İşte Özay Şendir'in Milliyet'teki yazısından o bölüm:

Sevda Demirel demiş ki, "Yabancı kadınlar, işlerimizi ve erkeklerimizi elimizden alıyorlar. Bence bunlara da biraz savaş açalım."

İçinde hafif ırkçılık barındıran cümleler bunlar.

Diğer taraftan haklı bir tarafı da yok değil. Uzun yıllar önce önce Almanya, Hamburg'ta, tehlikeli sayılabilecek bir dosya üzerinde çalışıyordum. Aynı kafilede bulunan kadın bir muhabir arkadaşıma, çalıştığı kanaldan "Almanya'da gece hayatındaki Türk kızlardan birini bul" talimatı geldi. 

Yardım rica edince, bir otomobile doluşup, sokaklara daldık, kameramanı ve ben mekanlara girerken, o araç da bizi bekliyordu.

Bir mekan, iki mekan derken sonunda gece hayatının önemli organizatörlerinden biri sayılan bir Türk vatandaşı bulduk.

Söylediği şey çok basitti: "Buraya en çok Türkler müşteri olarak gelir ve eğlenirken muhabbet etmek isterler. Yabancı dil bilmedikleri için Türk kızı bulamadığımız zaman Bulgaristan'dan Türkçe bilen kızları işe alıyoruz." 

Buradan Demirel'in sözlerine döneyim:

Türk erkeklerinin, eski Sovyet cumhuriyetlerinden gelen kadınları, daha kolay tavlayacaklarını düşündükleri bir gerçektir.

O yüzden mekanlar zaman zaman yabancı kadınlara daha kolay iş verirler ki, parasıyla kıymetli olduğunu düşünen hanzolar gelsin, üst üste şampanya açtırsın.

Yine de savaş açmak falan garip laflar, ırkçılığın bir bu versiyonu eksikti, o da başımıza geldi işte...