17 Şubat 1993 günü Ankara’da uçağına yapılan suikast sonucu şehit olan Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis, ölümünün 28. yılında Ankara’da mezarı başında anılacak. Anmaya silah arkadaşları ve ailesi katılacak.  

Eşref Bitlis, ABD’nin PKK’yı Irak’ın kuzeyine taşıyarak Türkiye’ye yoğun şekilde saldırttığı günlerde bölgedeki operasyonları yönetmek üzere sabah saatlerinde Diyarbakır’a gitmek üzere askeri uçağa binmiş ve uçağın havalanmasından 5 dakika sonra düşmesiyle 4 subayla birlikte şehit olmuştu. Olaya ilk günden “kaza” denmiş, üzerine giden Aydınlık ise “suikast” olduğuna ilişkin önemli bilgi ve iddiaları gündeme getirmişti. 1933 yılında Malatya’da doğun Bitlis 1952 yılında Kara Harp Okulu’ndan mezun olmuş ve çok parlak bir subaydı. Kıbrıs Barış Harekâtı’na da katılmış 1988 yılında da Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanlığı yapmıştı. Bitlis görev yaptığı birliklerde babacanlığı ve disiplinli çalışmasıyla sevilen bir komutan olmuştu. 60 yaşında şehit olan Bitlis evli ve iki çocuk babasıydı. Bitlis en son Irak’ın kuzeyine yapılacak olan büyük bir operasyonun hazırlıkları içindeydi. Bitlis PKK terörünü bitirmek için bölgesel iş birliğini de savunuyordu. Bu girişimleri ABD palanlarını bozduğu için hedefe konuldu.    

 

Şehit Eşref Bitlis’in fizyoterapist oğlu Tarık Bitlis sorularımızı yanıtladı:  

 

- Babanızın aramızdan ayrılışının üzerinden 28 yıl geçti. Kuşkusuz onu acısı sizin üzerinizde ve ailenizde farklıdır. Dinmez. Olayı ilk duyduğunuzda ne hissettiniz desem ne dersiniz? İlk tepkiniz ne oldu?  Bir Kuvvet Komutanının böylesine bir “kazaya” kurban gitmesini kabul ettiniz mi? 

 

Evet, tam 28 yıl geçti. Ailemiz açısından anılar hâlâ taze. Ölümü kabullenmiş bir fani olarak babamı hasretle anıyor, ruhu şad olsun diyorum. Ani ölümler insanda bir şok yaşatıyor. İnançlı bir kişi olarak neden, niçin sorularını hiç sorgulamadım. Vadesi dolan her insan gibi babamız hakkın rahmetine kavuştu. 

Bir kuvvet komutanının şüpheli ölümünü ve ondan sonraki gelişmeler konusunda ise her Türk vatandaşı gibi olayın oluş nedenleri ve konuyla ilgili kurum ve kuruluşların yaklaşımlarına tepkim devam etmektedir. 

 

-  Zamanla olayın kaza değil, suikast olduğu söylendi. Buna ilişkin bilgiler paylaşıldı. Bu konuda sizdeki kanaat nedir? Ne oldu? 

 

Geçmişte olan olaylar karanlıkta kaldığı sürece bugün ve yarınlarımızda tehdit altındadır. Daha dün 16 şehit verdik. FETÖ’cü itirafçı generali kim terfi ettirdi. 15/16 Temmuz’la hesaplaştık mı? Çözüm süreci niye başladı, neden sona erdi.   

Papazı neden iade ettik. Ergenekon Balyoz kahramanları şimdi neredeler. Eşref Bitlis’i Ergenekon’un tepesine oturtan MİT, olay sonrası hiçbir araştırma yapmayan Genelkurmay, dosyayı zaman aşımı gerekçesiyle sümen altı eden yetkililer kimlerdir? Bu konuda demeç veren siyasiler buna benzer olayları aydınlatmadıkça bu düzen böyle devam eder. 

 

-Özellikle ABD’ye karşı bölgesel çözümler peşinde olduğu ve bu işin arkasında ABD’nin olduğuna ilişkin bilgilere ulaştığı ileri sürüldü. Bugün gelinen yere bakarak ne dersiniz. ABD artık alenen işin arkasında ve devlet yetkilileri de açıkça ABD’yi söylüyor. 

 

28 sene önce ABD’nin bölgedeki PKK desteğini resmen belgeleyen bunu devletin resmî kayıtlarına geçirten ve çözüm önerisini sunan bir Generalin o zamanki tespitlerinin günümüzde devlet politikasına dönüşmesi  olumlu ama gecikmiş bir tespittir.   

 

- Biraz babanız ve aile geçmişiniz hakkında bilgi verir misiniz? 

 

Ben Allah devlete millete zeval vermesin ahlakıyla büyüdüm. Babam Malatya da terzilik yapan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Cumhuriyet Türkiye’sinde yetişerek Jandarma Genel Komutanı  oldu. Ben inanıyorum ki, bu Millet bağrından Amerikan emperyalizmine karşı duracak Eşref Bitlisler çıkartacaktır. Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun.