Yıl 2001 …

Avukatlık stajım biteli 2 ay olmuş, ilk çocuğumuzu bekliyoruz. Staj döneminde 6 ay adliye stajı, 6 ay bir avukat yanında staj yapmamız gerekiyor tabi o dönemde meslek kuruluşumuz olan BARO, meslek gurubunda yer alan Avukatların ve yeni mesleğe girecek stajyer avukatların hakkını korumak yerine, siyasetle uğraştığı için; ekonomik olarak zor durumda bulunan stajyerler için kafa yormuyor.

Bende yok, anne-babada yok, sağlık güvencesi yok, dolayısıyla hastane masraflarını ödemeye gücümüz yok, mecburen Valiliğe başvurup yeşil kart çıkarttık ve yeşil kartla eşimi hastaneye yatırdık ve ilk çocuğumuz dünyaya geldi.

Anne babası avukat olan bir çocuk, parasızlıktan devletin verdiği yeşil kart sayesinde hastanede dünyaya gelebildi.

Yıllardır Türkiye de meslek kuruluşları kuruluş amacından uzaklaşmış, üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak yerine birer siyasi parti gibi davranıp, kendisi ile hiç alakası olmayan konulara müdahil olmuşlardır.

Halbuki asıl görevleri; kendi üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak, hangi görüşten olursa olsun tüm üyelerine aynı şekilde davranmak, hukuk ve kanun çerçevesinde sorumluluklarını yerine getirmeye çalışmaktır.

Yok eğer bir meslek kuruluşu siyasi bir parti gibi davranıyorsa, üyelerinin menfaatlerini korumak yerine, kendi koltuklarını sağlama almak için çalışıyorsa ,o zaman kimse kusura bakmasın tüm üyeleri temsil ettiğinden bahsedemez, zira herkesin kendisine ait bir dünya görüşü ve siyasi fikri vardır, dolayısıyla benimle aynı siyasi fikirleri ve dünya görüşüne sahip olmayan bir kimse bu hususta beni temsil ettiğini iddia edemez.

Gelelim TEK ADAM REJİMİNE;

Barolar bu aralar sürekli tek adam rejimine karşı olduklarını ifade ediyorlar, bundan yaklaşık 10 sene öncesine kadar baro başkanları sadece 2 dönem (her dönem 2 yıl) için başkan adayı olabiliyorlardı, koltuk sıcak gelmiş olacak ki Türkiye deki baro başkanları kendi aralarında toplanıp bu yönetmeliği değiştirdiler ve bir baro başkanının hayatının sonuna kadar Baro Başkanı olabilmesini sağlayacak düzenlemeyi onayladılar. Tek adam rejimine karşı iseniz, demokrasiden bahsediyorsanız, gençlerin önünü açmak istiyorsanız, neden peki baro başkanlarının sadece 2 dönem seçilebilme hususundaki yönetmeliği değiştirip sınırsız seçilebilme imkânı getirdiniz?

ERKAN KARAASLAN MESELESİ

Kamuoyuna yansıyan duruma göre Erkan Karaaslan, sosyal medyada yaptığı paylaşımlarda güya Özlem Çerçioğlu’na “aba altından sopa gösteriyor”muş, bildiklerimi konuşursam yer yerinden oynar diyormuş,

Görevi sona eren siyasi veya bürokratların yaptığı bu tarz paylaşımları uygun görmüyorum, zira adama sorarlar;

-Görevdeyken niye konuşmadın da görevin sona erince konuşuyorsun?

-Hakkında konuşacağın kişiyle yanlış yaptıysan o yanlış seni de bağlamaz mı?

-Menfaatin bittiğinde konuşmaya karar vermen samimiyetini ortadan kaldırmaz mı?

-Seni idare eden, senden daha akıllı değimlidir?

-Keşke menfaatler çakıştığında değil, gerçekten Allah Rızası için yetimin, fakir fukaranın hakkını korumak için konuşsaydın daha doğru olmaz mıydı?

Bu işten bir şey çıkmayacağını sana kimse anlatmadı mı?

Anadolu’da bir deyiş vardır;

‘Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye’

VALİ AKSOY’A ÇAĞRI

Her gelen valiye çağrı yaptık, Sayın Aksoy’a da aynı çağrıyı yapalım dedik, dinler dinlemez o kendi bileceği şey…

Yöneticilerine nasihat etmek müslümanlar üzerine bir görevdir, bu sebeple de bize düşen yine nasihat etmektir.

Rahmetli Valimiz Sayın Recep Yazıcıoğlu tüm Türkiye’ye mal olan bir vali oldu. Peki nasıl oldu da sadece birkaç ilde valilik yapmış biri tüm Türkiye’nin sevgisini kazandı ve ismini unutulmazlar listesine soktu?

El cevap; görevinizde halkın ve Hakk’ın rızasını gözeterek hareket ederseniz hem dünyanızı hem de ahretinizi mamur edersiniz. Peki bu nasıl olacak zira sosyal medyadan gördüğümüz kadarıyla hoş geldin ziyaretleri daha uzun süre devam edecek, birde güle güle ziyaretleri olacak, eee arada özel gün ve geceleri de ekledin mi zaten köylü Mehmet ağayı tanıma dinleme fırsatı olmadan bir bakmışsın görev süresi dolmuş.    

Herkes süslü laflardan ve iltifattan hoşlanır ama akıllı idareci bu sözlerin temsil ettiği koltuktan kaynaklandığını bildiği için ne söze ne de söyleyene iltifat etmez, o kendisine ulaşamayana ulaşmaya çalışır, Hakkın ve halkın sesini duymaya çalışır, bunu başarırsa da adı RECEP YAZICIOĞLU olur.

Güzel bir hafta dileğiyle esen kalın…