Ülkemiz Avrupa Kıtası üzerinde en genç nüfusa sahip ülke özelliği taşımaktadır. Genç nüfusun fazla olması işgücü konusu başta olmak üzere bir çok konuda avantaj oluşturmaktadır. Gençliğin dinamik yapısı, zeki olmaları, değişime kolay uyum sağlamaları diğer önemli avantajlardır.

Genç kuşağın beklentileri de kişiden kişiye farklılık göstermekle beraber geleceğe dönük istekleri benzerlik göstermektedir. Geleceklerini kendileri şekillendirmek, daha rahat ve sorumsuz bir yaşam sürmek istiyorlar.

Günümüz gençleri cevaplarını bulamadıkları sorularla ilgili yanıt aramaya ısrarla devam ediyorlar. Zekaları ve yetenekleriyle dikkat çeken günümüz gençleri otoriteye baş kaldırma ve kural tanımama eğilimleriyle farklarını ortaya koyuyor. Gençlerimiz alışveriş alışkanlıkları ile de diğer kuşaklardan farklılaşıyor. O yüzden iş yaşamında kendilerine özgü giyimleriyle de fark yaratmak istiyorlar.

Gençlerimiz konuşma dili bakımından da diğer kuşaklar tarafından pek anlaşılmıyor. Kendine has jargonları nedeniyle bu gençlerle iletişime geçmek için onları anlamak ve öğrenmek gerekiyor. Günümüz gençleri ile iyi geçinmek isteyen yöneticilerin ya da ebeveynlerin, bu kuşağın dilini de öğrenmesi gerekiyor. Gençlerimiz hangi yıllar arasında doğmuş olursa olsunlar kendilerine özgü bir dünya görüşünü, bir yaşam tarzını ve karakteri temsil ediyor.

Önümüzdeki ilk seçimlerde gençlerimiz oy kullanacak. Bunların önemli bir kısmı ilk defa oy kullanacak. Artık eski usulde yürütülen seçim kampanyaları gençlerimiz için dikkat çekici olarak görülmüyor. Artık kendilerini anlayan, onlara değer veren, ülke gerçeklerine göre davranan, çözüm odaklı siyasetçiler görmek istiyorlar. Dinazor diye tabir edilen, neredeyse yüz yıldır siyasette yer alıp gençlere yönelik bir arpa boyu yol almayan siyasetçileri istemiyorlar. Ayrıca siyaset yapan her kişinin tutarlı olmasını, seçim döneminde söyledikleri gibi davranmalarını istiyorlar. Bir soruna önce karşı çıkıp seçildikten sonra tavrını değiştiren siyasi figürlerden nefret ediyorlar.

Gençler yeni nesil siyasetçilerin kendilerini anlayan, onlar gibi davranan, sevinçlerini ve kederlerini paylaşabilecek, bir topan ekmeğini onlarla bölüşebilecek yapıda olmasını istiyorlar. Ayrıca siyasetle uğraşan her kişinin hızlı karar verebilen, kibirden uzak, gelişime açık ve geleceği görüp ona göre davranmasını istiyorlar.

Kendi işinde bile başarılı olamayan, kurduğu işleri batırıp son çare siyasete giren, hiç bir işte başarılı olamayıp birilerinin himayesi ile siyasette basamakları tırmanan, ahı gitmiş vahı kalmış kişileri değil, başarı hikayesi yazıp basamakları tırnaklarıyla kazıya kazıya tırmanan siyasetçi istiyorlar.

Aslında istedikleri çok değil ve ülkemizin geleceği için olması gereken şeyler. Siyasette yenileşme, değişim ve gençleşme istiyorlar. Çevresine faydadan çok zararı dokunan, halkın sorunlarına tepeden bakan eski tür siyasetten ve siyasetçilerden kurtulmak istiyorlar. Yeni nesil siyasetçilerle yola koyulmayı, birlikte yol almayı arzuluyorlar. Zaten doğrusu da bu değil mi?

İş yaşamında başarıyı yakalamış, siyasette gençliğin verdiği dinamizm ile mücadele eden, başta gençler olmak üzere insanlara dokunmasını bilen, demokratik kitle örgütlerinde başarıyı yakalayan, vizyonu ile çevresinde beğeni toplayan çok sayıda siyasetçi adayı çevremizde var. Yeni nesil siyasetçi olarak adlandırdığımız bu tür siyasetçiler Nazilli'de, Söke’de, Kuşadası’nda ve diğer ilçelerimizde çok sayıda var, elbette bakmasını ve görmesini bilenlere. Önemli olan bunun farkına varıp tüm siyasi partilerdeki dinazorlaşmış siyasetçilerden kurtulabilmek.

"Her şeyi bilecek kadar genç değilim." (Oscar Wilde)