Sergiyi organize eden üniversite öğrencilerinden Murat Kemaloğlu ve Selcan Güler, amaçlarının kadının toplumdaki yerine farklı bir bakış getirmek olduğunu ifade ederek "Toplum Gönüllüsü Gençler olarak erkeği egemen ve güç sahibi hale getiren değer yargılarını yıkmak, bu eşitsizliğe de 'Erkeklik İstisnai Bir Durumdur' fotoğraf sergisi ile dur, topluma da bu konuda 'düşün' demek istiyoruz" dediler.
“35 ŞEHİRDE 165 NOKTADA 10 BİNLERE ULAŞTIK”
Bu yıl kuruluşunun 10. yılını kutlayan Toplum Gönüllüleri Vakfı'nın 4. kez düzenlediği "Erkeklik İstisnai Bir Durumdur" fotoğraf sergisi ile toplumsal cinsiyet rollerine ve ataerkil toplumsal cinsiyet rolleri altında ezilen kadınlara dikkat çekmeyi amaçladıklarını ifade eden Selcan Güler; "İlk kez 8 Mart 2009 tarihinde Toplum Gönüllüsü Gençler tarafından hayata geçirilen proje, geçen 3 yıl içinde, Türkiye'nin 35 farklı şehrinde 165 noktada 10 binlerce insana ulaştı. Sergi ayrıca Türkiye ile eş zamanlı olarak Romanya'da da açıldı. Fiziksel sergilerle birlikte de tüm dünyaya ulaşacak. Sergideki fotoğraflarla Dünya Kadınlar Günü'nde kadınların toplumdaki yerine farklı bir noktadan bakıyoruz. Din, etnik özellikler, yerel kültürel unsurlar, ekonomi, siyaset gibi birçok bileşen tarafından etkilenen toplumsal cinsiyet rolleri kadınların ve erkeklerin nasıl yaşayacaklarına karar veriyor. Ortak dünya kültürü tarafından oluşturulan bu roller, kendi 'doğal' gelişimi sonucunda-sürecinde kadınları sosyal hayattan ve sokaktan soyutluyor, erkeği egemen ve güç sahibi hale getiriyor. Sergideki amacımız; toplum gönüllüsü gençler olarak erkeği egemen ve güç sahibi hale getiren değer yargılarını yıkmak, bu eşitsizliğe de 'Erkeklik İstisnai Bir Durumdur' fotoğraf sergisi ile dur, topluma da bu konuda 'düşün' demek istiyoruz" dedi.
“BU TANIM BİR GERÇEKLİK ÜZERİNE KURULU”
Birkaç yıldır toplumsal cinsiyet çalışmaları yaptıklarını ifade eden Murat Kemaloğlu da; "Amacımız özellikle ve öncelikle bahsettiğimiz toplumsal cinsiyet rollerinden en çok etkilenen ve dezavantajlı konuma gelen kadınların da var olduğunu, haklarının olduğunu dile getirmek. Bu roller sadece kadınları değil, erkekleri de eziyor. Erkeklerin mecbur kaldıkları maço, erkeksi yaşam şekli onların istemeden de olsa sert, otoriter, şiddet yanlısı olmalarına neden oluyor. Erkeklik İstisnai Bir Durumdur söylemi ilk bakışta çok iddialı ve tahrik edici. Ancak bu tanım bir gerçeklik üzerine kurulu. Ortalama gündelik hayatında arkadaşlarıyla siyaset konuşan, sadece eve ekmek getiren bir erkeğin eşi rahatsızlandığında çamaşır asarken projeyi başlatan gence ilham olmasının hikayesi. Toplumsal erkek rollerinin dışına sadece istisnai durumlarda çıkan, yeri geldiğinde ağlayan, yeri geldiğinde yemek yapan, yeri geldiğinde temizlik yapan ama bunların kadınlara ait işler olduğunu söyleyen erkeklerin hikayesi. Peki bu işleri yaparak hayatı paylaşmaya hep istisnai durumlar mı gerekliydi? Aslında erkekler istisnai durumlarda erkekliklerinden vazgeçiyorlardı ve her zaman yapılmayan işleri, her zaman diyemedikleri sözleri diyebiliyorlardı. O zaman erkeklik de istisnai bir durumdur” dedi.

20120308ay527761_02.jpg