Hakkari'de terör örgütü PKK'nın hain saldırısı sonucu Geçimli Karakolunda yaralanan Jandarma Komando Er Erhan Yakut, '130 askerin bulunduğu karakola 300 kişi saldırdı. Hiçbir mevzi kaptırmadık, karakolu kaptırmadık. Tüm arkadaşlarım direndi. Cesurca savaştık" dedi.

Sabaha karşı otobüsle geldiği İnegöl'de Babası Cengiz Yakut, annesi Arzu Yakut, kız kardeşi Büşra Yakut tarafından karşılanan Erhan Yakut, Orhaniye Mahallesi'ndeki evinde dinleniyor. Ayaklarında ve kollarında yaralar bulunan Erhan Yakut, 20 günlük hava değişimine geldiğini belirterek, çatışma gecesini anlattı. 300 kişilik terörist grubunun saldırdığı karakolda 130 askerin bulunduğunu ve 4 saat süren çatışma boyunca cesurca savaştıklarını söyledi.

'HAZIRLIKLI OLMASAYDIK KAYBIMIZ DAHA BÜYÜK OLURDU"

Gazi Erhan Yakut, o anları anlatıp tekrar yaşamak istemediğini belirterek; 'Unutmaya çalışıyorum. Nöbet değişimi vardı. Ama biz böyle bir saldırıya hazırlıklıydık. Yoksa daha fazla kaybımız olurdu. Çatışma dört-dört buçuk saat sürdü. 300 kişi kadar geldiler. Biz de 120-130 askerdik. Hiçbir mevzi kaptırmadık, karakolu kaptırmadık. Tüm arkadaşlarım direndi. Cesurca savaştık. Şehit düşenlerden biri komutanımdı. Komutanlarımız tecrübeleri sayesinde bizi iyi yönlendirdi. Hiç şaşırmadık. Hazırlıklıydık zaten. Her akşam bunun tatbikatını yapıyorduk. Ben gelirken de komutanım hep yanımdaydı, yatmak istemedim. Memleketime gelmek istedim. Operasyon sonrası takviyeler de kobraların gelmesi işimize yaradı. Sızma ekibini bozduk biz. Ama mayın döşemişler yollara, bize destek gelmesini önlemek için. 1996 yılında bir baskın olmuş, o zamandan beri bir şey olmamış. Karakolumuz çok kötü bir yerde. Silahlarımız güçlü olsa da tepemizden saldırıyorlar" dedi.

BABA CENGİZ YAKUT TEPKİLİ

Erhan Yakut'un babası Cengiz Yakut ise, oğlunun otobüsle gönderilmesine bir kez daha tepki gösterdi. Oğlunun yaralandığı haberini Çorlu'dayken aldığını belirterek, 'Saat 07.30 gibi aradılar. Ben çocuğun arkadaşlarının değil de bir komutanının haber vermesini isterdim. Ben de bu devletin bir vatandaşıyım. Çocuğu gördüm moralim bozuk. Otobüsle göndermişler. Otobüsten indikten sonra kendim eve getirdim. Kolları şiş, parmakları yaralı. 'Nasıl oldu' diye sorduk, baba, 'savaş işte oldu bitti' diyor. Şokta konuşamıyor. Ben helikopterle veya ambulansla bekliyordum. Hakkari'den Van'a helikopterle gelmişler, oradan Ankara'ya gelmişler. 'Bana para çıkart geliyorum' dedi. 400 lira para gönderdim. Ankara'dan teğmenleri de hiçbir askerin elini cebine attırmamış. Kendisi almış biletlerini. Allah ondan razı olsun. 20 gün hava değişimi vermişler. Buna da şaşırıyorum. Buradan izin alabiliyormuşuz nasıl alacağı bilmiyorum. Onu öyle görünce kendimi görüyorum. Ben de Şırnak'taydım, İkizce jandarma komando taburunda yaptım askerliğimi. Biz de çatışmalara girdik. Ayağı şiş, kollarında yaralar var, sırtında mermi var bandajlı. 'Baba savaşa girdik. Ben önüme bakarken mermi arkamdan geldi. Anlamadık" diyor. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Ben de üzülüyorum. Tezkereye gelmedi bu çocuk. Bir telefonla aradı beni 'baba ben yola çıktım. Mezitlerdeyim' diye haber verdi. Ben çocuğu görene kadar inanamadım. Tepkim büyüklerimize, büyüklerimizi kınıyorum" dedi.