AKP eski Diyarbakır Milletvekili Avukat Cavit Torun, son günlerde boşaltılması ve yerine `Eğitim Kampusu' yapılması gündeme gelen Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nin altında, ceset ve kemiklerin bulunduğuna ilişkin ciddi şüpheleri olduğunu söyledi. Avukat Torun, o dönem girdiği duruşmalarda, cezaevinden her gün ölüm haberleri geldiğini belirterek, "Duruşmada hakim sorunca askerler, `öldü', `intihar etti' veya `kendini yaktı' diyordu. Bazı gözaltılar orada gerçekleşiyordu. Bu konuda ciddi kuşkularım vardır" dedi.

Diyarbakır'da 12 Eylül askeri harekatının ardından adı işkence ve ölümlerle anılan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in boşaltılıp yerine eğitim kampusu yapılacağını açıkladığı Diyarbaır E Tipi Cezaevi'yle ilgili AKP eski Diyarbakır Milletvekili Avukat Cavit Torun da, ilginç iddia ortaya attı. 12 Eylül döneminde kentte avukatlık yapan eski milletvekili Torun, cezaevinin altında kemik ve cesetlerin bulunduğuna ilişkin ciddi kuşkuları bulunduğunu söyledi. Torun, "Cezaavinden her gün ölüm haberleri geliyordu. Duruşmada hakim sorunca asker, `öldü', `intihar etti' veya `kendini yaktı' diyordu. Bazı gözaltılar orada gerçekleşiyordu. Bu konuda ciddi kuşkularım vardır. Ben onun için orası eğitim kampüsü yapılacaksa öncelikle o binaların yıkılıp zeminlerinin kazılmasını istiyorum" diye konuştu.

`ALTINDAN KİMLERİN CESETLERİ ÇIKACAK?'

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in, cezaevinin kampus olması açılamasına destek veren Torun, bu konuda Diyarbakır'da yayınlanan yerel Söz Gazetesi'ne yazdığı köşe yazısında ise, "Bu çok güzel bir davranış olur. Büyük acıların yaşanmış olduğu bu mekanın cezaevi olmaktan çıkarılarak, eğitim için kullanılar hale gelmesi, gelecek nesillere aktarılacak ayıplarımızın üzerinin örtülmesine vesile olur" görüşüne yer verdi. Torun, kampus yapılmadan önce mevcut binaların tamamen yıkılıp, yerine yenilerinin yapılmasını da isteyerek şöyle devam etti:

"Büyük acıların yaşandığı ve büyük ayıplara sebep olan mevcut binalarda temiz, duru bir eğitimin yapılmasını da pek mümkün görmüyorum. Bir de bu mekanların yıkımının bir faydası daha olacak. O da zeminlerinden bakalım kimlerin cesetleri çıkacak. Olayın bu yönünün ne kadar önemli olduğunu hiç hatırdan çıkarılmamalıdır. Aklımdan `Bu cezaevi binalarının yıkımından sonra ortaya çıkacak olan alanın Hürriyet Parkı olarak düzenlenmesi mümkün olmaz mı' diye geçiyor. Ama, her halde eğitim daha önemli. O günleri yaşayanlar bugünleri hayal bile edemezler."