FOÇALI YAZARLAR TARİHİ KALEDE SÖYLEŞTİ
Foça Kitap Kulübü’nün düzenlediği bir dizi söyleşi programının ilk konukları Foçalı yedi yazar oldu. Tarihi Beşkapılar Kalesi’nde hem kitaplarını imzalayan hem de katıldıkları söyleşide yaşam ve yazarlık geçmişlerini anlatan yazarlar unutulmaz bir etkinliğe imza attılar.
Yıl boyu süren okuma, kitap paylaşım etkinlikleri ve yılda bir kez düzenlediği Kitap Şenliği’nde ücretsiz binlerce kitap dağıtımıyla bilinen Foça Kitap Kulübü, tarihi Beşkapılar Kalesi’nde Foçalı Yazarları okurlarıyla buluşturmayı amaçlayan Foçalı Yazarlarla Söyleşiler etkinliklerinin ilkini dün gece gerçekleştirdi. Gecenin konukları; Cevat Yıldırım, Gönül Çatalcalı, Reşit Çağın, Sebahattin Karaca, Sermet Elçi, Sevhan Beğendi ve Yayla Boztaş oldu.
Foça Kitap Kulübü Başkanı Alptekin Aydın’ın giriş konuşması ve sunumunun ardından her yazar yaşam öykülerini, sevgi konusundaki düşüncelerini, Foça ile nasıl tanıştıklarını, yazarlık serüvenlerinin nasıl başladığını, öykü, roman ve şiirlerine ilham olan ya da kaynak teşkil eden konuları içeren konuşmalarını yaptılar.
Cevat Yıldırım, dedesinin okuduğu ve okuttuğu kitaplarla kendisini yazmaya özendirdiğine, Gönül Çatalcalı ilk denemelerinin hayal kırıklığı yaratsa da çok çalışarak öykü ve romanlarını yazmayı başardığına, Reşit Çağın gençlikte romantizmin, mesleki yaşamında tanıdığı saf Anadolu insanın ve ülkemizin psiko, sosyo ve ekonomik koşullarının şiirlerinin kaynağı olduğuna, Sebahattin Karaca, turizm ve yaşadığı yerin tarihine ilişkin on yıllarca süren araştırmalarının birikimi ve Foça sevgisiyle yazarak, unutulmaması gereken olay ve süreçleri kayıt altına aldığına, Sermet Elçi mesleki ve siyasi yaşamındaki baskı ve zorluklardan, ülke insanının yaşadığı sıkıntılara kadar birçok konunun eserlerine konu olduğunu, bir yazarın emeğinin basım ve dağıtım kanallarında nasıl hiçe sayıldığına, Sevhan Beğendi İstanbul’dan Foça’ya geliş, belediye bünyesinde gerçekleştirdiği etkinlikler, sokak çocukları ve mübadil öykülerine uzanan yazarlık serüvenine, Yayla Boztaş ise sevgiyi doğada, insanda, hayvanda, bitkide yani yaşayan her şeyde bulduğuna, yaşanmış kadın öykülerinin de işlediği konular arasında olduğuna vurgu yaparak konuşmalarında yer verdiler.