AK Parti’den çıkan iki partiden ilki Ahmet Davutoğlu’nun Genel Başkanı olduğu Gelecek Partisi İl Başkanlığına kuruculardan Ali İhsan Dilmen getirilmişti.

Diğeri de Ali Babacan’ın önderi olduğu Demokrasi ve Atılım Partisi(DEVA) de Hakan Çağlar Erürker’i İl Başkanı atadı.

Ali İhsan Dilmen ve Hakan Çağlar Erürker’in ortak özellikleri her ikisinin de geçmişi aktif AK Partili olması ve Nazilli’de ikamet ediyor, olmalarıdır.

Bu da demek oluyor ki, Nazilli’de siyaset hem renklenecek hem de rekabet ve yarış daha da çekişmeli hale gelecektir.

Daha da fazla merak edilense bu partilerin yüzde 49 yüzde 51 denklemi üzerine kurulu mevcut yapıyı değiştirip değiştiremeyecekleridir.

Bu konuda genel siyasete yapacağı etkiye dair bir analistin öngörüsüne yer verdikten sonra “Aydın’da neler olabilir” konusuna gelmek istiyorum.

MAK Araştırma Şirketi’nin 12-17 Haziran tarihleri arasında yaptığı bir ankette  “bu gün seçim olsa 24 Haziran’da oy verdiğiniz partiye tekrar oy vermeyi tercih eder misiniz”, sorusuna verilen yanıtlar kararsızlar hakkında çok çarpıcı sonuçlar ortaya koymuştu.

Verilen yanıtlarda HDP seçmeninin yüzde 85’i, CHP ve İYİ Parti’nin yüzde 80’i, MHP’nin yüzde 75’i “kararım değişmez” derken AK Parti seçmeninde bu oran yüzde 65’e düşüyor.

Oranı hayli yüksek AK Partili bu kararsızlara “huzursuz muhafazakârlar” denmesine yazar Alper Görmüş itiraz ediyor ve onların birer Selim Türkhan olduğunu savunuyor.

Selim Türkhan gerçek olmayıp 24 Haziran Genel Seçimlerinde CHP’ye danışmanlık hizmeti veren Ateş İlyas Başsoy’un kurgusal seçmenidir.

Başsoy’a göre Türk seçmeninin kabaca yüzde 75’i ideolojik saiklerle oyunu kullanırken yüzde 25’i hizmete bakarak oy veriyordu.

Yani yüzde 75 çekirdek seçmenin oy tercihleri sabitken yüzde 25’i hizmeti yüklenen şu veya bu partiye göre değişiyordu.

Bu yüzde 25’lik grup ideolojilere uzak, işinde, gücünde, vaktini akşam evinde geçiren, bilindik muhafazakâr kalıpların dışında hayatını sürdüren liberal kesimdir.

Ateş İlyas Başsoy “AK Parti neden kazanır, CHP neden kaybeder,” adlı kitabında AK Parti’nin bütün seçimleri almasını Selim Türkhan’ların bu partiye toplu oy vermesiyle açıklıyordu.

AK Parti 2019 seçimlerinde reformlardan uzaklaştığı, toplumdan kendi cemaatine döndüğü için ilk defa Selim Türkhan’lar tercihlerini AK Parti dışında kalan farklı partilere de kullanabileceklerini gösterdiler.

Zaten bu durumu önceden sezen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da hizmet siyasetini bir nebze askıya alarak “kimlik siyasetine” ağırlık verme yolunu seçmişti. (Alper Görmüş 22 Temmuz 2020)

Ülke genelinde hem siyasi denklemin Millet İttifakı lehine bozulmasını arzulayan hem de Gelecek ve DEVA Partilerini umutlandıran işte bu yüzde 25’lik seçmen kitlesiyle Z Kuşağı da denen sayıları 7 milyonu bulan ilk kez oy kullanacak yeni seçmendir.

Pandemiden kaynaklı ekonomik daralmanın da etkisiyle Selim Türkhan’ların ve Z Kuşağının DEVA Partisi’ne 1983 Anavatan, 2002’deki AK Parti benzeri bir dip dalga yaşatacağı öngörüsünde bulunanlar bile var. (Alper Görmüş 29 Mayıs 2020)

Tabi seçimler erkene alınmaz yeni partilerin teşkilatlanacak yeterli zamanı olursa ve siyasi aktörlerden mesela Devlet Bahçeli’nin konjonktürü değiştirecek bir hamlesi olmazsa…

Gelelim Aydın’a…

Aydın’da tam tersi bir Selim Türkhan grubu var. İçlerinde AK Parti’ye destek veren varsa da bire karşı iki çoğunluk CHP’ye oy verenler…

Kılıçdaroğlu partisinin kongresinde “dostlarımızla iktidara geleceğiz” diyerek yeni sevdasını dile getirdi.

Ancak Aydın’da genelde AK Parti’den uzaklaştığı iddia edilen çoğu Selim Türkhan’ın 2019 seçimlerinde Aydın özelinde CHP ile iplerini kopardığı gözlemlendi.

Oysa AK Parti’nin Aydın özelinde 2009 seçimlerinin ardından ideolojik siyasete yönelmesinin de kendine sağladığı avantajla CHP’li Özlem Çerçioğlu 2014’de Selim Türkhan’lar sayesinde rekor oyla (285 bin 281) büyükşehri kazanmıştı.

Sonrasında izlenen ciddi sorunlara el atma yerine göz boyama siyaseti tercihlerinde hizmeti ölçü alan Selim Türkhan’ları tatmin etmedi ve ilk tepkilerini 2019 Martındaki seçimde Özlem Çerçioğlu’na olan desteklerini çekmekle gösterdiler.

AK Parti kazanmak için dört elle seçime sarılsaydı ayrıca blok İYİ Parti ve HDP oyları olmasaydı Özlem Çerçioğlu’nun seçimi kaybetmesi işten bile değildi.

Selim Türkhan’ların CHP’den kaçışı sadece hizmet kusurundan kaynaklı da değildir.

En az onun kadar CHP’nin de 2018 milletvekilliği genel ve 2019 yerelde aday tespitlerinde Mesut Özakcan, Süleyman Toyran gibi ılımlıları devre dışı bırakarak eski ideolojik yapısına döndüğü izlenimi vermesi de etkili olmuştur.

Kentin pazaryerine baskın yapar gibi zabıta eşliğinde denetime çıkan ve mahallesinden kendine yeterli oy çıkmayan bir muhtarı tedip eden bir belediye başkanına sahip bir CHP’ye sadece Selim Türkhan’lar değil kimse oy vermeyi düşünmez.

Meşhur sözdür, kavgalı eve kız veren olmaz. Bu gidişat Kılıçdaroğlu’nun hayalini Aydın’da suya düşürür.

Bırakalım Kılıçdaroğlu’nun dostlarım dediği kitlenin Aydın’da CHP’ye kırgınlığını halka tepeden bakan CHP’li başkanlar ya kendi aralarında ya da vatandaşla kavgalı…

O bakımdan Gelecek ve “DEVA” Partileri Aydın’da oranı yüzde 25’lere varan Selim Türkhan’lara ve gençlere yönelik makul ve mantıklı bir dil geliştirir, bütün kesimlere geleceğe dair umut aşılayabilirse başarılı olabilir.

Herkesin kurban bayramlarını tebrik eder, Yaratan’dan eşiyle dostuyla ve sevdikleriyle herkesi daha nice bayramlara eriştirmesini dilerim.