1900 ‘ lü yılların başından itibaren takımlar kurularak başlayan futbol maratonumuz, bu gün şapkayı önümüze koyup, durumu içselleştirdiğimizde çok da hedeflediğimiz yerlerde değil… An itibarıyla, hem dünyada hem de Avrupa’da sıralamadaki yerimiz bize hiç yakışmıyor. Dünya ve Avrupa şampiyonalarına toplamda bir elin parmakları kadar katılmamız hepimizi üzmektedir. Fransa’yı yenip, ardından İzlanda’ya yeniliyoruz. Andorra’yı zorla yeniyoruz. Süper lig şampiyonu olan takımda on bir yabancı oynuyor. Ligin bitimine beş hafta kala sekiz puan önde olan takım, şampiyonluğu kaptırıyor. Sonra bunu başaran teknik adam, ödüllendirilerek Beşiktaş kulübüne transfer oluyor.Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz. Futbol dünyasında esememiz okunmuyor. Dünya futbolunda bir ekolümüz yok. Bu olumsuz tablo ve bu tabloyu meydana getiren unsurlardan ivedilikle kurtulmalıyız.

                  Bardağın dolu tarafını yazarak başlamak istiyorum. Ülkemizde özellikle son yıllarda onlarca stadyum yapıldı. Ülkemizin her tarafına devletimiz sahalar, stadyumlar, salonlar yaparak alt yapı ile ilgili önemli eksiklikleri giderdi diye düşünüyorum. Futbol dışındaki branşlarda önemli başarılara imza atılıyorsa, bunda yapılan altyapı çalışmalarının dahli olduğuna inanıyorum. Yapılan yatırımlara rağmen, futbolumuz yerinde saymaya devam ediyor.

                 Futbol camiamız en arızalı dönemlerini yaşıyor. Bu arızalı duruma sebep olan unsurları ve çözüm önerilerimi sizlerle paylaşmak isterim…

                Futbolumuzda iyi örnekler bir elin parmaklarını geçmez. Bu sıkıntılı tablonun temel sebepleri; Liyakatsiz yöneticiler, federasyon, hakem camiası, kulüplerdeki altyapı eksiklikleri, ehliyetsiz antrenörler ve işinin ciddiyetinin farkında olmayan sporcular diye sıralayabilirim…

Ülkemizde futbol yöneticileri parayı, insan kaynaklarını ve bilgiyi genelde doğru yönetemiyorlar. İşe adam değilde, adama iş bulmaya çalışırsanız, başarılı olama ihtimaliniz azalır. Ehliyetsiz- liyakatsiz, ahbap- çavuş ilişkileriyle parası var diye, göreve getirdiğimiz yönetici(güya)lerle istikrarlı başarılar yakalamamız mümkün değildir. Türk futbolu kaliteli yönetilememektedir, ‘’çok kaliteli kullanılmaktadır’’ diye düşünüyorum…

                Ülkemizde lider, yönetici meselesini çözersek, önemli sorunları yavaş yavaş çözeriz. Çünkü, biz imam, lider odaklı bir toplumuz. Geçmişte istikrarlı başarılar yakalayan önemli başkanları,Süleyman SEBA ve İlhan CAVCAV’ırahmetle anıyorum. Bu rahmetli başkanlarımız, takımları klasik yönetim anlayışlarıyla, yönetişim anlayışının ve bilimin biraz eksik kullanıldığı anlayışla yönetiyorlardı. Günümüzde çağdaş bilimsel anlamda doğru yönetiliyor, diyebileceğimiz takımların sayısı da beşi geçmez. Altınordu, Başakşehir, Kasımpaşa kulüplerini iyi yönetilen kulüplere örnek verebiliriz. Göztepe ve Sivas takımlarını da borçları olmadığı için kutlamak istiyorum.

Altyapı meselesi, kaliteli antrenörlerin görevlendirilmesi meselelerini de çözecek kişiler, yöneticiler olduğu için bu konulara girmedim. Sonuç olarak, baş meselesini çözersek vücut sağlıklı çalışmaya devam eder. Ülkemizin her alanda kaliteli liderlere ihtiyacı var. Eğitim sektöründeki arızalar giderilirse her alanda daha ileri noktalara gidebiliriz. Eğitmek de yetmez, adil olmalıyız…

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!