Bu olgunlaşmak anlamında ermek değil. Bu kendinden, parçaların eksilerek gitmesi demek. Önce düşüncelerden başladı erime.

Sonra davranışlarımıza

Sonra hücrelerimize

Sonra iliklerimize kadar eridik

Şimdi hayat yıllardır böyle akıyormuş gibi hissediyoruz. Sanki yıllardır varmış gibi, hep ordayış ve zaten alışmışız gibi davranıyoruz.

Koşullu şartlanma diye bir davranış deneyinin en sona kalan kurbanları gibiyiz. Hani o elektrik verildiği halde yerinden hiç kımıldamayan ve bu acıyı çekmek zorunda olduğuna inanan son denekler gibi.

Her gün acı yaşıyoruz ve kılı bırak fikirlerimizde bile bir kıpırdanma olmuyor.

Birileri durduk yere ferman veriyor adı komisyon olan makamlarda kendi kafalarında olup biteni kararlara aktarıyor.

Birileri bu vatanı savunuyor bir yerlerde ve biz her gece onlardan habersiz uyuyoruz.

Birileri çocuk istismarına karşı, siz gözünüzden bile sakınırken karar alıyor ne çocuğa, ne kendi kalıplarına bakmadan

Birileri eğitim adına adım adım geriye götürüyor bizi hangi modeli ve hangi eğitim doktrinini örnek aldıkları  belli değil

Hediye paketler gidiyor bir yerlerde ve en gözde mekanlar, yerler projeye çevriliyor

Hiiç habersiz şehrin akciğerleri pazarlanıyor ve ciğersiz şehirler gibi, ciğersiz insanlar halkın vicdanlarına ipotek koymaya çalışıyor.

Birileri düşmanlık ediyor birilerine ve düşman olduğunun itibarını artırmaktan nemalanıyor

Birileri vicdanı bükük yardım eli uzatıyor birilerine ve suçlu oluyor iyi niyetli olduğu için

Birileri sevindiriyor öksüzleri, diğeri ona kızıyor başımıza çıkardı diye

Her gün bir yerde birileri düşman ediliyor diğerlerine kolkola gezinirken kolundakinin düşman olduğunu duyuyorsun

Aaaa öyle mi olurken düşmanlık beslemeye başlıyorsun aslında neden olduğunu bilmeden

Birileri tutsak olduğuna inandırılmış ve özgür elleriyle özgürlük savaşı verdiğini düşünüyor.

Olan bize oluyor

Olan Türkiye ye oluyor

Birçok ülke de Türkiyeye gitmeyin deniyormuş duyuyoruz

Peki neden ?

Birçok kişi bizimle konuştuğunda içiten içe korkuyor

Sebebini bilen var mı ?

Hani adaleti ile nam salmış bir ecdadın evlatları

Hani kilisenin yanında camiyi, onun yanında başka bir çeşitliliği barış içinde barındıran bizler

Yanlış nerdeydi ve ilk nerede başlamıştı kimse hatırlamıyor

Bu 5 yıllık 10 yıllık bir meselemi yoksa kurgulu bir düzenin adım adım uygulanmasını izliyoruz

İzlemeye ne kadar devam edeceğiz bilmiyoruz

Sanki yasakmış gibi güzel düşünceler, iyi fikirler kapalı kapılar ardında, gizlice konuşuluyor fısıldarcasına farkında mısınız ?

Rahmetli Vali Yazıcıoğlu’nun bir cümlesi vardı “ Kötüler, kötülük yapmaya cesaret ediyorsa, iyiler cesur olmadığı içindir”

Doğru olduğuna inanmak bile istemiyorum. En küçükten en büyüğe kayboluyoruz. Değerlerimizle, dünümüzle bugünümüzle ve günlük hayatlarımızla

Kimileri sınav derdinde, kimileri geçim derdinde, kimileri makam derdinde, kimileri rızık derdinde, kimileri kadro derdinde, kimileri bir daha ki seçim derdinde, kimi iktidar kimi rant derdinde

Ama bizim derdimizde olan hiç yok.

Farkında mısınız

Kötü bir tablo belki ama eriyoruz

Hem de damla damla

Hücre hücre , değer değer, gün gün

Eriyoruz