Türkiye ve Ortadoğu analizi yapan The Wall Street Journal, bölgedeki anahtar ülkenen Türkiye olduğunu yazarken, Başbakan Erdoğan için de "Siyasi bir rock yıldızı" yorumunu yaptı.

ABD'nin önemli gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), Türkiye'nin, Ortadoğu'nun İran'ın nükleer programı ve Lübnan'daki siyasi kriz gibi iki zor diplomatik meselesini çözmek için devreye girmesinin, bölgenin "anahtar oyuncusu" olarak ortaya çıktığını gösterdiğini yazdı.

Gazetenin internet sayfasında ''Türkiye, Ortadoğu'da Hakem Rolü İçin Bastırıyor'' başlığıyla çıkan yorum haberde, BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya (5 1 ülkeleri) ile İran'ın diplomatlarının, İran'ın nükleer programını görüşmek için İstanbul'da toplandıkları, toplantıya evsahipliği yapan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da toplantıya katılan kimi ülkelerle ikili görüşme yapmak için 48 saatlik Lübnan ziyaretinin ardından İstanbul'a geldiği hatırlatıldı.

BİR TARAFTA LÜBNAN DİĞER TARAFTA İRAN

Davutoğlu'nun Lübnan'daki siyasi krizin çözülmesi için arabuluculuk yardımında bulunmasının ve İran'ın nükleer programı üzerindeki görüşmelerin İstanbul'da yapılmasının, Türkiye'nin Ortadoğu'da nasıl önemli bir oyuncu olarak ortaya çıktığını gösterdiğini yazan gazete, diplomatların ve siyasi uzmanların Türkiye'nin, belki de bölgede Sünnilerle, Şiilerle, Hizbullah'la ve Washington'la kolaylıkla konuşabilen tek ülke olduğunu söylediklerini kaydetti.

GELİŞEN EKONOMİNİN SONUCU

Bu durumun "uzun bir dönem kendisini Arap dünyasından tecrit etmiş Türkiye açısından büyük bir değişiklik olduğu" yorumunu yapan gazete, bunun istikrarlı bir komşu bölge isteyen Türkiye'nin gelişen ekonomisinin de bir sonucu olduğunu yazdı.

Davutoğlu'nun açıklamalarına da yer veren gazete, Dışişleri Bakanının ''Türkiye'nin İran'ın nükleer meselesine olan ilgisinin lüks olmadığını, İran'ın komşusu olarak Türkiye'nin bölgede nükleer bir kızışmadan, Batı ve İran arasındaki gerilimden ya da İran'a karşı yaptırımlardan zarar görecek ilk ülke olduğunu'' söylediği belirtildi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun son yıllarda Ortadoğu'daki krizlerde (arabuluculuk kapsamında) bir demirbaş haline geldiğini yazan gazete, Davutoğlu'nun Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ile de görüştüğünü, bunun da bölgede Türkiye'nin güçlü bir oyuncu olarak yükseldiğini bir kez daha gösterdiğini vurguladı.

"ARAPLAR İMRENİYOR"

Davutoğlu'nun Türkiye olarak, ''Herkesle görüştüklerini, konuşacaklarını, bunun birinin kazancı diğerinin kaybı olan bir oyun olmadığını, Sünnilerin ya da Şiilerin kazandığı ya da bazı durumlarda Hristiyanların kazandığı, diğer grupların ise kaybettiği bir Irak ya da Lübnan olamayacağını'' söylediği ifadesini kullanan gazete, analistlerin "Türkiye'nin, Müslümanların çoğunlukta yaşadığı bir ülke olarak laik demokrasisini korumaktaki başarısının, aynı zamanda hızlı ekonomik büyümesinin, eğitimli orta sınıf Araplar arasında imrenmeye yol açtığını" söylediklerini kaydetti.

"ERDOĞAN SİYASİ BİR ROCK YILDIZI"

Haberde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e karşı sert bir tutum almasının ardından bölgede ''siyasi bir rock yıldızına'' dönüştüğü yorumu da yapıldı.

Gazete, bazı siyasi analistlerin ''Türkiye'nin bölgede herkesle konuştuğunu, son derece gelişmiş ve eşsiz bir rol oynadığını, pek çok Arap ülkesinin Türkiye'ye lider ülke olarak bakmaya başladıklarını'' söylediklerini yazarken, bazı analistlerin ise ''Arap bölgesi olan Ortadoğu'nun kilit ülkelerinin, Türkiye'nin bölgedeki ilginin odak noktası ve lider ülke olmasına izin vermeyeceğini'' düşündüklerini belirtti.

TÜRKİYE'NİN LİMİTLERİ

Bazı analistlerin, ''İran görüşmelerine evsahipliği yapan Türkiye'nin ABD ile ilişkisinin, zarar görebilme riskinin bulunduğu'' yönünde yorum yaptıkları ifadelerine yer veren gazete, bu görüşlere karşı Davutoğlu'nun endişeli olmadığını ve ''Türkiye'nin kendi yolunun, Amerikan yoluna alternatif olduğunu kimse düşünmemelidir. İkimizinki de aynı yoldur, sadece farklı taktikler içermektedir'' dediğini kaydetti.

Haberde, ''İstanbul görüşmelerinde Davutoğlu'nun diğer ülkeler gibi masaya oturamamasının ve Lübnan'daki arabuluculuk çalışmalarının belirsizliğinin, Türkiye'nin nüfuzunun limitlerini gösterdiği'' iddiası da yer aldı.