Albay Rafet Oktar, Albay Servet Bilgin, Albay Sinan Topuz, Binbaşı Refik Levent Tezcan, Binbaşı Ayhan Üstbaş tutuklanmıştı. 

İddianamenin hazırlanmasının ardından da daha önce ifadesi alınıp serbest bırakılan beş general hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Mahkeme bu sanıkların, mesai saatlerinde içinde davanın görüleceği İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne getirilmesini istedi. Ancak generaller dün avukatları Kayacan aracılığıyla mahkemeye başvurarak, ‘yakalama kararına’ itiraz etti. Dilekçede itiraz noktaları şöyle sıralandı: 

“Dijital verilerin teknik 
özellikleri incelendiğinde gerçek olmadıkları ortaya çıkıyor. Tümgeneral Nedim Güngör Kurubaş’a atfedilen Kasım 2003 tarihli dijital belgenin hitap ettiği Bilgin Balanlı o tarihte Korgeneral rütbesinde olmasına rağmen belgede rütbesi Tümgeneral olarak yer almış. Ayrıca Kasım 2003’teki darbe toplantısına katıldığı öne sürülen Tuğgeneral Beyazıt Karataş, 25 Ağustos 2003 tarihinde Washington Askeri Ataşeliği görevine başlamış ve Eylül 2004’e kadar da Türkiye’ye hiç gelmemişti. Suçlamaların Eskişehir’de emekli bir albayın evinde bulunduğu belirtilen bir flaş belleğe dayanılarak yapılması Türkiye’de ve hukukun egemen olduğu diğer ülkelerde ilk defa karşılaşılan bir durum.” 
Kayacan, müvekkillerine henüz tebliğ gelmediğini kaçak sayılmalarını gerektirecek bir durumun oluşmadığını savundu ve adli kontrol uygulanmasını talep etti.