AK Parti Grubu Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Erdoğan konuşma yaptı.

Erdoğan, konuşmasında AKP'nin kapatılma davasını da değerlendirerek şöyle dedi: "Kazanan Türkiye olsun, biz kaybedelim."

İşte Erdoğan'ın konuşması:

"İzmir EXPO'ya, EXPO İzmir'e çok yakışacaktı. Emeğin karşılığını almayı çok isterdik. Bu süreçten azımsanmaması gereken kazanımlar da elde etmiş durumdayız. İzmir'in tanıtımı açısından birçok fırsat yakaladık. Böyle bir organizasyona nasıl hazırlanılması gerektiği konusunda tecrübe kazandık.

Yüzde 4.5 oranında büyüme kaydettik. İkinci çeyrekte yüzde 4 oranında büyüme kaydetmişti. Türkiye ekonomisi son çeyrekteki büyümeyle birlikte 22 çeyrek üst üste büyüme kaydetmiştir. Bir büyüme sürecinde içerisindeyiz. Seçim süreci ve bazı dalgalanma büyüme sürecini etkilemiş olabilir. Son 10,20,30 yılın oranlarını üst üste koyun son yılın büyümesinin göreceksiniz. Daha önce ekonomi bir ileri gittiyse 2 geri dönmüştür. Son 5 yılın büyüme hızı yüzde 6 civarındadır."

"KİMSENİN BU MİLLETE BEDEL ÖDETMEYE HAKKI YOKTUR, OLAMAZ"

"2007 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan dalgalanma yaşadık. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili tartışmalara tanık olduk. 2 seçim bir referandum atlattık. Bunlara rağmen ekonomi yüzde 4.5 oranında büyüdü. Bu bir başarıdır. Türkiye ekonomisinin hassasiyetleri de değişmiştir. Herkesin bunun sorumluluğunu idrak etmesi gerekmektedir. Kimsenin bu millete bedel ödetmeye hakkı yoktur, olamaz. Türkiye emin adımlarla ilerlemeye devam edecektir.

Türkiye'nin milli gelir ifadesi yok, gayri safi yurtiçi hasıla var artık. Gayri safi yurtiçi hasılamız 856 milyar 387 milyon YTL'ye yükselmiştir. 500 milyar dolar sınırını artık aştık. Türkiye artık birinci ligde oynayan bir takım haline gelmiştir. Finans kuruluşları için, imaj için son derece önemlidir. 659 milyar dolarlık bir hacme ulaşmışız. Türkiye 2002'de dünyanın kaçıncı büyük ekonomisiydi, 26. Türkiye şimdi dünyanın 17. büyük ekonomisi haline geldi. Gayri safi kişi başına hasıla 9 bin 333 dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu hedefimize de ulaşmış olduk. Daha önce271 milyar dolar olan borç stoku, 2007 sonunda 249 milyar YTL'ye inmiştir. Devletin öyle çok bir borcu yok. Bu rakamlar Türkiye'nin büyüdüğünü ortaya koyan rakamlardır. Bu rakamlar Türkiye'nin aydınlık geleceğine ışık tutan rakamlardır. Türkiye'nin gündemini çarpıtmaya çalışırsa çalışanlar, bizim önceliğimiz Türkiye'nin mutluluğudur. Biz sofradaki ekmeği büyütme mücadelesindeyiz. Biz Türkiye'nin insafsızca büyütülmüş borçlarını eritmenin mücadelesi içerisindeyiz. Biz işsizlikle kararlı ve sabırlı biçimde mücadelenin içindeyiz.

"DURUMU HAZMEDEMEYENLER VAR"

3 Balkan ülkesini kapsayan ziyaret gerçekleştirdim. Soydaşlarımızın mücadelesini gördük. Türkiye ile Bulgaristan arasındaki ticari ilişkimiz 4 yılda 4 kat artmış, 4 milyar dolar seviyesine ulaşmış. Türkiye'de siyasi istikrar ve güven var. Bunun yanında durumu hazmedemeyenler var.

Türkiye'nin uluslararası camiada nereye geldiğini, marka oluşu konusunda nasıl hızla büyüdüğü ortada. Bu 3 ülkede soydaşlarımızla biraraya geldik. İş forumları oluşturduk. Bosna-Hersek'te Türk girişimcilerin gayretleriyle bir üniversite açılmıştı oraya ziyarete gittik. O üniversite güçlü bir üniversite. Bosna-Hersek'te yaşanan dönemde başı çeken üniversite öğretim üyeleri o okuldaydı. Duygusal anlardı. Kırcaali'ye gittik. Orada da soydaşlarımızla biraraya gelerek bir mutluluğu yakalama fırsatı bulduk. Orada da bir ilk gerçekleşti. Kırcaali'ye giden ilk Türk Başbakanı oldum. Bugün de İsveç'e bir resmi ziyaret için gidiyoruz. Üst düzey yetkililerle görüşmelerimiz olacak. Oradaki vatandaşlarımızla da biraraya geleceğiz. İsveç önemli bir ticaret ortağımız olmanın yanısıra AB konusunda bizi destekleyen bir ülke. Bu anlamda ziyaretimiz çok önemlidir.

Kazanımlarımız AKP ile temsil edilen demokratik durumun sonuçlarıdır. Türkiye her zamankinden daha zengindir. Gelişme ivmesini bırakmamak ivmesini yakaladık. AB ile tam üyelik müzakerelerini yürüten bir ülke olduk. Bugün toplum demokrasi talebini yüksek sesle dile getirmektedir. Çoğullaşan demokrasi ile birlikte büyüyen Türkiye'de devleti ve toplumu ayrı görmek mümkün değildir. Türkiye istikrar yakalamıştır. Yerel ile evrensel değerlerin uyumlu bir sentez,ni yakaladık. Siyasetin geliştirilmesi önemlidir. Siyaseti zayıflatma gayretleri sadece millete zarar vermez, devleti de yıpratır.

Bazılarının iddia ettiği gibi milletin çıkarlarından ayrı bir çıkar olamaz. Biz AKP olarak demokratik olmaya devam ediyoruz. Milletimizin gönlündeki yeri korumak bugüne kadar siyasetimizin ana ekseniydi. Halkın rızasıyla iktidar olmuş AKP kurulduğu günden beri icraatleriyle milletimizin gönlünü kazanmaya odaklanan bir siyaset ortaya koymuştur. Emeklerimizin alın terimizin karşılığı milletimizin devletimizle birlikte güçlenmesidir. Türkiye Cumhuriyet'ini hak ettiği medeniyet seviyesine ulaştırmak yegane amcımızdır başından ebri. Gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz. AKP Türkiye'ye tarihi başarılar kazandırmıştır. Her şartta ülkemizin menfaatlerini savunmuştur.

"KAPATMA DAVASI BİZİM İÇİN KİŞİSEL MESELE DEĞİLDİR"

Şimdi bir mahkeme sürecmiz var. Bu süreç yürüyecek. Kişisel bir dava ve mesele üzerinde durmadık. Bizler için asla kişisel bir mesele değildir. Bu Türkiye meselesidir, milletimizinj meselesidir. Metanetle bu süreci götüreceğiz. Bundan sonra da AKP olarak üzerimize düşen azami sorumluluğu yürüteceğiz. Milletimizden arzu ve beklentimiz korku tacirlerine, provakasyonlara asla fırsat vermemeleri. Umuyoruz ki bu sürecin sonunda kazanan adalet olsun, demokrasi ve millet iradesi olsun. Kazanan Türkiye olsun biz kaybedelim. “Millet bize "durmak yok yola devam" dedi, demokratik duruşumuzu sonuna kadar sürdüreceğiz” edeceğiz