CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül"e yaptığı, “Anayasa değişikliğinin tartışmalı 3 maddesini referanduma götüreceğini açıkla, uzlaşalım” önerisini dün genişleterek, “Bu fırsatı kaçırma ve AKP"nin dışındaki Türkiye"nin de cumhurbaşkanı olduğunu göster” çağrısında bulundu.


Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, Ankara Temsilcisi Metehan Demir, Temsilci yardımcıları Şükrü Küçükşahin ve Uğur Ergan ile muhabirimiz Okan Konuralp"i Hürriyet"in Ankara Bürosu"nda ziyaret eden Baykal, şunları söyledi:

Gerilim çözülür

Değişiklikler içindeki bu 3 maddeyi, teklifin tümü 367"den fazla oy alsa dahi referanduma sunma kararı alındığı anda, kamuoyunun bir cumhurbaşkanından beklediği davranış gerçekleşmiş olur. İkincisi ise toplumsal gerilim çözülür. Cumhurbaşkanı"nın aksi bir davranışta bulunması ancak parti disiplini, parti bağımlılığı halinde reddedilebilecek bir tablo da mümkündür. Cumhurbaşkanı bu fırsatı kaçırmayıp bu konuda sadece AKP"nin değil, AKP"nin dışındaki Türkiye"nin de Cumhurbaşkanı olduğunu göstermelidir.

Gül"ün ihtiyacı var

Cumhurbaşkanı her kesimin kabul edeceği bir kişi değil de belli bir parti disiplininin parçası olmadığını kanıtladığında, toplumun diğer kesimlerinin de beklentilerine sahip çıktığını gösterdiğinde kimsenin çıkıp da "Benim Cumhurbaşkanım değil" deme hakkı olmaz. Sayın Cumhurbaşkanı"nı böyle bir şeye ihtiyacı var. Ben "O ihtiyacını karşılar bu durum" diyorum.

Milis kampı kurarlar

Anayasa Mahkemesi ve HSYK"nın yapısını değiştiren iki maddeyle siyasi partilerin kapatılmasını düzenleyen tek madde, bodrumunda cephane biriktirse, bölücülük ve dini propaganda yapsa, ırkçılık, faşizm uygulaması yapsa: milis yetiştirse, sağda solda kamp kursa parti kapatılamıyor. Bu yanlış.

MHP için adım atarım

Cumhurbaşkanı böyle bir yaklaşım içine girerse, MHP ile de görüşülmesi konusunda öncülük yapmaya hazırım. Diğer maddeleri de müzakere edebiliriz, "Bakın böyle yaparsak, daha iyi olur" diyerek maddelerde katkı veririz.

Balyoz ve tasfiye

Türkiye"de hukuki değil, siyasi bir suçlama ve tasfiye süreci götürülüyor. TSK"nın ya da sivil toplumun içinde yer alan ve işine gelmeyen, kendilerini rahatsız eden kişilere yönelik bir tasfiye. Belli bir karargâhta imal ediliyor, gizli tanık yaratılıyor. Süreci de siyaset kurguluyor. Böyle bir hesaplaşma düğmesine bastılar. "Ama öyle, ama böyle..." dediğiniz anda tuzağa düşmüşsünüz demektir. TSK"yı bir siyasi tartışma zeminine çekmek istemiyorum. Ancak TSK"nın sistematik bir saldırının hedefi olduğuna hiç şüphe yok.

BDP"ye sıcak mesaj

Başından beri BDP"nin, Van"daki saldırı içinde olduğuna dair bir şüphemiz olmadı. Olayların yaşanmasının hemen ardından, bizzat BDP İl Başkanı ve BDP"li Van Belediye Başkanı, arkadaşlarımızı arayarak bu konudaki hassasiyetlerini ilettiler. "Aklınıza kesinlikle başka bir şey gelmesin. Yaşananlarda bir rolümüz yok ve kınıyoruz" dediler. BDP"nin bu işin içinde olmamasından dolayı büyük mutluluk duydum. Bu özenli tutumun her alanda; şiddet, terör konusunda yeni bir anlayış olarak ortaya çıkmasını dilerim.

Ermenistan"la ilişkiler

Başbakan"ın, "Bakarız, ederiz" yaklaşımıyla attığı her adım, yeni bir angajman olarak karşımıza geliyor. Doğru olan başlangıçta bu işi yapmamaktı. Sen Karabağ şartına bağlı olan bir çözüm istiyorsan, bunu protokole koyacaksın.”

Hürriyet