İnternet andıcı davasının tutuklu sanığı Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu talepler kısmında yaptığı konuşmasında internet andıcı belgesinin emir komuta zinci halinde hazırlandığını belirtti. Çubuklu, "İnternet Andıcı belgesi resmi ve yasal bir belgedir" dedi. İddianameyi bir hukukçu olarak satır satır okuduğunu vurgulayan Çubuklu, "İddianamede parafımın bulunması nedeniyle silahlı terör örgütünü yönettiğim ve yönlendirdiğim iddiasıyla cezalandırılmam isteniyor.

Andıç sadece tarafıma koordine amaçlı gelmiştir. Andıç birlikte hazırlanmaz. Koordine TSK’de herkesin kendi görev alanlarına bakarak verdikleri paraftır" şeklinde konuştu.

"RESMİ BİR BELGEYİ PARAF ETTİĞİM GEREKÇESİYLE ÖRGÜT ÜYESİ OLMAKLA SUÇLANIYORUM"

İddianamedeki suçları anlamakta güçlük çektiğini söyleyen Çubuklu, "Andıc kamuoyunun bilgilenmesi amacıyla onay almaktır. Bende paraf attım. İnternet Andıcı tedariki onayını içeren belgede 4 Haziran 2007’de Milli Savunma Bakanlığı’nın imzası var. Ben de soruyorum. Benim imzaladığım bu andıçla, o andıç arasında ne fark var" diye konuştu.

"KARA VE GRİ PROPAGANDA’ LAFI YOK"

İnternet andıcıyla gri ve kara propaganda yapılmasının öngörüldüğünün iddia edildiğini belirten Çubuklu "Bir hukukçu olarak böyle bir metne imza atmam mümkün değil. Ama bende tereddüt ettim. Hem iddianameyi hem eklerini inceledim.

Ne 93 sayfalık iddianamede ne de 23 klasörlük eklerinde gri ya da kara sözcüklerine rastlamadım. İddia makamaı bu sözcüklerin nerede geçtiğini biliyorsa lütfen söylesin. Ancak ben bu suçlarla suçlanıyorum. Hakkımdaki suçlara ilişkin tek bir delil yok. Resmi bir belgeyi paraf ettiğim gerekçesiyle örgüt üyesi olmakla suçlanıyorum. Suçlamaları reddediyorum. Tahliyemi istiyorum" dedi.

ALAETTİN SEVİM: ÖNCE EYLEM SONRA PLAN MU SAYIN BAŞKAN

Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim savunmasında iddianamede yer alan ve mantık hatası olarak nitelendirdiği ayrıntılara dikkat çekti. Sevim, İrticayla Mücadele Eylem Planı belgesinin 2008 yılında oluşturulmasına rağmen söz konusu internet sitelerinde suç delili olarak gösterilen haberlerin 2007 yılına ait olmasını bir mantık çelişkisi olarak nitelendirdi. Sevim, "Söz konusu haberlerin plan tarihinden önce yayınlandığı açıktır. Bu da tarih çelişkisidir" dedi.

"TARKAN’IN ŞARKISI YÜZÜNDEN ÖMÜR BOYU HAPİS CEZASIYLA YARGILANIYORUM"

"Tarkan’ın şarkısı Ermenistan’ı karıştırdı" şeklindeki haberin iddianameye delil olarak girdiğini söyleyen Sevim, "Tarkan’ın şarkısı yüzünden ömür boyu hapis cezasıyla yargılanıyorum. Hapiste emekli olan ilk Türk amiraliyim. Pazartesi günü ilkokula başlayacak oğlum var onun yanında olmak istiyorum" dedi.

"DURSUN ÇİÇEK TELEFONDA YA DA TELEFONDA YÜZYÜZE GÖRÜŞMEDİM"

Sevim, "Dursun Çiçek konuşmasında İnternet Andıcı iddianamesinde adının 175 kez geçtiğini belirtti. Ben ismim ise iddianamede ve ek klasörlerde tam 5 defa ismim geçiyor. İddianamede ’Proje’ isimli belgeyi hazırladığım ve ’Kitleşim’ isimli belgeye de son şeklini verdiğim ileri sürülüyor. İddinamaede şöyle deniliyor. "Proje isimli belgeyi son kaydeden olabileceği kanatine varılmıştır" deniliyor. Ben bu ifadeyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyorum. İddialarla ilgili hiçbir belge, delil yok. Sanıkların verdikleri ifadelerde ismim geçmiyor. Andıç belgesinde 12 paraf var. Ancak benim adım ve imzam yok. Proje isimli belgenin, İrticayla Mücadele Eylem Planının taslağı olduğu ve benimde Dursun Çiçek’e emir verdiğim iddia ediliyor. Dursun Çiçek telefonda ya da telefonda yüzyüze görüşmedim. Dursun Çiçek ile aramızda bir mailleşme yok. Ben bu iddiaların hepsini reddediyorum" diye konuştu. Sevim, "İddianameye bakıldığında benim üstlerimi yönlendirdiğim iddia ediliyor. TSK’nın kurumsal yapısı içinde bu mümkün değildir. İnternet sitelerinin işletilmesinde ve kontrol edilmesinde yer almadım" ifadelerini kullandı.

"NEDEN TUTUKLANDIĞIMI ANLAYAMIYORUM"

Tutuklu sanık Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, "Tutuklanma gerekçelerimi sonradan öğrendim. Delilleri karartma şüphesiyle bu davadan tutukluyum. Oysa ben başka bir davadan tutukluyum bu halde nasıl delil karartabilirim. Tahliyemi talep ederim" dedi.

MAHKEME KARARIYLA ’KAMU YARARINA’ BULUNAN HABERİM YÜZÜNDEN BURADA YARGILANIYORUM

Daha sonra söz alan tutuklu sanık gazeteci Deniz Yıldırım bu davanın sanığı olmasına yol açan Melih Gökçek ile Burhan Kuzu arasında geçen telefon görüşmesinin yayınlandığı haberinin Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından mahkeme kararıyla ’Kamu yararına’ olduğunun tespit edildiğini belirtti. Bu durumun bir çelişki olduğunun altını çizen Yıldırım tahliyesini talep etti. Sedat Özüer Cemal Gökçeoğlu da emekli oldukları için delil karartmalarının söz konusu olmayacağını belirterek, tahliyelerini istedi. Duruşma sanık ve avukatlarının taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.