Korona salgını ile mücadele ettiğimiz zorlu bir yılı geride bıraktık.

Yeni bir yıla daha güzel gündemlerle girmek varken iki olay buna izin vermedi.

-Fikri Sağlar’ın başörtü saçmalığı,

-Sözcü gazetesinin Ayasofya düşmanlığı.

Dünyanın aklı başında her ülkesinde, fikri ve siyasi görüşü ne olursa olsun kendi ülkesinin ve insanın değerlerine düşmanlık yoktur.

Olsa da çok az sayıda marjinal ve kayda alınmayan bir gruptur.

Kendi ülkesine ve insanın değerlerine bu kadar kindar ve düşman topluluk sadece bize mahsustur.

Bunlar ülke için yapılan her esere, bir bahane ile karşıdır.

Kendi gibi düşünmeyen insanlara tahammülleri yoktur.

Ülkesinin düşmanları ile dost, dostları ile düşmandır.

Özgürlükleri sadece kendileri için isterler.

Tek tipçi, jakoben, vesayetcidirler.

Çok sıkıştıkları zaman takiye yaparlar.

Karşı tarafın en ufak hatası için ortalığı yıkarlar.

Kendi büyük hatalarının üstünü örtmek için her şeyi yaparlar.

Son birkaç aydır bu örneklerin hepsini bir arada yaşadık.

-Ellerindeki belediyelerde hiçbir iş ortaya koyamadıkları için,

Skandal bir organizasyon düzenleyerek, ibadet diliyle oynamaya kaldılar.

Teşkilatlarında ayyuka çıkan taciz, tecavüz,

Yine belediyelerindeki rüşvet iddialarının üstünü örtmek için, her türlü yola başvurdular.

Kadının beyanı esastır deyip en ufak bir olayda ortağı yıkan,

300 yakın irili ufaklı kadın derneklerinden çıt çıkmadı.

Bu sözüm ona kadın derneklerinin sosyal medyalarına bakmak yeterli oldu.

Çünkü ses çıkaramazlardı.

Suçlanan erkelerle aynı ideolojiyi paylaşıyorlardı.

Fikri Sağlar ve Sözcü en azından samimi davrandı.

Düşmanlıklarını gizlemediler.

Takiye yapmak bir başörtülü partili kıza kaldı.

Herkes baretli iken, bu zavallı kızımız başının kapalı olduğunu göstermek için,

Tehlikeyi göze alıp, baret elinde poz verdi.

Sosyal medyada “bacıma baret capsi”ne rağmen.

Ne yapılırsa yapılsın, hangi takiyeye başvurulursa başvurulsun,

Çuval artık mızrağa sığmaz oldu.

Benim en çok merak ettiğim,

Yıllardır, bu değerleri savunduğunu iddia edenler suskunluğu,

Kalemlerin kırıklığı.

Akşener, Karamollaoğlu gibi siyasileri anladık,

Onların gözü Erdoğan düşmanlığından kör olmuş.

Ama sizlere ne oluyor?

Sizler neden suskunsunuz?