Üzmez"i tahliye ettiren adli tıp raporuna büyük tepki gösteren Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü"nün itiraz dilekçesi zehir zemberek...

14 yaşındaki B.Ç."nin "ruh ve bedensel sağlığının bozulmadığı"na yönelik jet rapora Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü"nden itiraz gelmişti. Genel Müdürlük davanın görüldüğü Bursa 4"üncü Ağır Ceza Mahkemesi"ne dilekçesi vererek raporun geçersiz sayılmasını istemişti. İşte kurum adına Hazine avukatı Selma Ergüner Akalan tarafından verilen 2 sayfalık itiraz dilekçesinden çarpıcı detaylar:

UZMANLAR HAZIRLAMAMIŞ: Mağdure B.Ç."de var olduğu tespit edilen ruhsal bozukluğun (patolojik düzeyde anksiyete ve depresyon) ortadan kalktığına dair verilen bilirkişi raporu gerçeği yansıtmıyor. Her şeyden önce raporu veren bilirkişi kurulunda bir tane dahi çocuk psikiyatrı ve psikolog yok. Bu durumda rapor konunun ehli uzmanlarca verilmemiş.

ÜZMEZ"İN TAHLİYESİNE ŞAŞIRDI: Adli Tıp raporundan sonra 31.10.2008 tarihinde yapılan son görüşmede B.Ç., annesinin tahliyesine çok sevindi, Hüseyin Üzmez"in tahliyesine ise şaşırdı. Anlattıkları gerçek değilse tahliyeye neden şaşırdığı sorulduğunda ise, suskun kaldı. Akabinde Hüseyin Üzmez ile aralarında geçen özel konuşmaları (aybaşı olup olmadığının sorulması gibi) anlattı.

BİLİME VE MANTIĞA SIĞMIYOR: Bu son tespite göre, bilirkişilerin olay sonunda ruh ve beden sağlığının bozulmadığını iddia etmeleri akla ve mantığa sığmamakta, hangi bilimsel gerçeğe dayandığı anlaşılamamaktadır . Mağdure B.Ç."nin yaşadığı travmadan bir anda sihirli değnek değmişçesine kurtulduğu iddiası bilimsel ve mantıksal mesnetten yoksundur.

YENİ BİLİRKİŞİ: Açıklanan tüm nedenlerle bilirkişi raporuna itirazlarımızın kabulü ile mağdure B.Ç."nin çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı, bilirkişiler tarafından yeniden değerlendirilmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz.

KADINLAR PROTESTO ETTİ

Mersin"de Atatürk Caddesi"nde toplanan kadınlar, Hüseyin Üzmez"in tahliyesine tepki gösterdi.

HEYET ÜYESİNDEN GARİP SAVUNMA:"Kızın ruh sağlığı bozulsa Üzmez 15 yıl yiyecekti"

Olay raporu veren Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Hamdi Özkara"nın yazılı bir açıklamayla bir hayli enteresan bir savunma yaptı: “Maruz kalınan olay ne kadar nefret uyandıran bir davranış olsa da mağdurun değerlendirilmesi sonrası, objektif bir yaklaşımla kanunda sorulan mahiyette ruh ve beden sağlığının bozulmadığına karar verilmiştir. Çocuğa cinsel istismar sonucu işlenen suçları kapsayan TCK"nın 103. maddesinin, 3 ile 8 yıl hapis cezası öngörüyor, aynı maddenin 6. fıkrasına göre eylem sonucu mağdurun "beden ve ruh sağlığının bozulması" durumunda cezanın 15 yıldan aşağı olamayacağı hükme bağlanıyor. Eğer her mağdurun mutlaka beden ve ruh sağlığının bozulması kesin olsaydı, o zaman kanunun da herkese 15 yıl ceza hükmetmesi gerekirdi. Böyle bir durumda ise unutulmamalıdır ki örneğin ailesinin yanından kaçırılan zorla ve çok travmatik cinsel istismar vakaları ile diğerleri arasında bir fark kalmayacaktı.”
VATAN