İtalyan Francesco Boari ile mutlu bir ilişki yaşayan Azra Akın, adının sık sık farklı isimlerle anılmasından şikayetçi. Elele dergisine konuşan Akın, “Yanımda hiç arkadaşım olamaz mı benim? Ben hep evde mi kalacağım” diye sitem etti.

Sözlükten adınıza baktığımda “el değmemiş”, “ayak basılmamış”, “Hz. Meryem"e verilen ad” gibi anlamları olduğunu gördüm. İnsanların isimleriyle yaşadıklarına inananlar var. Siz de adınızın etkisini üzerinizde hissediyor musunuz?

- Ben genellikle her duruma insani yaklaşıyorum ve insanları seviyorum. Bu, ismimle mi yoksa karakterim, kişiliğim, ailemin beni nasıl yetiştirdiği ile mi alakalı, tartışılır tabii ki.


Azra Akın Kimdir? tıklayın

İlk kez ne zaman güzel olduğunuzun farkına vardınız? Aynaya baktığınızda mı, yoksa çevrenizde pervane olan erkek sayısı artığında mı?

- Sanırım 14-15 yaşlarında fark ettim güzel olduğumu. Ama evde hiç öne çıkarılmadı bu durum. Evet her zaman güzeldim ama bu normal bir şeydi. Karakterim önemliydi bir anlamda. Geçen gün annemle okul karnelerimi karıştırırken, yorumları okudum, şu an olduğumdan hiç farklı değilmişim. Uyum ve denge yaratan biriymişim, oyun oynamayı bırakmak istemiyormuşum. Sorun yaşayan çocukların aralarını yaparmışım. Biraz da çekingenmişim. Çekingenliği bilmiyorum ama hâlâ diğer özellikler sürüyor.

KEŞKE DEMENİN SONU YOK

Güzellik yarışmasına katılmanıza babanız önayak olmuştu değil mi?

- Benim hikâyem çok tesadüfi gelişti. 16 yaşındaydım ve babamın bir arkadaşı “Elite Model Look yarışmasına Azra da katılsa ya” deyince, konu gündeme geldi evde. Babamın bu sektöre ve yarışmalara ilgisi vardı. Ben 14 yaşındayken de, aynı yarışmanın Amsterdam"daki ajansına fotoğrafımı yollamıştı, hatta o zaman ben de ona fırça atmıştım. Babam çok ileri görüşlüdür. Beni hem yarışma hem de yarışma sonrasında çok iyi yönlendirdi.

Ünlü olma hayaliniz var mıydı?

- Asla yoktu. Baleye gidiyordum. Okulda oyunlar, gösteriler düzenliyorduk, podyuma çıkmak nasıl oluyor, grup içinde nasıl hareket edilir biliyordum. Hollanda"da okuduğum okuldaki sistem klasik eğitim sisteminden biraz farklıydı, hayata hazırlıyorlardı bizi. Aldığım eğitimle birlikte ben de her şeye hazırdım!
Azra Akın

Foto galeri için tıklayın


Güzellik yarışmasına hiç katılmamış olmayı, sıradan bir yaşam sürüyor olmayı aklınızdan geçirdiğiniz oluyor mu? Örneğin, magazin basını çok üzerinize düştüğü zamanlarda...

- Hayat devam ediyor. Arkama bakıp “Bunu neden yaptım? Yapmasaydım keşke” demiyorum; çünkü bunun sonu yok. “Acaba katılmasam ne olurdu?” kısmını düşünmüyorum. Büyük ihtimalle üniversiteye giderdim Hollanda"da, iyi bir öğrenci olurdum! Ama bir sene boyunca dünyayı gezmek, dünyanın en büyük yardım kuruluşu ile büyük sosyal sorumluluk projelerine dahil olmak o yaşta kaç kişiye nasip oluyor? Bir öğrenci için bu büyük bir fırsat, çünkü bakış açın genişliyor, zenginleşiyorsun. Bu açıdan benim için olumlu bir gelişmeydi.

Düzenli bir hayat mı sizinki de? Günde 2-3 saat spor, sigara, içki yok, sağlıklı beslenme vs.

- Her şeyin bir ölçüsü olmalı. Her gün sıkı sıkı kurallarla yaşamıyorum. Bir gün evim dağınık olur, bir gün toplu olur. Beslenmeme de bazen dikkat etmek istemiyorum. Patates kızartması ve dondurma en sevdiğim şey, canım çektiği zaman yiyorum. Spor benim için önemli. Yaparken mutlu ediyor beni ama her zaman yapamıyorum. Dans etmeyi, yürüyüş yapmayı, yüzmeyi, su sporlarını seviyorum.

27 yaşındasınız ve saçlarınızda beyazlar olduğunu görüyorum. Yaşlanmak sizi korkutuyor mu?

- Evet, beyazlarım var ama bu beni kesinlikle korkutmuyor, onları seviyorum. Daha gencim, bu yüzden henüz yaşlanıyorum gibi bir endişeye kapılmadım.

Magazin basını neden sizin aşk hayatınıza takmış durumda?

- Ben bunu bir senedir yaşıyorum aslında, ondan önce yaşamıyordum, çünkü birlikteliğim vardı. Bu haberler doğru olmadığı için elbette beni rahatsız ediyor. Yanımda hiç arkadaşım olamaz mı benim? Meslektaşlarımla buluşamaz mıyım, konuşamaz mıyım, ben hep evde mi kalacağım? Ben hayatımı doğal akışında yaşamak istiyorum.

HERKESİN ELİNDE BİR CEP TELEFONU

Azra Akın olduğunuz için üzerinize daha çok geldiklerini düşünüyor musunuz?

- Üzerime gelindiğini düşünmüyorum. Yazmak istiyorlar, öyleyse yazsınlar. Ben kendimi biliyorum, her zaman özel hayatıma özen gösteriyorum ve özel kalmasını istiyorum. Ama artık özel kalma sınırı da kalmadı. Herkesin elinde bir cep telefonu var, tatilde, özel plajda bile çekebiliyorlar. Çekerler diye evde mi kalayım, dört duvar arasında mı yaşayayım? Herkes gibi denize girmeye, plajda oturmaya benim de hakkım var. Sadece şu var; ben bir şey olduğu zaman açık açık söylerim. Bu demek değil ki, benim böyle bir sorumluluğum var. Bu yüzden doğru olmayan şeyler yazıldığında rahatsız oluyorum. Ben sosyal bir insanım. İnsanlarla ilişki kurmak, yemeğe çıkmak, konuşmak çok doğal, sağlıklı bir şey. Ama yazmak istiyorlarsa da yazsınlar.

Bir süredir İtalyan Francesco Boari ile birliktesiniz. Şu anda nasıl hissediyorsunuz kendinizi? İçiniz kıpır kıpır mı, yoksa karmaşık duygular içinde misiniz?

- Özel hayatıma o kadar değer veriyorum ki, bu yüzden korumak istiyorum ve çok konuşmuyorum. Şu anda hissettiğim duygu; kesinlikle mutlu ve huzurluyum.

Kaan Urgancıoğlu ile de ilişki yaşadığınız yazıldı. Bir erkek ile bir kadının yakın olabileceğine hâlâ inanamıyoruz galiba...

- Erkek ya da kadın olması önemli değil, insan olması ile ilgili bu durum. Benim bir grup arkadaşım var ve içinde erkekler de var, kadınlar da.

Güzel kadının, kadın dostu oluyor mu?

- Genel olarak dost bulmak zor zaten.

BEN DE KAMBURU ÇIKMIŞ BİRİNİ OYNAYABİLİRİM

Tutmayan birkaç dizi projesinde yer aldınız. Oyunculuk anlamında potansiyelinizi tam olarak gösterebildiğinizi düşünüyor musunuz?

- Hayır düşünmüyorum. Sadece dizi değil, öyle hayran olduğum bir sinema projesi de henüz gelmedi. İlgimi çeken hikâyeler çok az oldu. Bu biraz da şans. Daha istediğim rolü oynamadım. Güzel bulunmak bir yandan da kolay değil. Bazı rollerin bana gelmemesi çok doğal. Tüm dünyada öyle. Bunu kırmak kolay değil. Ben de bir gün gelecek, kıracağım. Hayatta hem güzellik hem çirkinlik var. Farklı bir karakter de oynamak istiyorum. Bir romantik komedide güzelliğimle ön plana çıkabilirim ama bir gün de kamburu çıkmış birini oynayabilirim. İçimde neler var, onları merak ediyorum.