25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Uluslar arası Mücadele Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Erdem, “AK Parti olarak kuruluşumuzdan bu yana insan haklarını her türlü değerin üstünde tutmaktayız. İktidara geldiğimiz günden bu yana hem temel insan hakları hem de kadının insan hakları alanında bir dizi düzenlemeye imza attık. 3 Ocak 2003 de aile mahkemeleri kuruldu. Kanun aile içi şiddette polis ve adalet mekanizmasının süratle harekete geçmesini sağladı. Kanun ile ayrıca, şiddet uygulayan kocanın evden uzaklaştırmasını ve cezaya uymama durumunda ise hapis cezası öngörmektedir. 26 Eylül 2004 tarihinde TCK"da yapılan düzenlemeler ile töre ve namus saikiyle işlene suçlar hafifletici neden olmaktan çıkarılarak, kişiye bağlı suçlar kapsamına alındı ve cezalar ağırlaştırıldı. 9 Temmuz 2004 tarihinde belediyeler kanununda yapılan değişiklikle nüfusu 50 bini geçen belediyelere kadın sığınma evi açma zorunluluğu getirildi. 2005 yılında TBMM"de Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma komisyonu kuruldu ve 4 ay süreyle çalıştı. Ortaya çıkan raporun ardından 2006 yılında çıkarılan başbakanlık genelgesi ile konuyla ilgili olarak tüm kurumların eşgüdümlü olarak çalışması üçer aylık raporlar sunması öngörüldü. Başbakanlık genelgesine istinaden konunun tarafı tüm kamu personelinin hizmet içi eğitim programlarına başlandı. Emniyet Teşkilatı, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı personeline hizmet içi eğitim programları uygulandı. Ayrıca kadına yönelik şiddetle ilgili olarak, vatani görevini yapan er ve erbaşların eğitimine başlandı. Her yıl 450 bin er ve erbaş bu eğitimi almaktadır. "Alo 183 Şiddet" hattı şiddete uğrayan veya risk altında olan kadın ve çocuklara hizmet vermektedir. Ayrıca; Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı olarak 2010 yılı başında Atölye Çalışmaları çerçevesinde "kadın ve şiddet" konulu çalışmayı gerçekleştirdik. Konunun tüm taraflarıyla masaya oturarak çözümlerin kısa, orta ve uzun vadeli eylem planı oluşturduk. Eylem planına istinaden icra makamları ile bir dizi görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmeler neticesinde Adalet Akademisi müfredatına 2010-2011 yılı eğitim öğretim yılından başlayarak "Toplumsal Cinsiyet Eğitimi" dersleri konmuştur” diye konuştu.
Bireylerin hem fiziken hem de ruhen sağlıklı olduğu toplumların gelişme yolunda ilerleyebileceklerini savunan Erdem, “Siyaset kurumu irade koyan, karar alan bir kurum olmakla birlikte, toplumsal değişim ve dönüşüm topyekün bir seferberlik gerektirir. Ve şiddetle mücadelede siyasetin günlük kısır tartışmalarının dışında maksimum işbirliğine ihtiyaç vardır. Siyasetçiler, STK"lar, üniversiteler, medya vs konuya aynı duyarlılıkla bakmalı, ortak bir eylem planı çerçevesinde hareket etmelidir. Şiddetin “haz” alma duygusu olarak sunulduğu bazı medya yayınları bu mücadeleyi ne yazık ki zayıflatmakta, hatta şiddeti özendirmektedir. Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında uygulamaların sıkı takibi konusunda her türlü işbirliğine açık olduğumuzu daha önce yaptığımız çalışmalar açıkça ortaya koymaktadır. Bu noktada bugün dünden daha iyi bir yerdeyiz, yarın ise bugünden daha iyi bir noktada olabilmek için tüm tarafları işbirliğine davet ediyorum” şeklinde konuştu.