BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş grubunun toplantısında konuştu.

İşte Demirtaş'ın konuşmasından satır başları;

ULUDERE OLAYI KAPANMADI KAPANMAYACAK

Hükümetin bilgisi olmadan tek bir uçak sınır ötesine geçemez. Siyasi sorumluluk sendeyse bunu kimin yaptığını açıklamalısın. Bu olay kaybolmayacak. Sizin örtme isteğinize rağmen kaybolmayacak. Böyle bir katliam gerçekleştiği saatlerde medya AKP'nin korkusundan bunu yayınlayamadıl. Çünkü bu medya kuruluşlarının başına gelebilecekleri konusunda yakın zamanda örnekler var. Medya Uludere olayını 12 saat yayınlayamamıştır.

Orada tarihi katliam yaşanırken bunun hesabını sormayan herkes bu katliamın sorumlusudur. 34 köylü savaş uçakları ile parçalanmış 111 gündür üstü örtülmeye çalışılmıştır .Sanmasınlar ki bu olay kapatıldı. Geçen hafta o acılı aileler buradaydı. Bu sayfa bu dosya kapanmayacak. Roboski dosyası kapanmayacak.

CEZAEVLERİNDE İŞKENCELER HAT SAFHADA

Halen cezaevlerinden şikayet yağıyor. Bize ifade ediyorlar. Özellikle Sincan, Tekirdağ, Osmaniye ve Şakran Cezaevi. Sistematik işkencelerin yaşandığı cezaevleri bunlar.Orada insanlar 10 kişilik odalarda 30-40 kişi yaşamak zorundalar. Kimi 1,5 yıldır hakkim önüne çıkarılmayı bekliyor. Kimi anadilinde savunmasını yapamıyor.

BAKANIN SÖZÜNÜ TUTUP TUTMADIĞINI TAKİP EDECEĞİZ

Osmaniye cezaevinde açlık grevi vardı. Adalet Bakanı oradaki sorunlar çözülecek dedi. Bizde takipçisi olacağız. Cezaevlerinde günlük tıraş olmadı diye şuan disiplin cezası veriliyor. Revire götürülecekse duvarın dibinden kafasını kaldırmadan yürütmeye çalışıyorlar. 12 Eylül'de yapıyorlardı bunlar. Adalet Bakanı bunlar çözülecek dedi. Takipçisi olacağız.

Şakran cezaevinde çıplak arama uygulaması gerçekleştiriliyor. Tutuklulara inşaat temizliği yaptırılıyor. Ziyaretçiler bile çıplak aramaya tabi tutuluyor. Bu koşullardan dolayı değil dışarıda yaşanan siyasi baskılardan dolayı açlık grevleri yapılıyor. Bu grevlere karşı hükümetin Avrupa Konseyi'nin sessizliği manidadır.

Burada AB Genel Sekreterliği, Büyükelçiliği olanlarla ilgili doğru bilgilendirme yapmalıdır. Bu uygulamaların nasıl sınırsız devam ettiğini kurumlarına anlatmak zorundalar. İşkenceyi önleme komitesi bu çığlığı duymuyorsa bu işkenceye ortaksınız diyeceğiz.

O ZAMANLAR KARDEŞİM ESAD GÜNLERİYDİ

Geçen yıl 15 Mart'ta Suriye'de ayaklanma başladığında hükümet ortak protokoller imzalanıyordu. Hükümet bölgedeki gelişmeleri okuyamıyordu. Davutoğlu hala ortak protokeller imzalamaktan kendini alamıyordu. Çünkü o zamanlar kardeşim Esad günleriydi.

BAŞBAKAN NEREDEYSE SAVAŞ İLAN EDECEKTİ

Suriye olaylarında Türkiye'nin meseleye yanlış girişi bugün Türkiye'yi en sıkıntılı pozisyonu alan ülke haline gelmiştir. Bu mesele ilk kaynamaya başladığında bu grup toplantılarında samimi olarak yaptık. Bugün gelinen noktada Başbakan Çin'de neredeyse Suriye'ye savaş ilan ediyordu.

Ne Meclis'i, ne muhalefeti, ne bakanlarını bilgilendiriyor. Ama biliyor ki bu kolay mesele değil. Suriye he diyip savaşılacak ülke değil. NATO'yu da desteği çağırıyor. Suriye ordusu hareketlendi de bizim mi haberimiz yok. Sen Suriye'ye girmek istiyorsun. NATO'yu niye çağırıyorsun. Girecem savaşacağım diyorsun.

ERDOĞAN ÇIK BUNLARI SAVUN DA GÖRELİM

Nedir bu kan hevesi, savaş hevesi AKP camiasında anlamış değiliz. Ama bu kardeşim Esad babasından dolayı dikdatörlükle yönetiyor orayı. Siz ilkesiz bir duruş sergilediniz. Suriye'de katliamları zamanında görmezden geldiniz.

Ben AKP'nin Başkanına soruyorum. Suriye halkından Kürtler özerlik istiyor? Sen bunu savunuyor musun? Suriye özerk Kürdistan'ını savunuyor musun? Çık bunları savun görelim. Ama senin dersin bakşak. Sen orada tampon bölge oluşturmaya çalışıyorsun.

Sen kendi kendini kandırıyorsun. Kürdistan bölgesine biz iki devlet bir milletiz de bakalım. Azerbeycan'da olduğu gibi. Yaptığın gizli ırkçılığı örtmek yerine bölgedeki halklarda dost olarak geçinmen gerekiyor.

HALA KÜRTLERİ NASIL ENGELLEYEBİLİRİM DİYE BAKIYORSUN

Sen dikdatörlerle dost olmayı iyi becerdin. Beşir'de, Kaddafi'yle de dosttun sen. Ama halklarla iyi dost olamadın. Orada Kürtler statü elde etmesin diye bunu yapıyor. Başka birşey kalmadı artık. Orada Kürtleri engelleyebilirmiyim diye uğraşıyor.

Türkiye toplumunun nasıl karanlığa sürüklediğini açıklamıyor. Böyle ortamda milliyetçiliği, ırkçılığı savunmak için taklacı bakanı orada tutuyor. İçişleri bakanı bu rolü oynuyor. Türkiye'nin Suriye ile ilgili tek bir kelime etmemesi lazım. Orada rejim değişmelidir. Irak'ta yaptığımız hatayı yapmayalım deyenler Suriye'deki yapıya bakarak görmeliler. Türkiye'de savaş yanlıları birkez daha iyi düşünmelidir.

Hiçbir uyarıyı dikkate almayan , benden daha iyisini bilen yoktur diyen Başbakan'ın getirdiği durum budur. AKP Genel Başkanını dinleyenler 100 yıl önceki Türkiye'den bahsediyor sanırlar. Oysa bahsettiği sorunlar şuan yaşanıyor.

BU MAHKEMELER AKP'NİN KOMİSYONUDUR

KCK davasında siyasetçiler, kadın gençlik temsilcileri tutuklu. Kendilerini savunmak istiyorlar. Ama kendi anadilinizde konuşamazsınız denilince 3 yıldır yapamıyorlar. Orada bir rezalet sürüyor. 3 yıldır gelinen aşamada tek bir adım ilerleyememiş.

Tutuklu olanlar zaten 5 yıl ceza almış durumda. Mesela milletvekilimiz Selma Irmak kendi dilinde savunma sunuyor. Onu mahkeme başkanı geri iade ediyor. Ben senin savunmanı dosyaya koymam diyor mahkeme başkanı. Onu adı mahkeme değildir. Bunlar AKP'nin komisyonlarıdır. Bunların ismi sadece mahkeme. DGM'lerde, İstiklal Mahkemeleri de böyle çalışırdı. Tüm bunlar 12 Eylül referandumu ile düzelecekti.

ONLAR BAŞKANINI GÖRDÜĞÜ ZAMAN HERALDE TAKLA ATIYOR

Bunlar kendi başkanını gördüğünde heralde takla atıyorlar sizi ne kadar seviyoruz demek için.Vatandaşında böyle sevindiğini sanıyorlar. Sevgi gösterimiz öyle değil.

Sizin Genel Başkanınıza yaptığınız gibi değil. Sizin sevgi gösteriniz başınızı okşayınca tamamlanıyor.Sayın bakan normal vatandaş öyle sevinmiyor.

AKP İSTEDİĞİNİ YAPIYOR

Zaten yasalarla herşeyi yapıyorlar. 4+4+4 bunun örneğidir. İstediklerini yaptılar. Kentsel Dönüşümde de aynı. İstediğin yeri yıkarsın, yaparsın. Anayasaya gerek kalmadı. Toplu sözleşme AKP'nin istediği gibi oldu. AKP yeni bir anayasayı gündeminden çıkarmıştır. Biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Zaten AKP'nin yeni anayasa yapacağı falan yok.