MUŞ"un Varto İlçesi'ne bağlı Taşçı Köyü"nde, 18 yıl önce 34 yıllık eşiyle tartıştıktan sonra evini terk ederek dağa kaçan ve o tarihten beri yaptığı taştan kulübede "Robinson" hayatı yaşayan 76 yaşındaki Şükrü Akbel inadından vazgeçmiyor.

O dönem araya girenlere, eşinin kendisinden özür dilemesi halinde evine döneceğini söyleyen "Vartolu Robinson", aradan bunca yıl geçmesine rağmen halen, şimdi 70 yaşında olan eşi Hacer'in kendisinden özür dilemesini istiyor.

Varto"nun Taşçı Köyü'nden Şükrü Akbel, aynı köyden Hacer"le 1957 yılında hayatını birleştirdi. Evliliklerinden 11 çocukları olan ve tümü evlendiren Hacer ve Şükrü Akbel çiftinin arasında daha sonra geçimsizlik başgösterdi. 1991 yılında evliliklerinin 34'üncü yılında yaşanan tartışmanın ardından Şükrü Akbel evini ve köyünü terk ederek dağa kaçtı.

Bingöl Dağları'nda kendisine taştan tek odalı bir kulübe yapan Şükrü Akbel burada yaşamaya başladı. Köylüleri, yakınları, eşi ve çocukları Şükrü Akbel"in önce kaybolduğunu sandı. Yapılan araştırmada ise Bingöl Dağları'nda bir kulübede yaşadığı öğrenildi. Çocukları ve köylüler, Şükrü Akbel"i ikna edip evine döndürmek için seferber oldu. Şükrü Akbel de eşinin kendisinden özür dilemesi halinde evine döneceğini söyledi.

EŞİ DE İNATÇI ÇIKTI

Ancak Hacer Akbel eşinden daha inatçı çıktı ve özür dilemeye yanaşmadı. Ankara, İstanbul gibi değişik kentlerde oturan çocuklarında kalmaya başladı. Bu sürede Şükrü Akbel de dağda kurduğu tek kişilik yaşamını sürdürdü.

Geçen yıl felç geçiren ve ziyaretine giden arkadaşları tarafından fark edilen Şükrü Akbel, İstanbul"a giderek uzun bir tedavi süreci yaşadı. Daha sonra bastonlu olarak dağ başındaki kulübesine dönen Şükrü Akbel, özellikle kutsal olduğuna inanılan Hızır Çeşmesi'ne adak kesmek için gelenlerle diyalog kurarak günlerini geçirdi.

"SEVEREK EVLENDİK"

Eşiyle severek evlendiklerini, incir çekirdeğini doldurmayan bir nedenle tartıştıktan sonra evini terk edip dağa çıktığını belirten Şükrü Akbel şunları anlattı:
“Eşimle aramızda şiddetli geçimsizlik vardı. Bir gün kendisi ile tartıştıp evi terk ettim. Geri dönmeyi de gururuma yediremedim. Dağda kendime ev yaptım ve yaşamaya başladım. İlk yıllar çok zorlandım. Aradan 18 yıl geçtiği için şimdi alıştım. Tarlalarımı ortakçılara vererek gelir elde ediyorum. Ayda bir ilçeye inerek, ihtiyaçlarımı karşılamak için alışveriş yapıyorum. Daha çok kuru gıdalar alıyorum. Kışa ise yiyecek stoku yapıyorum. Bazen köydeki arkadaşlarım ziyaretine geliyor. Ben her işten anlar, her işi yaparım. Dağdaki evimi kendi ellerimle ortaya çıkardım. İyi bir bahçıvanım. Evin çevresinde sebze, meyve yetiştiriyorum. Çok güzel yemek yaparım. Evden ayrılınca kendi yağımla kavrulmaya başladım. Dağ taş, kış bana hafif gelir.”

HALEN ÖZÜR DİLEMESİNİ BEKLİYOR

Eşi Hacer'in 4 yıl önce Ankara"da yaşayan çocuklarının yanına yerleştiğini kaydeden Şükrü Akbel, şöyle devam etti:
“Şimdi eşimi ne kadar sevdiğimi daha iyi anlıyorum. Yeniden bir araya gelmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çocukların hepsi kendi düzenini kurdu. Artık biz de yaşlandık. Eşim eğer geri dönüp benden özür dilerse, ben de ayaklarını öperim.”

Taşçı Köyü'nden Kemal Dağgün de arkadaşı Şükrü Akbel"i dağdaki kulübesinde sık sık ziyaret ettiğini belirterek, “18 yıldan beri dağ başında yaşamak çok zor. Ancak o hem çok çalışkan hem de çok sabırlı biri. Eşini çok sevdiğini biliyorum. 18 yıl bekar yaşamasına rağmen hala evlenmedi ve yine onu istiyor” diye konuştu.

Hızır Çeşmesi'ne piknik yapmak için gelenlerden Sevda Tural ise, “Hayatımda ilk defa böyle bir insanla tanıştım. Kışın kar her tarafı kapatınca ne yapıyor? Nasıl ısınıyor? Hiç evden çıkmıyor mu? Hiç burada tek başına yaşanır mı” diyerek şaşkınlığını gizleyemedi. - vatan