Bizim coğrafyamız farklı kültürlerin harman olduğu, kültürlerin kaynaştığı ve yeni kültürlerin oluştuğu müstesna bir yerdir. Bu coğrafya üzerinde yoğrulan bu kültür yemeden içmeye değişik lezzetlerin durağı olmuştur. İşte fasulye bu toprakların en değerli yemeklerinden birisidir. Bu kültür sentezi damağımızdan dilimize kadar kendine yer etmiştir.

Bu nedenle fasulye değişik deyimlerde kendine yer bulmuş, edebiyatımızın önemli eserlerinde asıl unsur olarak yer almıştır. İşte bunlardan birisi de fasulyenin faydaları sözüdür.

Fasulyenin faydaları deyince şunları okuyabilirsiniz:

Taze yeşil fasulyenin kalorisi oldukça düşüktür. Diyet yapanlar ve kilo vermeye çalışanların mutlaka tüketmesi gereken bir sebzedir. Diyet listelerinde sıkça yer almaktadır. Kalorisi düşük olduğu ve sindirimi rahatlattığı için kolayca kilo vermeye yardımcıdır. (100 gramı 31 kalori içerir) Vitamin, minerallar açısından oldukça zengindir ve doymuş yağ içermez.

Yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sistemini düzenler.

Kalın bağırsak kanseri riskini azaltır.

Kolesterol seviyesini düşürmeye yardımcıdır.

Göz sağlığının korunmasında oldukça önemli bir rol oynar.

Hamilelik öncesi ve hamilelik sırasında anne ve bebek sağlığı açısından yararlı olan folik asit içeriği nedeniyle bolca tüketilmelidir.

Önemli antioksidanlardan olan, lutein ve beta-karoten içeriği ile sağlığı geliştirir. Bu antioksidanlar, serbest radikallerle savaşır, yaşlanma etkilerini geciktirir ve çeşitli hastalıkları önlemeye yardımcıdır.

Yüksek miktarda B6, B1, A ve C vitamini içerir. C vitamininden zengin yiyecek, vücut direncini artırır, enfeksiyonlarla mücadeleyi sağlar, serbest radikallerin hücrelere olan kötü etkilerine karşı savaşır.

Taze fasulye, bedeni ve zihni yorgunlukları gidermeye yardımcıdır.

Kandaki şeker miktarını düşürerek şeker hastalığına karşı faydalı olur.

Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur.

Şimdi gelelim asıl konumuza;

Görüldüğü üzere fasulyenin çok faydası var ama bir de çevremizde kendini fasulye gibi nimetten sayanlar vardır. Siyasetçi, belediye başkanı, meclis üyesi, bürokrat, demokratik kitle örgütü başkanı ve daha neler neler. İnsanlar nedense bir makam veya koltuk bulup oturdu mu hemencecik değişiveriyor. İşin ilginç yanı bu konuda istisna sayısı oldukça az oluyor. Kendileri normal hayatlarında saman bile olamayacakken kendilerini fasulye gibi nimetten sayanlar dört bir yanımızı sarıp sarmalıyor.

Bir makama geldiklerinde huyu değişenler, insanlara tepeden bakanlar, yanında çalışanları küçümseyenler, halkı karınca sürüsü olarak görenler, en yakınındaki insanlara bile güvenmeyenler, geldikleri noktalara liyakat olmadan dayısı ile gelenler, başkasının sırtlarına basarak ve onları ezerek yükselenler, kaşının üstünde gözün var deyip insanların ekmeği ile oynayanlar, burnu kaf dağında olanlar ama insan olamayanlar sözüm size. Onlar kendilerini çok iyi bilir.

Bırakın kendinizi fasulye gibi nimetten saymaya, önce insan olun, çevrenize insan gibi davranın, o koltuklar makamlar elbet birgün gidecek ve sizi yolda görenler sizi iplemeyecek. Siz bugünler hiç bitmeyecek, bu şaşalı yaşam sürekli olacak sanıyorsunuz ama kazın ayağı öyle değil, gün olacak devran dönecektir. Seçimle gelen seçimle, atama ile gelen atama ile gidecektir. Sözün özü bu.

"Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol." (Hz. Mevlana Celaleddin Rumi)