Küresel krizin yerinden oynattığı döviz kurları ve önümüzdeki dönem için çizilen belirsizlik tabloları, tekstilciyi kendi içine dönme yoluna itti.

Referans Gazetesi'nin haberine göre, üretimlerini daha ucuz olan ülkelerde fason olarak yaptıran firmalar, piyasalardaki durgunluk sürecinde daha esnek olabilmek için Türkiye'de üretimi programlarına almaya başladı. Collezione da geçen yıllarda "küresel ısınma nedeniyle trikoya azalan talebi ve artan maliyetleri" gerekçe göstererek kapattığı Kırklareli'ndeki üretim tesisini yeniden devreye sokma planları yapmaya başladı.

Fabrikayı kapattıktan sonra dışarıda fason üretim ile koleksiyonlarını üreten Collezione'nin Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Akyiğit, "Döviz kurlarındaki yükselmeyle birlikte yurtiçi ve yurtdışı maliyetler nerdeyse aynı seviyeye geldi. Sektör olarak Uzakdoğu ülkelerindeki üretimlerimizi gözden geçiriyoruz. Bu dönemde kamu kesiminin destekleri ve ekonomik şartlara bağlı olarak bugüne kadar yurtdışına taşıdığımız fabrikaları sökerek buraya getirebiliriz. Ülke içinde üretim yapmak için olumlu şartlar oluşmaya başladı. Bu nedenle Kırklareli'nde üretimi bıraktığımız fabrikamızı yeniden devreye sokmayı düşünüyoruz" açıklamasını yaptı.

Collezione Kırklareli tesisini 2000 yılının temmuz ayında açmıştı. Fabrikada 450 kişi çalışıyordu.

Avrupa'lı alım grupları da Türkiye'ye dönebilir

Kırklareli fabrikasında yeniden üretime başlamak için karar verme aşamasında olduklarını dile getiren Akyiğit, şöyle devam etti:

"Uzakdoğu'dan yapılan tedarikler iç pazara göre yüzde 30-40 daha avantajlıydı. Fakat dövizin YTL karşısında değer kazanması ile içerde üretim yapmak daha avantajlı hale geldi. Bu noktada devletin desteği ve ekonomik şartlara bağlı olarak sektörde de diğer firmalar da bu yönde karar alabilir."

Akyiğit'in fikrini Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ahmet Nakkaş da destekliyor. Bu durumun 2009'da tekstil ve hazırgiyim sektörünün lehine gelişeceğini kaydeden Nakkaş, "Kurların yükselmesi ithal girdi maliyetlerini yükseltiyor. Bu nedenle yurtiçi üretim daha cazip hale geliyor. 2009'da birçok firmanın üretimlerini iç pazara kaydıracaklarını düşünüyorum" dedi.

Nakkaş, Uzakdoğu'da yapılan üretimin maliyetler açısından hâlâ cazip olduğunu ancak sektörün uzun vadeli planlar yapamadığı için tercihini yurtiçinden yana kullanacağını söyledi. Nakkaş, "Uzakdoğu'nın değişik bölgelerinde üretim yaptırmak için perakende sektörünün uzun vadeli bir program yapması gerekiyor. Bu beraberinde belli bir spiraşi planlamasını ve buna göre bir finansman boyutunu gündeme getiriyor. Bugünkü piyasa koşullarında düşündüğünüz zaman ise en önemli konu esnek olmak. Bu da yurtiçi üretimin perakendeciler açısından çok daha olumlu olduğu sonucunu doğuruyor. Döviz kurlarındaki artış da bunu destekliyor" dedi.

Daha çok firma üretimi içeriye kaydıracak

Avrupa piyasasında alım yapan grupların da bu şekilde bir düşünce içinde olduğunu kaydeden Nakkaş, "Bu durumun 2009 yılında sektörün lehine gelişeceğini düşünüyoruz. Ama bunun öncesinde özellikle imalat sektörümüzün 2009 yılında da varolabilmesi için bugün yaşadığı mali sıkıntıların giderilmesi gerekiyor" açıklamasını yaptı.

Türkiye'nin yılda yaptığı hazırgiyim ihtalatının 1.2 milyar dolar olduğunu hatırlatan Nakkaş, şunları söyledi: "Tekstil ve konfeksiyon sektörünün yurtiçindeki ekonomik büyüklüğü ise 35-40 milyar dolar. Bu noktadan bakınca 1.2 milyar dolar ithalat büyük bir hacim gibi gelmeyebilir. Ama üretimin yurtiçine dönmesi açısından oldukça önemli bir hacimdir. TGSD olarak her zaman yurtiçi üretimi destekledik. Hatta bu noktada geçtiğimiz dönemlerde BMD ile ortak strateji geliştirmek için bir çalışmada başlatmıştık. Bu, nasıl dış alım grupları varsa bir iç alım grubu oluşturup perakende sektörünün ihtiyaçlarını TGSD üyelerinden karşılaması yönünde bir çalışmaydı. Şimdi bunun şartları kendiliğinden oluştu. 2009 yılında daha çok firmanın bu yönde üretimini içeriye kaydırdığını göreceğiz."
HÜRRİYET