Başbakan Tayyip Erdoğan, İkinci Büyükelçiler Konferansı nedeniyle Türkiye'de olan büyükelçilerimizle biraraya geldi. Büyükelçilerden beklentilerini dile getiren Başbakan Erdoğan, güncel konularla ilgili de değerlendirmeler yaptı. Başbakan Erdoğan yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, Irak, İran, Gürcistan, Suriye, Lübnan ve Suudi Arabistan'la ilişkilerini geliştirmesinden rahatsız olanların bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti: 'Bundan daha doğal, daha tabii ne olabilir. Dünyanın bir numaralı ülkesi ABD bunlarla ilişki kurarken hiç bir şey olmuyor da Rusya kurarken hiç bir şey olmuyor da Çin kurarken hiç bir şey olmuyor da Avrupa'nın İngilteresi, Fransası, Almanyası bunlarla irtibat kurarken hiç bir şey olmuyor da Türkiye kurarken niçin rahatsız oluyoruz? Neden? Anormal olan, yanlış olan yıllar yılı komşularımıza, bölgelerimize sırtımızı dönmüş olmamızdır. Sorgulanması gereken asıl budur.'
GAZZE TAVRIMIZ VİCDANIN TEZAHÜRÜ
Erdoğan, Türkiye'nin uluslararası gelişmelerin, dünya siyasetinin artık bir nesnesi değil, bir öznesi haline geldiğini ifade ederek, şunları söyledi: 'Bizim, Gazze'de meydana gelen olaylarla ilgili tavrımız bir eksen kaymasının, bir politika değişikliğinin değil, insani olanın, samimi olanın, vicdani olanın tezahür etmesidir. Bugün hukuku, hakkaniyeti, insan hak ve özgürlüğünü savunmak evrensel bir değer, bir gereklilik değil midir? Türkiye'nin yaptığı sadece hukuku, hakkaniyeti, adaleti, insaniyeti korumaya çalışmaktır. Kimse bunun arkasında başka nedenler, başka saikler aramasın, arıyorlarsa boşuna ararlar.'
2010'DA SOMUT GELİŞMELER BEKLİYORUZ
Erdoğan, Milli Birlik ve Beraberlik Projesi ile ilgili olarak da projenin içeriğinin son derece net ve belirgin olduğunu kaydederek, Terörün minimize edilmesi, ülkemizin güven ve istikrar içinde gelişmesi, kalkınması, çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkması... Kastımız, niyetimiz budur' dedi. Terörü doğuran nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik olarak yeni bir süreç başlattıklarını hatırlatan Erdoğan, bu süreci diplomasi ile desteklediklerini ifade etti. Erdoğan, '2010 yılında bu süreçten çok daha somut neticeler alma niyetindeyiz" diye konuştu.
TALAT'LA KIBRIS'I GÖRÜŞTÜ
Erdoğan, dün KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile de biraraya geldi. Görüşmede Kıbrıs sorununda 2010 yılı içinde önemli bir mesafe katetmek isteyen ve sorunun büyük ölçüde çözümü için çaba harcayan Türk tarafının Rum tarafına sunduğu öneri paketi ele alındı.
AB'de yarım yamalak üyeliğe rızamız yok
Başbakan Erdoğan, AB konusundaki ısrarcılığını en üst düzeyde sürdürüyor. Erdoğan, dün akşam saatlerinde görüştüğü Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölye Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'ye Türkiye AB'ye yarım yamalak üye olmaz mesajını verdi. Erdoğan, görüşmede Türkiye'nin üyelik başvurusunun fiilen elli, resmen de 46 yıl önce başladığını hatırlatarak, "Türkiye hiçbir şekilde yarım yamalak üyeliğe razı olmaz. Türkiye AB'ye yük olmaya değil yük almaya geliyor. Çünkü AB üyesi bir Türkiye Avrupa'nın Kafkaslara açılan enerji kapısı olur. Türkiye'nin üyeliği Avrupa'yı 15 milyarlık islam dünyasına açacaktır. Medeniyetler ittifakı bunun somut projesidir" dedi. Başbakan Erdoğan dün Çin Dış Ticaret Bakanı Chen Deming ile de biraraya geldi. Ekonomik işbirliği konularının yanında Erdoğan, Çinli bakana Çin'in Sincan Uygur bölgesindeki olaylardan büyük üzüntü duyduklarını söylerek, Rabia Kader meselesini de gündeme getirdi. Erdoğan, "Uygurlarla Türkiye arasında akrabalık ilişkileri var. Onların huzur ve refahı bizim için önemli" dedi.
Bazılarının vizyonu yok
Başbakan Erdoğan, büyükelçilere seslenirken, Türkiye'de dış politika konusunda vizyonu zayıf olan çevrelerin bulunduğunu kaydederek, Üzülerek ifade ediyorum; Türkiye'de bazı çevreler zihninde bu denklemi kuramadığı için, bu vizyonu göremediği için biz yedi yıl boyunca dış politika çalışmalarıyla ilişkili olarak yoğun eleştiri altında kaldık. Bırakınız Edirne'nin ötesini, Ankara'nın dışına çıkma zahmetine dahi katlanamayan bir siyasi tavır var. Dış politikayı uçakla seyahat etmekten ibaret gören bir siyasi anlayış var diye konuştu./yeni şafak
