Oktay, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve  Anadolu Üniversitesi (AÜ) iş birliğiyle üniversitenin Türk Dünyası Bilim, Kültür  ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen Nevruz Bayramı etkinliğine katıldı.

YTB Başkanı Abdullah Eren ve AÜ Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı  tarafından karşılanan Oktay, Türkiye'nin en büyük mehteran bölüğü olan Harbiye  Askeri Mehteran Bölüğü'nün Devlet Marşı'nı dinlendikten sonra yürüyüş yolu  üzerindeki ateş tavasına odun attı.

Oktay, daha sonra alandaki çadıra gelerek, kazanda pişen keşkeği  karıştırdı, örs üzerinde demir dövdü.

"Nevruz, asırlardır birliğin ve kardeşliğin sembolü olmuştur"

Merkez hakkında bilgi alan Oktay, burada yaptığı konuşmada, 60'ıncı  kuruluş yıl dönümünü geride bırakan, Türkiye'nin en köklü eğitim kurumlarından  AÜ'nün son dönemde yakaladığı ivmeyi çok yakından takip ettiğini belirterek,  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün Eskişehir mitinginde AÜ  inisiyatifinde hayata geçirilen, demir yolu araçlarının testleri ve  akreditasyonlarının yapılacağı Ulusal Raylı Sistemler Araştırma ve Test Merkezi  (URAYSİM) Projesi'ni paylaştığını anımsattı.

Nevruz programına katılan öğrencilere hitap eden Oktay, şöyle devam  etti:

"Bu salonda geleceğin bakanlarını, başbakanlarını, siyasetçilerini,  sanayicilerini ve inşallah Nobel ödülü alacak bilim insanlarını görüyorum. Bu  salonda eserleriyle, çalışmalarıyla hem kendi ülkelerine hem de tüm insanlığa  hizmet edecek gönül neferlerini görüyorum. Başta bu salonda yer alan kardeşlerim  olmak üzere milletimizin ve Türk dünyasının Nevruz Bayramı'nı kutluyorum. Orta  Asya'dan Balkanlar'a kadar çok geniş bir coğrafyada kutlanan Nevruz'un tüm  insanlık için hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Nevruz, asırlardır birliğin,  beraberliğin ve kardeşliğin sembolü olmuştur. Orta Asya'dan Avrupa içlerine  uzanan geniş bir coğrafyada toprağın uyandığı gün olarak kutlanmaktadır. Nevruz,  ata yadigarı Türkistan'dan doğan bir bereket ve sevgi bayramıdır. Nevruz, Türk  dünyasının kültürel ortak mirasıdır. Ne mutlu bizlere ki bugün, dünyanın farklı  ülkelerinden siz genç kardeşlerimizle bir arada, böyle muhteşem bir atmosferde  Nevruz Bayramı'nı kutluyoruz."

Oktay, mesafenin, sınırların anlamını yitirdiği bir zaman diliminde  yaşandığına değinerek, hiç olmadığı kadar iletişim teknolojisinin ilerlediği,  dünyanın, devasa bir köye dönüştüğü enformasyon çağının tam ortasında olduğunu  dile getirdi.

Artık, saniyeler içinde yer kürenin en ücra köşesindeki bir hadiseden  haberdar olunduğunu anlatan Oktay, şunları kaydetti:

"Sosyal medyadan sesimizi, tepkimizi hemen herkese  duyurabiliyoruz. Gelişen imkanlar birçok faydanın yanında ciddi zorlukları,  sınamaları, asimetrik tehditleri de beraberinde getiriyor. Kavram dünyamız,  olayları, hadiseleri yorumlama biçimimiz, meselelere bakış açımız da büyük bir  dönüşüm geçiriyor. Daha önce olmayan, belki de hiç kullanılmayan, kullanılma  ihtiyacı dahi hissedilmeyen 'gerçek-ötesi' gibi, 'nomofobi' gibi kavramlarla  tanışıyoruz. 'Siber terör', 'sanal-mobbing', 'dezenformasyon' gibi asimetrik  tehditlerle giderek daha çok yüzleşiyoruz.

Sanal dünya ile gerçeği arasında kaybolan, sanal oyunlarla geleceği  karartılan hatta intihara sürüklenen gençlerimizin, çocuklarımızın dramlarıyla  karşılaşıyoruz. Siyasetçiler, anne-babalar, hocalar, öğrenciler olarak bu yeni  duruma karşı tüm tedbirleri almak durumundayız. Uyuşturucu, içki, sigara, kumarla  beraber aileler ve yöneticiler olarak sanal bağımlılık gibi sorunlarla da  mücadele etmek zorundayız. Bunu sadece milletimiz ve ülkemiz için değil, aynı  zamanda sizlerin, evlatlarımızın geleceği için de yapacağız. Bu anlayışla  adımlarımızı atıyor, yaşadığımız hadiselerin ışığında yarınımıza istikamet  çiziyoruz. Devletimizin sınır güvenliğine verdiğimiz önemin aynısını siber  saldırılar karşısında bilgi güvenliğine de veriyoruz."

"İnsanlığın huzuru için mücadele etmiş bir devlette bulunuyorsunuz"

Oktay, ekonomiden ticarete, siyasetten diplomasiye kadar 17 yıl  öncesine göre Türkiye'yi çok farklı bir konuma taşıdıklarını ve 17 yılda çok  büyük mesafe kat ettiklerini vurguladı.

Bugün pasaportu itibar gören, bölgesinde ve dünyada kendinden söz  ettiren bir Türkiye'nin var olmasının hiç şüphesiz bu 17 senede atılan adımların  neticesinde olduğunun altını çizen Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün dünyanın neresinde olursa olsun haksızlık ve hukuksuzluk  karşısında sesini yükselten bir Türkiye varsa, bu Cumhurbaşkanımızın liderliğinde  yakalanan başarı ve özgüvenin sonucudur. Şayet bugün Filistin davasını  sahiplenen, Afrika'ya el uzatan, Orta Asya ve Balkanlar'daki kardeşleri ile olan  bir Türkiye varsa, bu imza attığımız zaferlerin meyvesidir. Gönül coğrafyamızı  sahiplenen duruşumuzun önemli bir nişanesi de 2010 yılında kurulan Yurtdışı  Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığıdır. Başkanlığımız, bugün dünyanın dört  bir yanından 17 bini aşkın yabancı öğrenciye burs vermenin yanı sıra yurt dışında  yaşayan vatandaşlarımız ve soydaşlarımıza yönelik çok faydalı faaliyetler  yürütmektedir.

Sevgili gençler, sizler sadece tarihiyle büyük bir devletin vatandaşı  değilsiniz. Sizler aynı zamanda savunduğu ilkelerle, değerlerle, prensiplerle de  büyük bir milletin evladısınız, misafirisiniz. Sizler tarih boyunca din, dil,  renk, kültür ayrımı yapmadan mazlum ve mağdurlara kapısını açmış necip bir ülkede  yaşıyorsunuz. Sizler asırlardır adalet için, barış için, tüm insanlığın huzuru,  esenliği için mücadele etmiş bir devlette bulunuyorsunuz."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı  Oktay, 18 Mart'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın  direktifleriyle Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Yeni Zelanda'da gerçekleşen  terör saldırısı sebebiyle, başsağlığı ve dayanışma dileklerimizi iletmek üzere  söz konusu ülkeye gittiklerini hatırlatarak, "Teröre, ön yargıya, ayrımcılığa,  şiddete ve İslam düşmanlığına karşı samimiyetle nerede durduğumuzu tekrar teyit  ettik, acı günlerinde oradaki kardeşlerimizin yanında olduk. Bunun yanı sıra  yarın İstanbul'da, İslam İşbirliği Teşkilatı Acil İcra Komitesi Toplantısı'nı  gerçekleştiriyoruz. Bizim ilkelerimiz, hassasiyetlerimiz bellidir. Bizim  inandığımız değerler bellidir. Bugüne kadar şiddeti bir mücadele yöntemi olarak  kullananlara asla müsamaha göstermedik. Terör örgütlerinin genç zihinleri  bulandırmasına, esir almasına asla göz yummadık. Meşru zemin varken, demokrasi,  diplomasi, sandık varken başka yolları tercih edenlere asla taviz vermedik."  ifadesini kullandı.

"Kökeni, inancı veya coğrafyası ne olursa olsun her masum insanın  ölümüne karşı aynı ilkeli duruşu sergilemeye devam edeceğiz." diyen Oktay,  konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dünyaya örnek olan engin duruşumuzu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. Ben  özellikle genç kardeşlerimden milletimizin kadim değerlerine sıkı sıkıya  sarılmalarını istiyorum. Sosyal medyanın dehlizlerinde gizlenen niyeti karanlık,  kendisi karanlık, emelleri karanlık tiplerin, gençlerin ve çocukların o berrak,  saf zihinlerini zehirlemesine asla müsaade etmeyin. Terör örgütlerinin  fanatizminin gençlerin heyecanını yönlendirmesine asla göz yummayın."

Konuşmanın andından YTB Başkanı Eren, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay'a  Nevruz Şiiri'nin hat sanatı ile yazılmış tablosunu hediye etti.